10-hafta-hamilelik

Hamilelikte İlk 10 Hafta

Jinemed Kadın sağlığı Merkezi Direktörü Prof. Dr. Teksen Çamlıbel önümüzdeki 10 hafta boyunca bebeğinizin hafta hafta ne kadar büyüdüğünü anlatacak. İşte size bütün evreleri ile gebelik…

1. HAFTA – Gebeliğin İlk Haftası…

Çoğu insan için şaşırtıcı olmakla birlikte gebeliğin başlangıcı olarak, gebe kalınan ilişkinin olduğu gün değil, bundan yaklaşık 14 gün öncesi yani son adet kanamasının ilk günü (SAT) kabul ediliyor. Bu durumda kanamanızın başladığı gün istatistiksel anlamda gebeliğiniz başlıyor. Bu şekilde hesaplandığında insanlarda gebelik 280 gün yani 40 hafta sürüyor. Ay hesabı yapmak karışıklığa neden olabileceğinden gebeliğinizi takip ederken hafta olarak ifade etmek gerekir.

28 günde bir adet gören kadın için yumurtlama zamanı kanamanın başlangıcından itibaren 14. gün civarı kabul ediliyor. Bu günler zararlı alışkanlıklardan vazgeçmek için en uygun dönem. Örneğin sigara içmeye son verilip, alkol ve ilaç alımını kısıtlamak gerekiyor. Uygun ve sağlıklı beslenme alışkanlığı elde etmeye çalışılmalı. Bu alışkanlıklar rahat bir gebelik süreci için önemli. Bol miktarda taze meyve ve sebze tüketmek, yapay maddeler içeren besinlerden uzak durmak ve olabildiğince fazla su içmek gerekiyor. Daha önceden başlanmadı ise bu zaman içinde folik asit alımına başlanabilir. Folik asit sayesinde nöral tüp defekterinin yaklaşık %50’lik bir kısmı önlenebiliyor. Eğer mümkünse egzersiz yapmak yine oldukça yarar sağlıyor. Bu gebelik öncesi dönemde pozitif düşünmek ve mümkün olduğunca dinlenerek stresten uzak durmak dünyaya getirmeye çalışılan bebek için oldukça iyi bir başlangıç oluyor.

 

2. HAFTA – Hormonlar İş Başında

Anne adayının yumurtalıklarında yumurta hücresi gelişimi devam eder. Bu esnada endometrium adı verilen rahim zarı da kalınlaşmaya başlar. Bu kalınlaşma döllenme meydana geldikten sonra oluşacak embriyonun rahim içinde rahatlıkla tutunmasını sağlamayı amaçlıyor. Yeni gelişecek olan canlının ihtiyaçlarını karşılamak üzere vücudun bu kısmında kanlanma artıyor. Bu haftanın sonunda gelişen yumurta çatlayarak yumurtalıktan atılıyor. Yani yumurtlama meydana geliyor. Bir adet döneminde kadında sadece 1 yumurta üretiliyor ve çatlıyor. Çift yumurta ikizlerinde ve üçüzlerinde farklı olarak tek bir yumurta değil birden fazla yumurta atılıyor. Bu yumurtaların hepsi döllenirse çoğul gebelik oluyor.

 

