bebekli-anne-kendine-nasıl-zaman-ayırır

Bebekli Anne Kendine Nasıl Zaman Ayırır?

Anne olmak bu dünyada yaşanabilecek en muhteşem deneyimlerden biridir. Bebeğinizi kucağınıza aldığınız günden beri onun sağlıklı ve mutlu bir gelişim göstermesi için saatlerce uykusuz kalıp yemek yemeyi unutarak öğün atladığınız, günlerce banyo yapmaya fırsat bile bulamadığınızdan ekşi ekşi süt koktuğunuz zamanlar olmuştur.

Böyle zamanlarda bile bir an olsun düşünmeden, sorgulamadan, şikâyet etmeden koşturmaya devam ettiniz.

Tebrik ederiz, peki ya kendinizi hiç düşündünüz mü?

Hiç radyoda tesadüfen duyduğunuz eski bir şarkıyı, koşturmadan yapılan bir tatili, bağıra bağıra şarkı söylediğiniz bir konseri tatlı bir tebessümle “Ne kadar da eğlenmiştik?” diye hatırladınız mı? Elbette hatırladınız, ama hemen ardından “Ne kadar da kötü bir anneyim, bencilce kendimi düşünüyorum!” diye vicdan azabı duydunuz değil mi?

Peki muhteşem bir anne olup aynı zaman da eski günlerdeki gibi kendinize zaman ayırmanız, hobilerinizi gerçekleştirebilmeniz için süper kahraman olmanıza gerek olmadığını biliyor muydunuz?

Sizin bir süper gücünüz olsa bu ne olurdu

Anneler Neden Kimliklerine Sahip Çıkmalıdır?

Annelik kimliğine uyum sağlamak hem keyifli hem de oldukça yorucu bir süreçtir. Hamile olduğunuzu öğrendiğiniz günden beri eşiniz, aileniz ve arkadaşlarınız tarafından el üstünde tutuldunuz, yediğiniz önünüzde yemediğiniz arkanızdaydı.

Bol bol dinlendiniz, uyudunuz, kitap okudunuz, yürüyüşler yaptınız. Doğumla birlikte bu sakin dönemin ardından 2 saatte bir bebek emzirmek, gazını çıkarmak, günde 8-10 defa alt değiştirmek, uyutmak gibi eylemlerin eksiksiz bir şekilde gerçekleştirilmesi gereken, yoğun bir temponun içine girip kendinizi unutmanız normal. Evet normal, fakat doğru mu?

Annelik rolünüzün yanında şahsi kimliklerinizi kaybetmemeniz gerektiğiyle ilgili önemli gerekçeleriniz ve büyük sorumluluklarınız olduğunu biliyor muydunuz?

Kimliğinize sahip çıkmanızı gerektiren gerekçelerden en önemlileri ise:

  • Uzmanlar mutlu bir bebek gelişiminin en temel taşlarından birinin mutlu ebeveynler olduğunu söylüyor. Sadece temizlik, yemek, ütü gibi evdeki sorumluluklarınızı yerine getiren biri olmaktan çıkıp motivasyonunuzu artıracak etkinlikler yapan sosyal bir birey olursanız, mutlu olursunuz. Siz mutlu olursanız çocuğunuz da mutlu olur.
  • Çocuklar en iyi taklit ederek öğrenirler. Taklit ile sadece renkleri, sayıları, nesneleri öğrenmekle kalmaz aynı zamanda davranışlarını geliştirir, karakterlerini oluştururlar. Bu nedenle karşılarındaki rol model minikler için önemlidir. Çocuklarınızın önünde sadece anne olarak değil, bu rolden bağımsız olarak bir kadın, bir birey olarak da örnek teşkil ettiğinizi unutmamalı ve onlara örnek olmalısınız.
  • Evdeki işlerin dışında farklı hobiler edinip konsere, tiyatroya, dikiş kursuna gitmeniz veya spor yapmanız çocuğunuzu bu aktivitelerin varlığından haberdar edecektir. Onun hayal dünyasını genişletecek ve ileride başarılı olabileceği alanları bulmasına yardımcı olacaktır.
  • Güçlü bir toplumun temelini güçlü anneler atabilir. Siz kendiniz olduğunuz ve dimdik durduğunuz sürece çocuğun gözünde kadının toplumdaki yeri netleşecektir. Kadının sadece ev işlerinden sorumlu biri değil, diğer herkes gibi bir birey olduğunu öğrenerek büyüyecektir.
Siz anneler bebek büyütürken kendinizden vazgeçmemeli; sizi siz yapan özelliklerinize, evliliğinize, çalışma hayatınıza ve sosyal yaşantınıza da sahip çıkmalısınız.

Nasıl mı? işte kendi hayatınıza sahip çıkmanın basit ama etkili yolları;

Fırsat Buldukça Dinlenin!

Uykusuzluk ve yorgunluk en sakin insanı bile patlamaya hazır bir bombaya, öfke küpüne ve bir mutsuzluk abidesine çevirebilir. Bu yüzden bebeğiniz uyuduğunda hemen ortalığı toplamak için koşuşturmaya başlamayın.

