19 – Bebek.com https://www.bebek.com Hamilelik, Bebek, Çocuk ve Anne Sağlığı Sat, 19 Aug 2023 11:55:16 +0000 tr hourly 1 https://www.bebek.com/wp-content/uploads/2022/12/cropped-cropped-bebek-favicon-192x192-1-32x32.png 19 – Bebek.com https://www.bebek.com 32 32 Gebelikte Karpuz Yemenin Faydaları https://www.bebek.com/gebelikte-karpuz-yemenin-faydalari/ https://www.bebek.com/gebelikte-karpuz-yemenin-faydalari/#respond Fri, 25 Aug 2023 10:00:05 +0000 https://www.bebek.com/?p=33052 Hamileliğinizi öğrendiğiniz andan itibaren sizin için her şey bebeğinizle ilgili olmaya başladı. Onun sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesi için tüm alışkanlıklarınızı, yaşam şeklinizi ona göre ayarlamaya başladınız ve olması gereken de bu. Önceliğiniz hem kendi sağlığınız hem de bebeğinizin sağlığı olmalı. Sağlıklı bir yaşamın ilk kuralı, sağlıklı beslemektir. Beslenmenizi düzenleyerek daha rahat ve daha sağlıklı bir gebelik sürmeniz mümkün.

Gebeliğinizde hormonlarınızdan ve vücudunuzdaki değişimlerden dolayı yaşadığınız olumsuz etkileri ve zorlukları en aza indirmek istediğinizi biliyoruz. Biz de size bu konuda yardımcı olmak istiyoruz. Bu yazımızda gebelikte karpuz yemenin faydaları nelerdir, yemek neden önemli, çekirdeğinin yararları nelerdir gibi sorularınızı cevaplayacağız. 

Bunlara da bakmak isteyebilirsiniz: Hamilelikte Beslenme

Karpuz 

Karpuz, en sulu meyvelerden bir tanesidir. İçerisindeki su oranı %92’dir. En verimli, sıcak ve ılıman iklimde yetişir. Yaz meyvesidir. 

Karpuz Besin Değeri

100 gram karpuz; 30 kaloridir. 

100 gram karpuzun içerisinde;

  • 7,55 gram karbonhidrat
  • 0,61 gram protein
  • 0,4 gram lif
  • 112 mg potasyum
  • 7 mg kalsiyum
  • 8,1 mg C vitamini
  • 569 iu A vitamini
  • 0,24 gram demir bulunur. 

Hamilelikte Karpuz Yemenin Faydaları

Karpuz; besleyici, enerji verici, vücudu canlandırıcı bir meyve olduğu için gebelik döneminde tüketilmesi gereken meyvelerin başında gelir. A vitamini, B6 vitamini ve C vitamini bakımından zengindir. 

Karpuz yemenin vücudunuza ve bebeğinize faydaları nelerdir, birlikte bakalım.

  • Sabah bulantılarını azaltır.

Bulantılarınız, hamileliğinizi henüz öğrenmediğiniz dönemde başlamış olabilir. Günün başlangıcında bir dilim karpuz veya bir bardak karpuz suyu serinlemenize yardımcı olur. Bunun yanında besleyici olması ve içinde barındırdığı vitaminleriyle gününüzün daha enerjik geçmesini sağlar. 

  • Mide yanmalarını ve ekşimelerini rahatlatır.

Hamilelikte mide yanmaları çok sık karşılaşılan sorunlardan biridir. Bu durumdan şikayet ediyorsanız size anında iyi gelecek bir çözüm öneriyoruz! Serin bir dilim karpuz, mide ve yemek borunuzu yatıştırıp sizi rahatlatır. 

  • El ve ayaklardaki şişmeleri hafifletir. 

Ödem, hamileliğinizde sizi zorlayabilecek bir sorundur. Hamilelik döneminde genellikle anne adaylarının ellerinde ve ayaklarında şişmeler oluşur. Karpuz, yüzde 92’si su olan bir meyvedir. Bu nedenle karpuz tüketmeniz, kas ve damarlarınızdaki tıkanıklıkların temizlenmesine yardımcı olur ve ödem oluşumunu önler.