3. HAFTA – Hayatın Başladığı Andasınız…

Yumurtalıklardan atılan yumurta hücresi ile erkekten gelen sperm fallop tüplerinde karşılaşır. Pek çok sperm, yumurta etrafında kümelenmesine rağmen bunlardan sadece 1 tanesi yumurtanın zarını geçerek içine girer ve kendi genetik materyali ile yumurtanın genetik materyali birleşir. Döllenme ile birlikte adına yaşam denilen mucize başlıyor. Fertilizasyon yani döllenme tek bir spermin yumurta hücresinin içine girmesi ile başlar ve zigot adı verilen oluşumun ortaya çıkması ile sonlanır. Fertilizasyon süreci yaklaşık 24 saat kadar sürer. Bir sperm yaklaşık 48 saat canlı kalabiliyor. İlişki esnasında vajina içine yaklaşık 300 milyon sperm bırakılıyor. Spermlerin sadece %1’i yani 3 milyon kadarı rahim içine girebiliyor. Rahim içine giren spermler kadının üreme organları içinde ilerleyerek tüplere kadar ulaşıyorlar. 10 saat süren bu seyahat sonunda yumurta hücresine kadar gelen spermleri başka bir görev bekler; yumurta hücresinin kabuğunu kırarak içine girmek. Yumurta hücresi “zona pellucida” adı verilen bir zar ile çevrili. Spermlerden sadece 1 tanesi bu zarı delerek yumurtanın içine girebiliyor. Penetrasyon adı verilen bu işlem 20 dakika kadar sürüyor ve bir sperm penetre olduktan sonra “zona pellucida” tamamen kapanarak başka bir spermin girişine izin vermiyor. Sperm ve yumurta hücrelerinin çekirdeklerinin birleşmesi ile zigot ortaya çıkıyor ve döllenme sona eriyor.

Zona pellucida’nın içindeki tek hücreli zigot döllenmeden 1,5–3 gün sonra bölünmeye başlar. Bu ilk bölünmeye klivaj adı veriliyor. Ortaya çıkan hücrelere ise blastomer deniyor. Klivajı takiben hızlı bir bölünme süreci başlıyor. Yaklaşık her 20 saatte bir hücre sayısı ikiye katlanıyor ve her bölünme ile birlikte zona pellucida içinde bulunan blastomerlerin çapı küçülüyor. Hücre sayısı 16’ya ulaştığında artık zigot morula adını alıyor. Tüm bu olaylar gerçekleşirken zigot tüp içinde rahim boşluğuna doğru olan seyahatini devam ettiriyor. 4’üncü güne gelindiğinde morula uterus içine ulaşmış oluyor. Bu aşamada hücre bölünmesi hızla devam ediyor ve morulanın merkezinde bir boşluk oluşmaya başlıyor. Bu aşamadaki oluşuma “blastokist” adı veriliyor. Zona pellucida boyutları sabit olmakla birlikte içindeki hücreler düzleşir ve yoğunlaşır. Blastokist aşamasında artık hücre faklılaşması da başlıyor. Hücrelerin bir kısmı embriyoyu oluşturacak olan embriyobalastlar iken geri kalan hücreler plasentayı yapmak üzere trofoblast olarak farklılaşıyor.

Döllenmeden 5–6 gün sonra implantasyon yani rahim içine yerleşme başlıyor. Blastokist zona pellucida’yı yırtarak çıkar. Buna “Hatching” adı veriliyor. Bu esnada trafoblastlar bir enzim salgılayarak rahim içindeki hücre yapısını değiştiriyor ve blastokist için bir implantasyon alanı sağlıyor. Aynı anda trofoblastlardan hCG hormonu da salgılanmaya başlıyor. Gebelik testlerinin pozitif olmasını sağlayan hormon da bu. İmplantasyonu takiben endometriumun (rahim iç zarı) o bölümünde kanlanma artıyor ve gebeliğin devamı için gerekli olan kan dolaşımı başlıyor.

Döllenme anında bebeğin cinsiyeti belli oluyor. Eğer dölleyen sperm X kromozomu taşıyor ise kız, Y kromozomu taşıyor ise erkek bebek dünyaya geliyor. Dolayısı ile bebeğin cinsiyetini belirleyen erkek, yani babası oluyor. Kadının bebek cinsiyetinde en ufak bir rolü bulunmuyor. Bu devrede cinsiyeti saptamak ancak genetik inceleme ile mümkün. Bu aşamada belli olan sadece cinsiyet değil. 38 hafta sonra dünyaya merhaba diyecek olan bireyin göz renginden kan grubuna kadar bütün genetik yapısı belli oluyor.

Annedeki Değişiklikler

Hamileliğin ilk haftalarında anne adayında herhangi bir fiziksel ya da ruhsal değişiklik olmaz. Yalnız implantasyon esnasında hafif bir lekelenme şeklinde kanama olabiliyor.

