Kariyer Çocuğa Engel Olmasın

Kariyer Çocuğa Engel Olmasın!

Günümüzde büyük ve kalabalık şehirlerde yaşayan çoğu kadın, iş hayatına atılarak çocuk sahibi olmayı ikinci plana bırakabiliyor. Ekonomik özgürlük, sosyal bir hayat sürmek, kısıtlanmadan istediği gibi yaşamak kadınları çalışmaya ve kariyer sahibi olmaya teşvik eden başlıca faktörler.

Peki kariyer çocuğa engel mi? Yıllarca verilen emeklerin bir anda yok olması korkusu sizi çocuk sahibi olma isteğinden alıkoyabilir. Çünkü büyük emekler vererek bir noktaya getirdiğiniz iş hayatınızı bir anda elinizin tersiyle itmek hiç kolay değildir!

Kabul, aile hayatıyla birlikte tam zamanlı bir işte çalışan anne olmak asla kolay değildir. Ancak bu durum anne olmaya engel de değildir! Hem kariyere hem de bir çocuğa sahip olmanız mümkün. İdeal bir iş-yaşam dengesine nasıl ulaşacağınızla ilgili ip uçları için okumaya devam edin!

Burada en önemli nokta, kariyeriniz ve aileniz arasındaki dengeyi iyi kurabilmektir. Biz de size bu konuda yardımcı olacak 8 ipucu bulduk!


1- Kendi̇ni̇zi̇ Suçlu Hi̇ssetmeyi̇n

Gün içerisinde çocuğunuzla vakit geçiremediğinizi düşünmek yerine, şirketinizdeki konumunuzun ailenize maddi ve manevi nasıl katkı sağladığının düşünün. Çalışarak aile bütçenize katkıda bulunduğunuz müddetçe çocuğunuzun geleceği için daha iyi imkanlar sunabilir, eğitim masraflarını rahatça karşılayabilirsiniz. Kariyerinde başarıya ulaşmış anneler, evi ve işyeri arasındaki dengeyi iyi kurmuş olanlardır. Tabii her zaman her şey planladığınız gibi gitmeyebilir; güzel ve eğlenceli zamanlarınız olacağı gibi zor ve bunaltıcı günlerinizin olacağını baştan kabul etmelisiniz!


2- Kali̇teli̇ Bir Çocuk Bakıcısı Bulun

Bakıcı ararken referanslarına mutlaka dikkat edin ve iyi araştırın. Yakın çevrenizi, ailenizi veya arkadaşlarınızı soruşturarak tanıdığınız birilerinin bildiği insanları değerlendirmek iyi bir fikir olabilir. Bunun yanı sıra aradığınız kriterlerin bir listesini hazırlayın. Şakacı, aktif ve tehlikeli anlarda ne yapacağını bilen, uzun vadeli çalışma deneyimine sahip bakıcılar olmasına önem gösterin. Çocuk bakıcısı ebeveynlerin sağ koludur. Bu yüzden ihtiyacınız olan tüm özelliklere sahip olduğuna emin olun.


3- Ai̇le Takvi̇mi̇ Oluşturun

Ailenizle yapacağınız şeyleri önceden belirleyin. Ev alışverişi, çocuklarınıza almanız gereken eksikler, çocuğunuzun veli toplantısı, okul ve aile etkinlikleri, doktor kontrolleri ve yoğun tempoda kaçırmak istemediğiniz kişilerin doğum günlerinin olduğu bir takvim listesi hazırlayabilirsiniz. Çocuklarınızla ilgili bir şey unutmak onları değersiz gördüğünüzü hissettirebilir. Her adımlarını takip etmek sizi ilgisiz bir ebeveyn olmaktan kurtaracaktır!


4- Gün Boyunca Bağlantıyı Kesmeyi̇n

Birbirinizden uzak olduğunuz zamanlarda bile çocuklarınızla bağlantıyı koparmayın. Bazı anneler, kariyer hayatından dolayı çocuğunun yanında olamadığı için onlara karşı ilgisiz davrandığını düşünerek, onlarla vakit geçiremediği için çocuklarının kendisinden uzaklaşmasından ve çalıştığından dolayı azarlamasından korkarlar.