  • Dehidrasyonu (Susuzluk) önler. 

Hamilelikle ilgili tüm şikayetlerinizde önerilen rahatlatıcı çözümlerden bir tanesi, sıvı tüketiminizi arttırmanızdır. Dehidrasyon problemi için de önerilen şey, bol sıvı tüketimidir. 

Dehidrasyon, hamilelikte çok önemlidir. Çünkü, erken doğuma neden olabilecek kasılmalar olabilir. Karpuzun, vücudunuzun ihtiyacı olan suyu karşılamanız için lezzetli ve keyifli bir seçenek olduğunu unutmayın.

  • Kasılmalardaki krampları azaltır. 

Hamileliğinizde vücudunuzda olan değişikliklerin sizi zorladığını, yaşadığınız ağrıların sizi kaygılandırdığını biliyoruz. Bunların normal ve hormonlarınızdan kaynaklandığını siz de artık biliyorsunuz. Bir porsiyon karpuz, kas kramplarınızın rahatlamasına yardımcı olup ağrılarınızın hafiflemesini sağlar.

  • Kemik sağlığını koruyucudur.

İçerisinde bulunan likopen kemik sağlığınız için, en önemlisi bebeğinizin kemik gelişimi için çok etkilidir. Ayrıca likopenin kansere yol açan doku hasarlarını önlemede çok faydalı olduğu bilinir. 

  • Kabızlık ve hazımsızlığa iyi gelir. 

Karpuz içerisinde bol miktarda lif bulunduran bir meyvedir. Lif, sindirim sistemi için olmazsa olmazdır. Hamilelik döneminde anne adaylarının çoğu kabızlık sorunu yaşarlar. Karpuz tüketmeniz, bağırsaklarınızı hareketlendirip sizi rahatlatır.

  • Bağışıklık sisteminizi güçlendirir.

Gebeliğinizde sağlığınızın iyi olması, minik yavrunuzun gelişimi için birinci şarttır. Sağlığınızı koruyabilmeniz için de bağışıklık sisteminizin güçlü olması gerekir. 

Bağışıklığınızı güçlendirmeniz için tüketebileceğiniz gıdaların başında karpuz gelir. Çünkü bu meyve, likopen bakımından zengin ve yüksek oranda antioksidan özelliğine sahiptir. Vücuttaki toksinlerin hasarlarını önlemek için karpuz iyi ve ferahlatıcı bir seçenektir.

  • Hamilelik lekelerinin giderilmesine yardımcıdır. 

Hamilelik lekeleri, gebelik döneminde görülen ve anne adaylarının olmasını istemediği ciltteki renk farklılıklarıdır. Estetik anlamda anne adaylarını rahatsız eden bu duruma karpuz iyi bir önleyicidir. Karpuzdaki su ve lifler, bağırsak hareketlerini ve yiyecek sindirimini kolaylaştırır. Bu durum cilt dokusunun iyileşmesini ve vücudun temizlenmesini sağlar. 

Cildinizin temiz, canlı ve nemli olması için, karpuz tercih edebileceğiniz bir meyve.

  • İdrar yolu enfeksiyonunun temizlenmesine yardımcı olur.

İdrar yolu enfeksiyonu, gebelik döneminde anne adaylarının sıkça yaşadığı ve tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına neden olabilecek bir rahatsızlıktır. Boşaltım sisteminin en iyi ilacı sudur. Bakterilerin atılması için hekimlerin ısrarla önerdiği şey, sıvı tüketiminin arttırılmasıdır. Karpuz, yüzde 92’sinin su olması ve antibakteriyel özelliği ile iyi bir sıvı seçeneğidir. İdrar yolunuzun temizlenmesinde karpuz, sıvı tüketiminizi arttırmanıza yardımcı olacak lezzetli bir besindir. 