Hamilelikte İlk 10 Hafta

4. HAFTA – Anne Olacağım

Bu haftanın sonunda tüm dünyaya anne olacağınızı ilan edebilirsiniz. Normalde adet görmeniz gerekirken adetiniz gecikti. Zaman zaman bu tür gecikmeler olabileceğini biliyorsunuz ama yine de heyecanlısınız. O halde neden daha fazla merakta kalacaksınız. Hemen eczaneden bir gebelik testi alıp evde yapın. Sonuç negatif çıkarsa hemen ümitsizliğe kapılmayın çünkü zaman zaman gebelik testleri negatif olabilir. Bu durumda doktorunuza gitmeniz gerekir. Henüz bir doktorunuz yoksa hemen arkadaşlarınıza sormaya başlayın. Bu dönemde yapılan ultrasonografide gebelik kesesini görmek genelde mümkün değil. Ancak kanda yapılan gebelik testi %100’e yakın doğrulukla gebeliğin olup olmadığını tespit edebiliyor.

Gebelik yoksa ya da adet görürseniz fazla üzülmemeye çalışın. İlk denemede gebe kalma oranının sadece %25 olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Denemeye devam edin. Eğer adet gecikmesine rağmen gebe değilseniz doktorunuz size adet gördürecek bir tedavi önerir. Gebe bir kadında bazı fizyolojik ve ruhsal değişiklikler oluyor. Bu aşamadaki belirtiler adet öncesi belirtilerle hemen hemen aynı. Halsizlik, yorgunluk ve göğüslerde hassasiyet bulunuyor.

Döllenmeden yaklaşık 1 hafta sonra impalantasyon gerçekleşir ve trofoblast adı verilen hücreler endometrium hücrelerini hasarlayarak minik kan göllenmelerine neden olur. Bu döllenmeler yeni damar oluşumunu tetikler ve oluşacak olan plasentanın dolaşımı başlar. Embriyoblast adı verilen hücre grubu ise hızla çoğalarak 2 tabakalı bir disk oluşturur. Bu tabakalardan üstte olanı amniyon zarı ve embriyo olarak gelişimine devam ederken alt tabaka ise “yolk sac” adı verilen oluşumu meydana getirir.

4. haftanın sonunda “koriyonik villus” adı verilen doku rahmin içine doğru ilerler ve embriyoda kan damarları teşekkül etmeye başlar. Yolk sac ise kan sistemini meydana getiren hücreleri üretilir. Bu haftanın sonunda embriyo ile plasenta arasında “connecting stalk” adı verilen bir oluşum bulunur ve bu daha sonra göbek kordonunu meydana getirir.

5. HAFTA – Şu Gebeliğe Bir Göz Atalım

Salgılanan hormonların etkisi ile ilk değişiklikler ortaya çıkmaya başlar. Memelerde dolgunluk ve hassasiyet bu haftada en sık karşılaşılan yakınmalar oluyor. Sürekli uyku hali ve halsizlik görülür. Rahimdeki büyüme mesanenin kapasitesini azalttığı için sık sık tuvalete gitme ihtiyacı duyulur. Doktor yapacağı vajinal ultrasonografi ile gebelik kesesini uterus görülebilir. Eğer ultrasonda kese görülemez ise bu bir dış gebelik olabilir. Dış gebelik karın içinde kanama yaparak hayati tehlike yaratabilen ciddi bir durum, bu nedenle ilk kontrolün geciktirmemesi gerekir. Vajinal ultrason yapılması gebelik ve bebek için zararlı değil, bu konuda kaygılanmamak gerekir.

