Çocuklara Deprem Nasıl Anlatılmalıdır?

Çocuklara Deprem Nasıl Anlatılmalıdır?

Deprem, yetişkin ve çocuklarda ağır travma ve kaygı bozukluklarının oluşmasına neden olan doğa olaylarından birisidir. Yaşadığımız coğrafya, deprem kuşakları arasında yer almaktadır.

Geçmişten günümüze ülkemiz birçok depreme maruz kalmış ve büyük kayıplar vermiştir.

Yaşadığımız bu deprem on ilimizde kalıcı hasarlara ve kayıplara yol açmış, depreme maruz kalanlar başta olmak üzere insanlarda travmaların oluşmasına sebep olmuştur.

Yaşanan depremin sonuçları yediden yetmişe hepimizi kaygılandırdı. Ülke olarak uzun süre atlatamayacağımızı öngördüğüm bu felaketin psikolojik etkileri göz ardı edilmemeli ve tedbirler alınmalıdır.

Çocuklar İkincil Travmaya Neden Daha Açıktır?

Yaşadığımız olağanüstü günler, çocuklarımızı “ikincil travmatik stres” ile karşı karşıya getirmektedir.

Depreme doğrudan maruz kalmasalar dahi depremle ilgili izlenilen haberler, işitilen konuşmalar, görülen dramatik fotoğraflar-videolar ve kaygılı bebeveynlerin davranışlarına şahit olan çocuklarda depremle ilgili ikincil travmatik stres oluşmaktadır.

Çocuklar travmalarını, bir yetişkin gibi yaşadıkları anda belli etmeyebilirler. Çocuklar durumu anlamlandırmaya çalışır ve kendisinin güvende olup olmadığı ile ilgili bir karar süreci yaşar. Bu süreçte eğer çocuk kendini güvende hissetmezse kaygılar domino etkisi yaratarak çocuğun psikolojisi üzerinde ağır etkiler bırakabilir. Burada yaşanan travmatik etki çocuğun maruz kaldığı tepkiler, sosyo-ekonomik koşullar, sağlanan sosyal destek, olumsuz haberlere maruz kalma gibi sebepler etkilenme derecesi üzerinde etkili olacaktır.

Çocuğunuzun bu süreçte aşırı tepki vermesi, yoğun kaygı yaşaması ya da tepkisiz kalması beklenen sonuçlardandır.

Yetişkin olmayanların tepkisi net olarak kestirilememekle birlikte çocuktan çocuğa değişiklik gösterebilir. Çocuğun tepkisiz kalması da bu durumdan olumsuz etkilendiğini gösterebilir.

Çocuğun Travma Sonrası Stres Bozukluğu Yaşadığı Nasıl Anlaşılır?  

Çocuğun duygu dili davranışlarıdır. Özellikle 0-6 yaş döneminde çocuğun yaşadığı kaygılar ve travmalar davranış olarak kendini gösterecektir.

Çocukta içine kapanma, konuşmalardan kaçmaya çalışma, parmak emme, alt ıslatma, gece korkusu, kâbuslar, yeme bozukluğu, tik bozuklukları gibi davranış değişiklikleri travma sonrası stres bozukluğu yaşadığının belirtileri olabilir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğunda Yaklaşım Nasıl Olmalıdır?

Öncelikle depremin çocuğun zihninde belirgin bir yere sahip olmadığı kabul edilmelidir. Çocuklar soyut düşünemezler.

Soyut düşünme becerisi henüz gelişmemiş çocuğun depremin oluşumunu, etkilerini ve sonuçlarını anlamlandırması kolay olmayacaktır. Bundan dolayı çocuklara depremin ne olduğu anlatılırken somut ve yalın ifadeler kullanılmalıdır.

Bilimsel ya da soyut kavramlar içeren bir açıklama çocuklar tarafından anlaşılamayacaktır. Aksine kaygısının ve zihnindeki belirsizliğin artmasına neden olacaktır.

Çocuklara Deprem Nasıl Anlatılmalıdır?

Somut bir şekilde anlatmanın en iyi yolu bilinenden bilinmeyene doğru ilerlemektir.

Depremin yağmur, kar, mevsim değişimi benzeri diğer doğa olayları gibi normal bir tabiat olayı olduğunu anlatmak somutlaştırmayı ve algılamayı kolaylaştıracaktır. Açıklama yaparken çok fazla detaylandırmak durumun çocuk tarafından daha karmaşık bir hâle gelmesine yol açabilir.