  • Bebeğinizin kemik gelişimi için mineral deposudur.

Bebeğinizin sağlıklı bir şekilde gelişmesi için çok dikkatli bir şekilde beslendiğinizi biliyoruz. Karpuz, kalsiyum ve magnezyum mineralleri bakımından yüksek bir meyvedir. İçerisindeki kalsiyum ve magnezyum bebeğinizin kemik gelişimi için çok faydalı bir seçenektir. Bebeğinizin sağlıklı kemik gelişimi için gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz. 

  • Göz sağlığınızı korumanıza yardımcı olur. 

Karpuzun içerisinde bulunan beta-karoten antioksidanı A vitaminine dönüşür. A vitamini, göz sağlığı için oldukça gerekli bir vitamindir. Göz sağlığınızı korumak, güzel bir görüşe sahip olmak için size karpuz yemenizi öneriyoruz. 

Peki bu kadar faydalarından bahsettiğimiz besinin zararları var mı, varsa neler?

Hamilelikte Karpuz Tüketiminin Zararları

Uzun uzun karpuzun faydalarından bahsettikten sonra, bir de zararlarına göz atalım dedik. Yediğiniz besinleri ne kadar faydalı olursa olsun dengeli bir şekilde tüketmelisiniz. Her şeyin fazlası zarar verebilir, bunu unutmayın. 

Evet, karpuzun da fazla tüketiminin bazı riskleri olabilir. 

  • Karpuzu yemekten sonra tok karnınıza tüketirseniz hazmetmeniz vücudunuz için zor olabilir. İçeriğinde bulunan früktoz şişkinlik ve gaz oluşumuna neden olur. 
  • En çok dikkat etmeniz gereken şey de karpuz seçimidir. Karpuzun yetiştirilme şartlarının doğal olması çok önemlidir. 
  • Kullanımında taze kalması ve saklama koşullarının iyi olması tüketiminden sonra size zararlı olmaması için dikkat etmeniz gerekir. 
  • Fazla karpuz tüketimi kan şekerinizi arttırabilir. Bilinen bir şeker hastalığınız varsa doktorunuza danışmadan karpuz tüketmemelisiniz. 
  • Aynı zamanda fazla karpuz tüketimi, gebelik şekerinin yani gestasyonel diyabetin ortaya çıkmasına sebep olabilir. 
  • Sıvı tüketimi genellikle önerilen bir şeydir ancak fazla tüketildiğinde vücut için gerekli temel besinlerin fazla olarak atılmasına da neden olabilir. Bu nedenle su oranı yüksek olan bu meyvenin aşırı tüketimi temel besinlerin dışarı atılmasına neden olabilir. 

 “Gebelik Döneminde Beslenme” adlı yazımıza da göz atmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. 

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-karpuz-yemenin-faydalari/feed/ 0
Hamilelikte Araba Yolculuğu https://www.bebek.com/hamilelikte-araba-yolculugu/ https://www.bebek.com/hamilelikte-araba-yolculugu/#respond Thu, 13 Apr 2023 10:46:00 +0000 https://bebek.com/?p=2033 Otomobil günümüz insan hayatının vazgeçilmez öğelerinden biri. İşe giderken, gezerken, tatile çıkarken artık arabasız bir yaşamı hayal etmek bile zor! Hamilelikte de durum değişmiyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Alper Mumcu özellikle bayram tatiline hazırlandığımız şu günlerde anne adaylarına bazı önerilerde bulunuyor.

Bir düşünün arabaya, minibüse ya da otobüse binmediğiniz kaç gün var? Sadece evden hiç dışarı çıkmadığınız ya da sadece yakın çevrenizde yürüyüş yapmak için çıktığınız günlerde arabadan uzak kalıyorsunuz. İnsanların önemli bir kısmı her gün ya kendi arabalarına, ya taksiye ya da arkadaşlarının arabalarına biniyorlar.