Önceden hazırladığınız ya da çalışırken müsait olduğunuz bir zamanda hazırlayabileceğiniz, yavrunuzun duymasını istediğiniz şeyleri veya sevdiği şarkıları söylediğiniz bir video gönderebilirsiniz. Hatta sesli kitap okumanızı önceden telefona kaydedip gün içerisinde çocuğunuza dinlettirebilirsiniz. Sadece siz çocuğunuzdan değil, çocuğunuzun da sizden haberdar olmasını sağlayın.

Çocuğunuz büyüdüğünde yanında olmanızı istediği bir etkinliği kaçıracaksanız veya geç kalacaksanız, sabah uyandığında başucunda görmesi için her zaman onun yanında olduğunuza dair kişisel not gibi özel bir şeyler yazıp bırakabilirsiniz.

İşteki molalarınızda çocuğunuzu aramaya çalışın. Çocuğunuzun yoğun ve stresli geçen bir gününüzde iyi hissetmek için onu aradığınızı bilmesi kendisini değerli hissetmesine sebep olacaktır.


5- Kendi̇ni̇ze Sınırlar Koyun Ve Zamanınızı Boşa Harcamayın


Çocuklar uyuduğunda yapabileceğiniz işleri onlar ayaktayken yapmayın. Her akşam TV izlemek gibi bir alışkanlığınız varsa bir kaç gün de olsa azaltmaya çalışın. Evdeki işlerinizi bir düzene koymaya çalışın ve önceliği çocuğunuza verin. Bulaşıkları dizmek, çamaşır makinesini açmak gibi ev işlerini eşinizle iş bölümü yapabilir, çocuğunuz uyuduktan sonra halledebilirsiniz. Böylece aile olarak kaliteli vakit geçirme imkanı yaratabilirsiniz. Unutmayın, yavrunuzla geçireceğiniz sürenin uzunluğundan ziyade kalitesi çok daha önemlidir!


6- Ai̇leni̇zle Bi̇rli̇kte Akti̇vi̇teler Planlayın

Çocuklarınızla beraber vakit geçirmek aile birliğinizi besler ve herkesin birbirine bağlanmasını sağlamak için güzel bir yoldur. Fırsat oldukça beraber bir pazar kahvaltısı veya eğlence dolu piknik planları organize edebilirsiniz. Çocuğunuzun gitmek istediği çizgi film vizyona girdiğinde hemen sinema bileti alıp gönlünü hoş tutabilirsiniz.

 

Ailenize özel, düzenli olarak yapacağınız etkinlikler oluşturun. Böylece herkes o gün beraber vakit geçirileceğini bilir ve ekstra bir plan yapmazlar. Ayrıca işinizle alakalı problemleri eve taşımayın ve telefon, laptop gibi elektronik aletlerle uğraşmamaya özen gösterin. Böylece çocuklarınız çalışma hayatınıza daha çok saygı duyacaktır.


7-  Eşi̇ni̇zle Zaman Geçirin

Çocuklar ve iş hayatı yoğun bir döneme girince ihmal edilen ilk kişi eşler oluyor. Huzurlu bir karı-koca ilişkisi yaşayan anne babaların çocuklarına karşı daha duyarlı oldukları, onların ihtiyaç ve sorunlarıyla daha detaylı ilgilenebildikleri ve bu sebeple de aralarındaki ilişki nindaha olumlu ilerlediği düşünülmektedir.

Huzursuz evlilik yaşayan anne babalar, aralarındaki çatışma ve gerginliği ister istemez çocuklarına yansıtıp onların sorun ve ihtiyaçlarına karşı daha ilgisiz davranabilirler. Olumsuz bir evlilikte çocuklarınızla ilişkiniz de istemeden olumsuz olabilir.

İlişkinizi güçlendirecek, evliliğinize heyecan getirecek şeyler bulun. Ayda bir de olsa baş başa nefes alacağınız yerlere gidebilirsiniz. Bazı çiftler için bu durum pahalı veya zaman ayırması zor olabilir; ama bu birbirinizle güzel vakit geçirmek ve ilişkinizi tazelemek için harika bir yoldur. Bunu yapamıyorsanız birlikte yemek hazırlayarak mumlar eşliğinde hoş sohbetler etmek için hiç bir engeliniz yok!