Çocukla İletişim Nasıl Kurulmalıdır?

Çocuğa açıklama yapan bebeveynin duygu durumu ve yaklaşımı çok önemlidir.

Kaygı ve panik seviyesi yüksek bebeveyn açıklama yapmaktan kaçınmalıdır.

Bebeveyni tarafından kaygının yönetilemediğini görmek, çocuğun yoğun kaygı yaşamasına neden olacaktır. Bebeveyn ve çocuk arasında kaygının en az olduğu, sağlıklı iletişimin kurulduğu anlar oyunla geçirilen zamanlardır.

Oynayarak öğrenme (Learning and playing) süreçleri, didaktik öğrenme süreçlerine nazaran her zaman daha etkili sonuç verir.

Depremle ilgili açıklamalar yeterli olmuyor ve kaygı giderek artıyorsa durum oyunlaştırılmalıdır. Örneğin, legolarla yapılan bir evin maruz kaldığı sallanma ve etkileri çocuğa oyun aracılığıyla gösterilmelidir. Gerçekleştireceğiniz bu oyun senaryosuyla çocuğunuza güvende olduğunu hissettirebilirsiniz.

Çocuklara Deprem Nasıl Anlatılmalıdır?

Sağlam bir bina kurgusuyla oluşturulmuş oyunda, tedbirler alındığında depremin yıkıcı etkisiyle başa çıkılabileceği çocuğa gösterilir. İçinde yaşamış olduğunuz yuvanızın da oyundaki ev gibi sağlam olduğunu ve ne olursa olsun çocuğunuzun yanında olacağınızı hissettirmeniz evladınızın kendisini güvende hissetmesini sağlayarak kaygısını azaltacaktır.

Neler Yapılmalıdır?

  • Öncelikle çocuk kendisini güvende hissetmelidir. Güveni inşa etmenin en kolay yolu kurulan sağlıklı iletişimle mümkündür. Bu süreçte çocuğun sorduğu her soru, bebeveyni tarafından sabırla yanıtlanmalıdır. Sorular asla geçiştirilmemelidir. Bu sorulara yanıt verilirken depremin nedenleri ve tedbirleri üzerine konuşmak rahatlatıcı olacaktır.
  • Depremle ilgili yardım ve destek çalışmaları için sosyal medya ve TV en büyük destekçilerdendir. Teknolojinin gücü işimizi kolaylaştırmaktadır. Ancak uzun süreli olumsuz sosyal medya ve TV haberlerine maruz kalmak kaygıyı arttıracaktır. Artan kaygı çocuklarda travmaya dönüşebilir. Bebeveynler bu içeriklere çocukların maruz kalmamasına dikkat etmeli, gerekirse ara vererek takip etmelidir. Evlerde haber takibinin yapıldığı araçlar zaman aralıklarına ayrılmalıdır.
  • İkincil travmatik stres yaşayan çocuklarda bazı davranış problemleri ortaya çıkabilir. Bu süreçte çocukla sık sık ten teması kurulmalı ve çocuk rahatlatılmalıdır. Saçını okşamak, sarılmak, öpmek bir çocuğa bebeveyni tarafından verilecek en büyük destek olacaktır.
  • Travmalar sonrası çocuklar yaşadıkları içsel süreci, duyguları dışarı yansıtmalıdır. Bunun içinde oyun hamuru, çizme, boyama gibi etkinliklerle bunu yapabilirler. Bu meşguliyet rahatlatıcı bir etki yaratacaktır.
  • Tüm aile üyelerinin katılımıyla birlikte deprem çantası hazırlamak, eşyaları sabitlemek çocukların daha güvende hissetmelerini kolaylaştıracaktır.
  • Çocukla olan iletişim güçlendirilmelidir. Bunun için de çocuğun kaygıları küçümsenmemelidir. “Bunda korkacak ne var?”, erkek adam korkmaz”, “saçmalama” gibi çocuğun kaygısını önemsemeyen ve küçümseyen cümlelerden kaçınılmalıdır.
  • Evde bir toplanma köşesi belirlenebilir. Bu toplanma köşesi belirlenirken evin güvenli alanları üzerine konuşmalar yapılabilir.

Enes ÇELİK  – Uzm. Psikolojik Danışman

“İletişim” konulu yazılarımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

İletişim: https://www.bebek.com/?s=ileti%C5%9Fim

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

Post navigation

Bir yanıt yazın