Hamilelik normal yaşantıda ciddi değişiklikler gerektirmediği için araba yolculukları kaçınılmaz.

Op. Dr. Mumcu konuyla ilgili şunları söylüyor: Hamilelikte otomobil seyahatini kısıtlamak için hiçbir gereklilik yoktur yalnız burada dikkat edilmesi gereken nokta kendi rahatınızı sağlamanızdır. Özellikle uzun yolculuklarda tuvalet ve uzun süre oturmanın zararlarından korunmak için sık aralıklarla mola vermek gereklidir. Benzer şekilde belirli bir haftaya kadar hamileyken araba kullanmanızda da sakınca yoktur.

Özellikle son aya gelindiğinde araba kullanmak bebeği tehlikeye atabilir. Karnınız büyüdüğü ve direksiyona çok yakın olduğu için olası bir kaza durumunda direksiyonun karnınıza çarpma olasılığının yüksek olması bu durumun nedenidir. Bu nedenle son haftalara gelindiğinde arabayı başka birisinin kullanması daha iyi olacaktır.

Emniyet Kemerini Takmayı İhmal Etmeyin

Araba, otobüs, uçak.. hangi taşıt aracı olursa olsun yolculuklarınız sırasında mutlaka emniyet kemeri kullanmak gerekiyor. Peki ama nasıl takmak gerekiyor? Sorunun yanıtını Dr. Mumcu veriyor: “ Emniyet kemerini bağlarken karnınızın üstünden değil altından geçmesine ve kalçalarınız hizasında olmasına dikkat etmelisiniz. Bu son derece önemlidir.

Kalça kemiği vücudumuzdaki en güçlü kemiklerden birisidir.

Eğer emniyet kemeri üç noktalı ise yani bir de omuz üzerinden dolaşan kısmı varsa bu çok daha güvenlidir. Kemerin omuz kısmı bağlandığında tam göğüs arasında olmalıdır. Eğer kemerin yukarı aşağı ayarı varsa bu şekilde ayarlamalı, ayar yoksa oturuş pozisyonunuzu değiştirerek kemerin göğüs aranızda olmasını sağlamalısınız. Kemerin boyun hizanızda olması tehlike yaratabilir.

Yolculuk Süresi Ne Kadar Olmalı?

Uzun süre sabit şekilde oturmak, pıhtılaşma sorunları riskini artırmaktadır. Bu sebeple mutlaka 2-3 saate bir ayakta vakit geçirmeli ve çok uzun süre sabit oturur şekilde kalınmamalıdır.

Hava Yastıkları (Airbag) Zararlı Mıdır?

Hava yastıkları, emniyet kemerinizi uygun şekilde bağlandığında ve hava yastığından yaklaşık 25 santimetre uzakta olduğunuz sürece hamilelikte başka hiçbir zaman olmadıkları kadar güvenli olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Tabii ayarlamasını doğru yapmak kaydıyla!

Dr. Mumcu şöyle diyor: “Sürücü ya da yolcu koltuğunda da olsanız koltuğunuzu ileri, geri ya da yukarı aşağı ayarlayarak güvenli ve rahat bir oturuş pozisyonu edinin. Eğer arabayı kendiniz kullanacaksanız ve aracınızın direksiyonu ayarlanabiliyorsa mutlaka karnınızdan olabilecek olan en uzak mesafeye ayarlayın.”

Kaza Olursa…

Kaza kelimesi bile hoş değil. Ancak olması halinde ne yapmanız gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Dr. Mumcu şu uyarılarda bulunuyor:

“Eğer hamileyken otomobilinizle yolculuk ederken kaza geçirirseniz mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız. Kazanın hafif olması durumunda bile bunu ihmal etmemelisiniz. Eğer kasılmalarınız, ağrınız ya da kanamanız varsa mutlaka zaman kaybetmeden doktorunuzla görüşmelisiniz.

