Bebeklerde İnat ve Öfke 

 Bebeklerde inat ve öfke çoğu zaman karşımıza çıkmaktadır. Gelişimsel sürecin parçası olan inatçılık ve öfkenin bebeklerde görülmesi anne babalar tarafından bazen panikle karşılanabilmektedir. İnat eden ve öfkelenen bebekler ebeveynlerine bazı mesajlar vermektedir. İnatçılık ve öfke patlamaları yaşayan bebek; istediğini elde edemediğini, bağımsızlaşmaya başladığını, ihtiyacının giderilmediğini ve ebeveynlerinin sınırlarını test etmeye çalıştığını ifade etmeye çalışıyor olabilir.

Yaygın olarak bebeklerde inatçı ve öfkeli davranışlar sürekli hayır deme, bağımsız davranışları ısrarla sürdürmeye çalışma ve ebeveynlerinin belirlediği sınırlara uymama davranışlarıyla kendisini göstermektedir.  İnatçılık ve öfke, bebeklerin ve çocukların duygusal ve fiziksel gelişimlerinin bir parçasıdır. Ebeveynler için önemli olan, bu davranışları anlamak, sabırlı olmak ve çocukların duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için destek olmaktır. İnatçılık ve öfkeyle baş edebilmek için doğru strateji izlemek oldukça önemlidir. Öncelikle bebeğinizle ya da çocuğunuzla empati yani duygudaşlık kurabilmelisiniz. Daha da açarsak çocuğun gözünden olay ve durumlara bakabilmek çocuğunuzla kurduğunuz iletişimin daha sağlıklı olmasını ve çocuğa karşı daha anlayışlı olmanızı kolaylaştıracaktır. 

Özgür iradesiyle seçmesini sağlamak önemlidir.

Bebeklik döneminden itibaren çocuklara sınırların net şekilde konularak bu sınırların çocuklara açıklanması öfke ve inat nöbetlerinin azalmasını kolaylaştıracaktır. Sınır eğitimi sırasında ve çocukla ebeveyn iletişiminde yapılan en büyük hata çocuklara farklı seçeneklerin sunulmamasıdır. Çocuğa karşı tek seçenekte diretmek yerine ona farklı seçenekleri sunmak ve özgür iradesiyle seçmesini sağlamak daha sakin kalması için ebeveynlerine yardımcı olacaktır.

Ebeveynler öfke ve inat anlarında kendi öfkesini kontrol etmekte zorlanabilmektedir. Bu durumda çocuğa karşı ani tepkilerin verilmesine ve hatta travma yaşatacak durumların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Çocuğa tepki vermeden önce kendi tepkinizi kontrol edebilmek sağlıklı iletişim zemininin oluşmasını kolaylaştıracaktır. Çocuklar olumlu dönütleri her zaman severler ve olumlu dönütleri kazanmaya çalışırlar. Bu yüzden çocuğa verilecek olumlu dönütler çocuğun kendisini daha bağımsız ve güçlü hissetmesini sağlayacaktır.   

Öfkeyle ilgili özellikle bir parantez açmak yanlış olmayacaktır; bebeklerin öfke kaynağı genelde ihtiyaçların karşılanmamasından kaynaklanmaktadır. Fiziksel ve ruhsal açıdan ihtiyaçları karşılanmayan bebek yoğun öfke ve ağlama krizleri yaşayabilir. Bebeğin açlık durumu, uykusuzluğu, fiziksel bir rahatsızlığının olup olmaması ve duygusal açıdan ebeveynleriyle sağlıklı bir temasının olup olmadığı sürekli takip edilmelidir.

Öfke, mutluluk gibi yaşamsal temel duygulardan bir tanesidir. Öfke, bebeğe travma yaşatmaz. Öfkenin altında yatan ihtiyaçlar giderilmediğinde ve sağlıklı iletişim kurulmadığında ortaya ve travmalar çıkar.  Öfke genelde huzursuzluklar ve vücut hareketleriyle fark edilebilmektedir. Kendine vurma, avuçları sıkma, anne babaya şiddet göstermeye çalışma ve yoğun ağlama krizleri en fazla görülen yoğun öfke belirtileridir. Burada yapılacak en doğru yaklaşım bebeğin ihtiyaçlarını fark etmek ve onunla temas kurarak sevildiğini hissettirmek olacaktır. 

Pratik oyun ve yaklaşımlar denenmelidir. 

Öfkelenen ve inatçılık yapan bebeğin enerjisinin doğru yönlendirilmesi oldukça önemlidir. Bununla ilgili birkaç oyun ve yaklaşım önerisinde bulunmak istiyorum: 

  • Öncelikle sakin kalmak ve ihtiyaçları belirlemek önemlidir. Bunu başaramadığımız sürece, öfkeye karşı gerçekleştirdiğimiz yaklaşımlar başarılı olmayacaktır. 
  • Sallama ve masaj yapma bebeğin/çocuğun sizinle olan bağını güçlendirecek ve kendisini güvende hissetmesini sağlayacaktır.  
  • Beyaz gürültü veya doğa sesleri özellikle bebeklerin sakinleşmesinde önemli yardımcılardır. Çocuğun anne karnında yaşadığı huzurlu ortamı yeniden hissetmesini ve sakinleşmesini sağlayacaktır.  
  • Parçalı oyuncaklar oynamasına izin verilen bebeklerin öfkelerini daha kolay kontrol ettiği ve daha kolay sakinleştiği belirlenmiştir. Çocuk dikkatini oyuncağa yönelterek öfkeye olan motivasyonundan uzaklaşacak ve daha kolay rahatlayacaktır.  
  • Müzik ve dansın kullanılması öfke ve inatçılık nöbetleri sırasında çocukla iletişiminizi olumlu etkileyecektir. Olumsuz – negatif enerjinin atılması müzik ve dansla birlikte daha kolay olacaktır.  
  • Renkli bloklarla oynamak çocukların duyusal gelişimi açısından önemlidir. Renkli bloklarla bir şeyler inşa etmek, onu yıkmak, tekrar yapmaya çalışmak hem yaratıcılığı destekler hem de çocuğun öfkesini yönetmesini sağlar.  
  • Top ve su oyunları enerjinin sağaltılması için önemli duyusal oyunlardır. Bebeğinizin ve çocuğunuzun küvette zaman geçirmesine izin verin. Ev içerisinde ve dışarıda topla zaman geçirmesi için fırsat yaratın. Böylece çocuğunuzun daha sakin ve uyumlu olduğunu göreceksiniz. 

Bu oyunlar, bebeğinizin enerjisini harcamasına, duygusal ifade yeteneklerini geliştirmesine ve sakinleşmesine yardımcı olabilir. Ancak unutmayın ki her bebek farklıdır, bu nedenle bebeğinizin ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına uygun oyunları seçmek önemlidir. Bebeğiniz oyunlar sırasında neye en iyi tepki veriyorsa ona odaklanın. Bu yaklaşımlara rağmen bebeğinizin/çocuğunuzun öfkesi ve inatçılığı azalmıyor, giderek kendisi ve çevresine zarar vermeye çalışıyorsa mutlaka uzman bir psikolojik danışmandan oyun terapisi desteği alın. 

Enes ÇELİK 

Uzman Psikolojik Danışman 

 

Post navigation

Bir yanıt yazın