Siz de biraz uyumaya çalışın. Hatta yer varsa miniğinizin yanına kıvrılın. Onun kokusu burnunuzdayken uyumak ve tatlı sesiyle uyanmak terapi gibi gelecektir.

Dış Görünüşünüze Önem Verin!

Sosyal medyada yıllar önce çektirdiğiniz fotoğrafın hatırlatması sizi geçmiş yıllara mı götürdü? Bir zamanlar ne kadar bakımlı, güzel ve fit olduğunuzu görüp sonra da şimdi bu halinizden eser kalmadığını mı düşündünüz?

Unutmayın, siz hala eski sizsiniz, hatta anne olduğunuz için eskisinden daha güzel ve daha güçlüsünüz. Ancak bütün gün evde üzerinizde pijamalarla, saçınızda dün geceden kalmış ve dağılmış topuzla gezmek elbette enerjinizi aşağı çekecektir.

Evden çıkmayacak olsanız dahi üzerinize kendinizi rahat ve şık hissettiğiniz ev kıyafetlerinizi giyin, saçınızı tarayın. İnanın kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Saç bakımı yaptırın, doğum kilolarınızdan kurtulmaya çalışın ve spor yapın.

Evde Eşinizle Zaman Geçirin!

Akşamları miniğiniz uyuduktan sonra çay demleyip eşinizle birlikte güzel bir sinema filmi izleyebilirsiniz. Böylece film izlerken hem yerinizde sabit kalarak dinlenmiş olur hem de eşinizle ortak bir aktivite yapmış olursunuz.

Yorgunluktan film izlemeye halim mi var diyenleri duyar gibiyiz!

O kadar enerjiniz olmadığını düşünüyorsanız en azından günün sonunda 10 dakika dahi olsa eşinizle karşılıklı sohbet edin. Sizi üzen, yoran ya da mutlu eden durumları onun paylaşın. Bu hem ilişkinizi güçlendirecek hem de ebeveynlik sürecinde karşınıza çıkan zorlukları daha kolay çözmenize yardımcı olacaktır.

Hobi Edinin!

Sizi siz yapan özelliklerinizi ortaya çıkarın. Daha önce yapmaktan keyif aldığınız aktivitelere tekrar zaman ayırmaya başlayın. Hatta daha önce hep gitmek istediğiniz o seramik kursuna kayıt yaptırın.

Bu yorgunlukta nasıl odaklanacağınız konusunda dert etmeyin, çocuğunuz evde babasıyla ya da bakımından sorumlu diğer bir yetişkinle güvendeyse hobileriniz sizi dinlendirecek, kendinizi ifade edebilmek için fırsat yaratacaktır.

annelik (3)

Yakınlarınızdan Gelen Yardım Tekliflerini Değerlendirin!

Kayınvalideniz, görümceniz, eltiniz ya da annenizden gelen “Ben bebekle ilgilenirim, siz biraz dışarı çıkın dolaşın.” benzeri teklifleri değerlendirin.

Kimsenin yardımına ihtiyacım yok gururu ya da ay ben çocuğumu bırakıp nasıl giderim, o kadar vicdansız mıyım duygusallığı yapmayın. Elbette yavrunuzu hiç kimse sizin kadar sevemez ve bakamaz… Ama unutmayın ki anneanne, babaanne, teyze ve halası da o miniği çok seviyor.

Siz gerekli uyarıları yaptığınız sürece çok iyi bakacağına emin olduğunuz ailenize bebeğinizi emanet edebilirsiniz. Böylece birkaç saatliğine farklı bir ortama girip, güzel bir konser, sinema ya da tiyatro keyfi yapabilir ya da eşinizle baş başa romantik bir yemek yiyebilirsiniz.

Kitap Okuyun!

Mutlaka bir başucu kitabınız olsun. Böylece sizi daima bekleyen, ne zaman müsait olursanız o da o zaman müsait olan kitabınızla evden çıkamadığınız zamanlarda bile farklı dünyalara gidebilirsiniz. Okurken hem kendinize zaman ayırmış, dinlenmiş olur, hem de istediğiniz konuda bilgi birikiminizi arttırmış olursunuz.

Anne olmak ve bir bebeğin bakımıyla ilgilenmek kadar keyifli ne olabilir ki! Miniğinizin sağlıklı ve mutlu olması için verdiğiniz emeğin bedeli olmadığını ve bu koşuşturmacadan asla şikâyet etmediğinizi biliyoruz.

Ancak gerek çocuğunuzun gelişimi gerekse toplumun psikolojik temellerinin en sağlam şekilde atılması ancak güçlü ve mutlu annelerle mümkün olabilir. Sizler anne olarak kendi hayatınıza sahip çıktığınız ve birey olabildiğiniz sürece gelecek de sizinle birlikte yükselecektir.

Post navigation

Bir yanıt yazın

Doğumu Kolaylaştıran 7 Etkili Yöntem

Doğum Sonrası Lekeleri Nasıl Geçer?

Emzirme Döneminde Doğum Kontrolü