Annenin vücudu genelde bebeği travmalara karşı korur ancak bununla birlikte bazen travma sonrası bebeğin plasentası kısmen ya da tamamen ayrılabilir ve hiçbir belirti görülmeyebilir. Özellikle hamileliğiniz 20 haftadan büyükse kazanın şiddeti ne olursa olsun zaman kaybetmemelisiniz.”

Uzun Seyahatlerde Dikkat Edilecek Noktalar

Bayram tatilinin de yaklaştığı şu günlerde işte size bazı öneriler:

  • Herhangi bir yerde uzun süre oturmak bacaklarınızdaki kan dolaşımını etkiler ve ayak ile bileklerde şişmelere neden olabilir. Bu nedenle her türlü yolculukta her 1.5-2 saatte bir mola vererek hafif yürüyüş yapmalı ve kan dolaşımınızı canlandırmalısınız.
  • Bu kısa yürüyüşler sırasında bacaklarınıza germe egzersizleri de yaptırabilirsiniz. Yolculuk sırasında otururken de bazı germe hareketleri yaparak uzun süreli oturmanın olumsuz etkilerini azaltabilirsiniz.
  •  Bunun için oturur pozisyondayken bacaklarınızı iyice ileriye doğru uzatın, topuklarınız merkez olacak şekilde ayağınızı yavaşça kendinize doğru kuvvetlice çekerek baldır kaslarınızı gerin. Daha sonra ayak bileklerinizi sağa sola çevirin ve parmaklarınızı açıp kapatın.

”Bebek Ürünleri ve Alışveriş” ile ilgili içerikler için tıklayın!

Bebek Ürünleri ve Alışveriş: https://www.bebek.com/bebek-urunleri-ve-alisveris/

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-araba-yolculugu/feed/ 0
Down Sendromu Nedir? Down Sendromu Belirtileri Nelerdir? https://www.bebek.com/down-sendromu-nedir-down-sendromu-belirtileri-nelerdir/ https://www.bebek.com/down-sendromu-nedir-down-sendromu-belirtileri-nelerdir/#respond Mon, 17 Oct 2022 10:00:32 +0000 https://www.bebek.com/?p=41292 Down sendromu genetik olarak en sık görülen hastalıktır. Bu sendroma sahip kişilerde birçok komplikasyon görülür.

Down sendromsuz bireylere oranlara fiziksel ve mental olarak daha farklı zorluklardan geçebilirler.

Gelişen tıp dünyasıyla bireyler daha uzun ve daha sağlıklı hayat koşullarına sahip olabilmektedir.

Bugün en yaygın görülen kromozomal hastalıklardan Down sendromunu inceleyeceğiz. Down sendromu nedir? Komplikasyonları nedir? Belirtileri nedir? Neden olur? Tipleri nelerdir Tedavisi ve nedenleri nelerdir? diyorsanız yazımızı okumaya devam edebilirsiniz.

Down Sendromu Nedir?

Down sendromu genlerle aktarılan bir rahatsızlıktır. Down sendromuna sahip olmayan bireylerde toplam 46 kromozom vardır. Fakat Down sendromuna sahip bireylerin 47 kromozomu bulunur. Fazla olan kromozoma Trizomi 21 denir. Bu rahatsızlık en yaygın görülen kromozomal hastalıktır.

Down sendromlu çocukların en sık yaşadığı sorun öğrenme güçlüğü ve zeka geriliğidir.

Down sendromunun kişiden kişiye farklılık gösteren semptomları bulunur. Bu rahatsızlığın şiddeti de her bireyde farklıdır. Kimi birey için zor geçse de kimileri kolayca hayata adapte olabilir. Genel olarak, topluma oranla entelektüel açıdan yetersiz kalırlar.

Bireyler akranlarına oranla fiziksel ve mental olarak gelişim seviyelerinin altında kalabilirler. Sindirim sistemlerinde ve iç organlarında da birtakım problemler yaşayabilirler.

Ayrıca ailelere de birtakım görevler düşüyor. Hastalığı genetiği ve gelişimi hakkında oldukça bilgi sahibi olmalıdır. Down rahatsızlığı olan bireyi eğitimden mahrum bırakmayarak gelişmelerine destek olmalıdırlar.