16. günde gelişim iyice hızlanır. Endoderm tabakasından akciğerleri çevreleyen zarlar, dil, bademcikler, ürethra, mesane ve sindirim sistemi gelişirken, mesodermden kaslar, kemikler, lenf sistemi, dalak, kan hücreleri, kalp, akciğerler ile üreme ve boşaltım sistemleri faklılaşır. Cilt, tırnaklar, saç, gözün lens tabakası, işitme sistemi, burun, sinüsler, ağız, anus, diş mineleri, hipofiz bezi, meme dokusu ve sinir sitemi ise ektoderm tabakasından farklılaşmaya başlar. Döllenmeden 17–19 gün sonra embriyonik alan bir armuta benziyor. Kafa kısmı kuyruk kısmına oranla daha geniş oluyor. Ektoderm tabakası nöral plakayı oluşturmak üzere kalınlaşıyor. Bu plakanın kenarları kıvrılır ve “nöral oluk” adını alıyor. Bu embriyonun sinir sisteminin taslağıdır ve ilk gelişen organ sistemlerinden birisidir.

Bu haftanın sonunda bebeğin kan hücreleri oluşur ve epitel hücreler arasında kanallar oluşturmaya başlıyor. 21. güne ulaşıldığında mesodermden köken alan somitler nöral oluğun her iki yanında ve kuyruk kısmından başlayarak belirmeye başlar. Endokardial hücreler ise erken embriyodaki ilkel kalp tüplerini meydana getirir.

6. HAFTA – Dikkat Çalışma Var!

Belki de hala daha gebe olduğunuzu size fark ettirecek şikâyetleriniz yok. Gebelik öncesi yaşantınız ile hiçbir fark göremiyorsunuz. Bilmelisiniz ki içinizde bir fabrika var ve hayal bile edemeyeceğiniz kadar hızlı çalışıyor. Embriyonun tek tek her hücresi sürekli faaliyet halinde. Bu faaliyetin sonucu olarak bazı şikâyetlerde yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Pek çok kadın gibi sizde özelikle sabahları uyandığınızda midenizin bulandığını fark edebilir hatta kusabilirsiniz. Eskiden sizi cezbeden yemek kokuları artık size tiksinti veriyor ya da eşinizin o çok sevdiğiniz parfümünün birden bire aslında hiç de güzel olmadığını fark ettiniz. İş arkadaşınızın sigarası hiç sizi bu kadar rahatsız etmemişti. Aslında tüm bu kokular yine eskisi gibi. Değişen sizsiniz. Gebelik hormonlarının beyninizdeki bulantı merkezini uyarması neticesinde olan bu durum emesis gravidarum olarak adlandırılıyor. Eğer bulantı ve kusmalar sizin yaşantınızı ve beslenmenizi etkileyecek kadar şiddetli olur ise hiperemesis gravidarum tablosu gelişti anlamına gelir. Bu durumda ilaç kullanmanız gerekebilir.

Bu dönem bebeğin organ gelişimi için kritik olduğundan alkol, sigara gibi bebeğe zararlı olabilecek maddelerden uzak durulması gerekiyor. Pek çok anne adayı bu dönemde gebe olduğunu sevdikleri ve dostları ile paylaşmak ister ve aileye yeni bir bireyin katılacağı müjdesi bu haftada verilir. Bazı anne adayları ise mutlu haberi paylaşmak için düşük riski olan dönemin geçmesini ve gebeliğin normal seyrettiğinden emin olmayı bekler. Her iki davranış şekli de normaldir.

21–23 günlerde embriyonun boyu 1,5–3 mm kadar olur. Göz ve kulak taslakları meydana gelir. Nöral tüp yavaş yavaş kapanmaya ve nöral taç adı verilen kısım ise kafatası ve kafayı oluşturmaya başlar. Embriyonun kalbi atmaya başlar. Ancak damarlar tam anlamı ile gelişmediğinden tam bir dolaşım olmaz.

27. günün sonunda embriyo C şeklini alır. Yüz ve boyunu oluşturacak olan kıvrımlar belirginleşir. Kalpte karıncık ve kulakçıkları ayıracak olan septalar belirir. Kapakçıklar gelişmeye başlar. Sindirim sitemini oluşturacak olan hücreler karaciğer, mide ve pankreas üretmek üzere farklılaşır. Sindirim siteminde ilk farklılaşan hücre grubu karaciğer yapacak olan hücreler oluyor. Embriyo boyu 5 mm buluyor.