8-  Mükemmel Anne Olma Çabasını Bir Kenara Bırakın

Çalışan bir annenin diğer annelere göre sorumlulukları daha fazladır. Hem iş hayatını hem de çocuğunu ihmal etmek istemeyen bir kadın, yoğun bir tempo içerisine girer ve işten geldikten sonra hiç dinlenmeden, kendisine bile zaman ayırmadan uyuyana kadar çocuklarının yanında olmaya çalışır. Buna rağmen kendilerini hiçbir şeye yetemiyormuş gibi hissedebilirler.

Siz de böyle hissediyor olabilirsiniz. Ancak her şeyi tek başınıza mükemmel yapamazsınız. Sırtınızdaki sorumlulukları eşinizle, çocuklarınızla paylaşmaktan çekinmemelisiniz. Çünkü kendinize gereğinden fazla yüklenmek ruhen ve bedenen sizi zayıf düşürür, hatta hastalıklara yol açabilir. Eğer kaygılarınızın önüne geçemiyorsanız, mükemmel anne sendromuna girmeden hemen destek almak için bir uzmana başvurabilirsiniz.


Kari̇yer Çocuğa Engel Mi̇ Düşüncesi̇yle Anneliği Geç Yaşlara Bırakmayın!


Son dönemlerde çoğu kadın 30’lu yaşlarda anne olmayı tercih ediyor. Bunu etkileyen faktörler ise:

  • Evliliğini oturtmak
  • Aile düzenini kurmak
  • Kariyerinde istediği hedefe ulaşmak
  • Çocuğuna güzel bir gelecek sağlamak için maddi birikim yapmak
  • Ruhsal olarak kendisini anneliğe hazır hissettiğinden emin olması diye sıralanabilir.

Günümüzde modern yaşamda artık kadınların üniversite eğitim seviyesi yükseldi. İş hayatına atılan kadınlar ise okuldan mezun olma, iyi bir iş bulma ve kariyerini sağlama alma isteği evlilik yaşının eski zamanlara nazaran ilerlemesine neden oldu. Çocuk sahibi olma konusu ise daha iyi bir iş bulma, pozisyon atlama gibi beklentilerden dolayı daha ileri yaşlara atılabilmekte. Ancak kadınların çocuk sahibi olabilmeleri için belli bir biyolojik saati geçmemeleri gerekiyor. Aksi takdirde hem çocuk sahibi olmak zorlaşıyor hem de annenin enerjisi azalabiliyor.

Yeni dünyaya gelmiş bebeğin sorumlulukları çok fazladır. Geceleri ağladığında sıcak yatağınıza veda etmeniz yada sık sık karnını doyurmak, yeri geldiğinde onunla beraber çocuk olarak yerlerde sürünüp koşmanız gerekebilir. Buna ayak sağlamak ise daha genç, daha aktif bir beden ister.

Yaşı ilerlemiş kadınlar kalitesi az ve daha güçsüz yumurtalara sahiptir. Hamile olacak anne adayının sağlıklı yumurtalarının az olması, sakat veya sağlıksız bebeklerin görülme oranını artırmaktadır. Çünkü en kaliteli ve en güçlü yumurtalar genç yaşta olur. Amerikalı uzmanlar 35 yaştan itibaren hamile kalmanın geç olduğunu söylüyorlar.

30 yaşa kadar yüksek olan doğurganlık kadınlarda 35 yaştan sonra % 35’e kadar düşebiliyor. Çok erken yaşlarda olmasa da kadının doğru yaşlarda hamile kalması daha sağlıklı olacaktır. Eğer siz de kariyer çocuğa engel mi diye düşünen, hem kariyer hem de çocuk yapmak isteyen anne aday adayıysanız, işinizi şansa bırakmayın ve bu ipuçlarını hayata geçirerek kariyerinizi önünüze engel olarak koymayın!

Post navigation

Bir yanıt yazın