Dünyanın her yerinde ve tüm insan ırklarında Down Sendromu mevcuttur ve zamanla ortaya çıkan bir durum değildir. Down Sendromlu insanların, insanoğlunun oluşumundan beri var olduğu düşünülmektedir.

Down Sendromunun Belirtileri Nedir?

Down sendromuna sahip insanların birçok ortak ve farklı özellikleri vardır. Kişiden kişiye farklılık gösteren bu rahatsızlık hafif-orta-ileri olarak derecelendirilebilir.

Ortak Fiziksel Belirtiler

  • Çekik göz yapısı
  • Kısa boyun yapısı
  • Düz giden yüz yapısı
  • Küçük el ve ayak yapısı
  • Kuvvetsiz kas ve eklem yapısı
  • Düz burun yapısı
  • Ellerinin içinde bulunan Simian çizgisi
  • Ömür boyu kısa boyluluk

Down Sendromu Nedir? Down Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Ortak Mental ve Davranışsal Belirtiler

  • Sürdürülebilir olmayan dikkat becerisi
  • Öğrenme güçlüğü
  • Dürtüsel hareket etme
  • Yargılama kabiliyeti zorluğu
  • Konuşma becerisi zorluğu
  • Uyku problemleri
  • Geç edinilen tuvalet eğitimi
  • Geç emekleme ve yürüme
  • İnatçı ve öfkeli bir yapı

Bu belirtilere ek olarak da sosyal becerilerinde zorluk yaşadıkları görülür.

Down Sendromu Nasıl Anlaşılır? – Amniyosentez Testi Nasıl Yapılır?

Neden Down Sendromu Oluşur?

Down sendromunun tam nedeni kesinleşmese de birçok faktör tetikler.

Anne Yaşı

bilinen en ortak problemlerden birisidir. Anne 35 yaş ve üzerindeyse Down sendromlu bebeğe sahip olma olasılığı artar. Ve yaş ilerledikçe riski de çoğalır. Genç bir anneye göre iki kat oranla risk taşırlar. Fakat genç annelerde görülmeyeceği anlamına gelmez. Yapılan araştırmalara göre 35 yaşındaki bir annenin Down sendromlu çocuğunun doğma olasılığı 350 kişide 1’ken, 40 yaşından bir annenin 100 kişide 1’dir.

Genetik

Eğer çocuğun sahip olduğu ailede Down sendromuna sahip birisi varsa kendisinde görülme ihtimali de artar. Bunlar bilinen ortak nedenlerdir. Ama tamamıyla oluşum mekanizması çözülmemiştir.

Down Sendromu Çeşitleri Nelerdir?

Down sendromunun trizomi 21, translokasyon, mozaik olmak üzere 3 çeşit tipi bulunur. Genetik olarak inceleme yapıldıktan sonra bu farklılık anlaşılabilir.
Down Sendromu Nedir? Down Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Trizomi 21

Down sendromuna sahip bireylerde en sık görülen tiptir. Vücutlarındaki her hücrede 3 tane 21. kromozom kopyası bulunur.

Translokasyon Down Sendromu

Az görülen tiplerden birisidir. Bu türde,fazla bulunan 21. kromozom başka bir kromozoma yapışır ve o kromozom serbest bir şekilde bulunmaz.

Down Sendromu Nedir? Down Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Mozaik Down Sendromu

Yaygınlığı en az görülen tiptir. Mozaik adından da anlaşıldığı üzere karışım anlamına gelir. Vücutlarındaki bazı hücrelerin 21. kromozomu 2 kopyaya sahipken bazıları fazla 21. kromozoma sahiptir. Diğer tipteki bireylerle ortak özelliklere sahiptir fakat semptomlarını daha hafif gösterir.