7. HAFTA – Tomurcuklar Açıyor

Siz hala dışarıdan bir şey fark etmeseniz de embriyonuzda hummalı faaliyet devam ediyor. Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu bir fasulye tanesi kadar oluyor. Eğer rahmin içine direk olarak bakma ya da bir kamera yerleştirme şansınız olsa tıpkı bir fasulye tanesine başlayan cisim görürsünüz. Bu fasulyenin tepe kısmına dikkat edildiğinde iki küçük siyah noktacığı fark edilir. İşte bu iki küçük nokta bebeğinizin gözleri olacak. Hatta gözün ağ tabakası olan retina oluşmaya başlar. Biraz daha kenarda yer alan topluiğne başından küçük çukurluklar da kulaklar olarak gelişiyor. Bu organlar hem denge hem de işitmede görev alıyor. İlkel bir ağız ve dil fark edilebilir. Yine bu haftada kol ve bacak tomurcukları oluşmaya başlıyor. İnce bir tabaka halinde deri beliriyor. Beyin 3 ana kısmına ayrılır. Tiroid bezi gelişimini sürdürür, lenfatik sistem ilk defa oluşmaya başlar. Kalp kısımları plazma ve kan hücreleri ile dolar. Kan dolaşımı başlar. Şimdilik iki bölümden oluşan kalp dakikada 150 defa atmaktadır. Doppler ultrason ile bebeğinizin kalp atımını doktorunuz size dinletebilir. Akciğer gelişimi devam eder. Safra kesesi, mide, bağırsaklar ve pankreas gelişimini sürdürür. Plasentadan gelen kan karaciğere ulaşır. Kol tomurcukları artık oldukça belirginleşir, buna karşılık bacak tomurcukları yeni oluşmaya başlar. Embriyo artık tamamen amniyon kesesi içinde yerleşir. Somitler kas ve kemikleri oluşturmak üzere farklılaşmaya başlar.

Dışarıdan gebe olduğunuzu fark ettirecek hiçbir değişim bulunmaz. Bu dönemde 1–2 kilo alınabilir ya da verilebilir. Her iki durum da normaldir. Gebeliğin erken belirtileri yavaş yavaş azalmaya başlar, buna karşın bulantı ve kusmalar artabilir. Bu şikâyetler özellikle sabah erken saatlerde daha fazla olur.

Hamilelikte İlk 10 Hafta

8. HAFTA – El Falı Bakılır!

Terminolojik açıdan bebeğiniz hala daha embriyo olarak adlandırılır. Bunun nedeni alt kısmında kuyruğa benzer bir çıkıntının olması. Gelişmekte olan bebeğinizde küçülen tek bölüm bu çıkıntı olur. Diğer bölümler ise süratle büyümeye devam eder. Özellikle beyin ve kafa hızla büyümeye devam eder. Göz kapakları kıvrım şeklinde ayırt edilebilir. Alt çene belirginleşmeye başlar. Omurilik gelişimini sürdürür. Üst damak farklılaşır. Burnun ucu oluşur. Dişetlerinin altında dişler gelişimini başlatır. Yemek borusu farklılaşır ve nefes borusundan ayrılır. Kalp içinde kapakçıklar fark edilmeye başlar. Kalbin 4 odacığı ayırt edilebilir. Akciğerler yemek borusunun iki yanında yer alırlar. Böbrek oluşmaya başlar. Kollar silindirik şekilde uzamaya başlarken uçlarında el ayaları belirmeye başlar. Kollarda sinir iletimi başlar. Yine kollar kıvrımlanır. Bu kıvrım gelecekteki dirsekleri oluşturur.

Gebelik öncesinde kapalı bir yumruk kadar olan rahminiz artık neredeyse portakal kadar oldu bile. Rahimdeki bu büyümeler sizde zaman zaman hissedeceğiniz karın kramplarına neden olabilir. Bu arada kendinizi ergenlik döneminde gibi hissedebilirsiniz. Çünkü hormonal değişimlere bağlı olarak cilt değişiklikleri baş göstermeye başlar. Bunun tipik göstergesi olarak cilt yağlanır ve sivilcelenme olur. Psikolojik durumunuz yavaş yavaş düzelmeye başlar ve gebelik kabullenilir. Artık gebeliğe alışmaya başlıyorsunuz.

9. HAFTA – Çişim Geldi!

Embriyonik kuyruk iyice kaybolur. Kıkırdak ve kemik dokuları oluşmaya başlar. Bağırsaklar göbek kordonu içinden karın boşluğuna doğru göç etmeye başlar. Beyin hala daha en büyük organdır. Yutak belli olmaya başlar. Ağız boşluğu oluşumu görülebilir. Kulak kepçesi farklılaşır. Gözde retina iyice belli olabilir. Göz kapakları fark edilebilir. Burun delikleri belirir. Koku almaya yarayan sinir oluşur. Yemek borusu uzar ve kalpten çıkan kan iki ayrı yönde pompalanmaya başlar. Meme uçları belirginleşir. İnce bağırsaklar uzar, böbrek oluşumu tamamlanır ve ilk kez idrar üretmeye başlar. İlkel cinsiyet hücreleri oluşmaya başlar. Dış genital organların farklılaşması başlar. Ancak hala daha kız ya da erkek olduğu bellli olmaz. El ve dirsek belirginleşir. Bacaklarda sinir iletimi başlar. Bebek içinde yüzdüğü suyun içinde hafif hafif hareket etmeye başlar.

Sizde ise belirgin bir kilo artışı olmasa da memeler büyürler ve dolgunluk ve hassasiyet olur. Bu dönemde destekleyici sutyen giymeye başlamak gerekebilir. Mide içeriğinin yemek borusuna kaçması sonucu yanma hissi olabilir. Bu dönemde günlük kalori gereksiniminiz yaklaşık 300 kalori artar. Yeterli kalsiyum alabilmek için bol bol süt içmesi gerekir. Eğer süt içmeyi sevmiyor iseniz özel ilaçlar ya da daha iyisi yağsız peynir gibi süt ürünleri tüketebilir.

10.HAFTA – Hareket Zamanı

Fertilizasyondan 47–48 gün sonra ilk kez beyin dalgaları üretilmeye başlar. Kafa dik durumdadır ve iç kulakta denge sağlayan kısımlar gelişir. Dudakların gelişimi tamamlanır. Gözler ise hala kapalıdır. Gonadlar gelişir ve testis ya da over olarak farklılaşır. Kalp gelişimini büyük ölçüde tamamlar. Gövdenin dışında gelişmiş olan bağırsaklar karın boşluğu içine doğru iyice hareket ederler. Diz ve ayak belirginleşir. Ayak parmakları ve tırnakları belli olur. Kaslar güç kazanmaya başlar. Kız bebeklerde klitoris erkek bebeklerde ise penis gelişir. Hemen hemen bütün eklemler ve kasların oluşumu tamamlandığı için bebek artık su kesesi içinde hareket etmeye başlar, ancak bu hareketler sizin hissetmeniz için yeterli olmaz. Bu haftanın sonunda bebeğinizin “organogenez” adı verilen organ gelişimi dönemi tamamlanır. Gebeliğin geri kalan kısmında bu organların olgunlaşır.

Bu dönemlerde anne adayının duygu durumunda dalgalanmalar çok sık görülür. Kendinizi zaman zaman melankolik zaman zaman da çok mutlu hissedebilirsiniz. Bu çok normal bir durumdur. Hem gelişen bebeğinizin dişleri hem de kendi diş etlerinizin sağlığı için yeteri kadar flor aldığınızdan emin olmalısınız. Kan hacminiz arttığı için cildinize yakın toplardamarlarda koyulaşmalar fark edebilirsiniz. Bu durum özellikle bacaklar ve memelerde belirgindir. Kilonuz da artık artmaya başladı. Bulantı ve kusmalarınızın azalmaya başlaması bu dönemlerde beklenebilir.

Post navigation

Bir yanıt yazın