Her çocuk gibi Down Sendromlu çocukların da kendilerin özgü bir gelişimleri, yetenekleri, kişilikleri, düşünceleri, sosyal yaşantıları vardır. Yaşamları boyunca edinecekleri davranışlar, huylar vardır.

Nasıl Down Sendromu Tanısı Alınır?

Down sendromlu bireylerin birçoğu gebelik döneminde bu tanıyı alır. Anneye tarama ve tanısal testler uygulanır.

Tarama testinde, bebeğinin düşük ya da yüksek derecede Down sendromuna sahip olup olmama olasılığına bakılır.

Ulturason cihazında bebeğin ense kalınlığına bakılır.  Sonuçlar kesinlik taşımaz. Yanlış verme olasılığı da vardır.

En yaygın yapılan testlerden birisi ikili testlerdir. Gebeliğin ilk üç ayında yapılır. Anneden kan alınır ve hormonlarına bakılır.

Bebeğin de ense kalınlığına bakılır. Üçlü testte anneden kan alınarak değerlerine bakılır. Anne gebeliğinin 16. ve 18. Haftaları arasında yaptırırsa daha doğru sonuç alır.

Üçlü testten sonra ise dörtlü test uygulanır. Bu test de 4. Aylarda yapılır. Ek olarak İnhibin A seviyesine bakılır.

Tanısal testlerde olasılığı bulmakta iyidir fakat annenin ve bebeğin sağlığı için riskli testlerdir. Annenin düşük yapma olasılığı arttırır. Diğer testler doğrulanırsa başvurulur.

Bebeğin çevresinde bulunan amniyon sıvısından örnek parça alınarak hücrelerinin genetiğine ve kromozom sayısına bakılır.

Down Sendromu Nedir? Down Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Down Sendromu Tedavisi Nasıldır?

Down sendromunu tamamen önleyen bir tedavisi henüz bulunmuyor. Fakat birçok destekle hem bireyin hem de ailenin hayatı daha da kolaylaşabilir.

Bebeklere iki aylıkken uygulanmaya başlaya özel eğitimler vardır. Bebek birçok becerisini daha iyi seviyeye çıkartabilir. İleriki yaşlarında ise, özel eğitimlere devam ederek sosyal, fiziksel, mental becerilerini sürdürebilirler.

Anne adayları da eğer ortalama 35 yaşlarından sonra hamilelik planlıyorsa bir kadın doğum uzmanından birtakım testlerden geçerek danışmanlık alabilir.

Ailede Down sendromlu bir bireye sahip olmak birçok sorumluluğu beraberinde getirir. Bireyler birtakım duygusal, fiziksel problemlerden geçerler.

Hayat boyu sizin ellerinizden tutmanıza ihtiyaç duyarlar. Sizin de desteğinizle daha işlevsel hayata sahip olabilirler. Motor becerileri ve birtakım farklı kabiliyetleri gelişebilir. Bazen inatçı oldukları, bazen öfkeli davranış sergiledikleri anlar olabilir.

Elinizden gelebildiğince sabırlı ve anlayışlı kalmaya çalışmalısınız. Bu süreçte fiziksel yorgunluğunuzun yanı sıra psikolojik olarak da etkilendiğinizi düşünebilirsiniz.

Bireye desteği esirgemediğiniz gibi, kendiniz de ihtiyaç duyduğunuz durumlarda destek almaktan kaçınmamalısınız.

Psikolog Hanife Erdoğdu – İçerik Editörü

https://www.instagram.com/psikologhanife/

“Bebek” Konulu yazılarımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Bebek: https://www.bebek.com/?s=bebek

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/down-sendromu-nedir-down-sendromu-belirtileri-nelerdir/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/buMT1dIuaMU Gebelik Hakkında Bilgiler - Amniyosentez Testi Nasıl Yapılır? Amniyosentez nedir? nonadult
Hamilelikte Makat Ağrısı Neden Olur? https://www.bebek.com/hamilelikte-makat-agrisi/ https://www.bebek.com/hamilelikte-makat-agrisi/#respond Sat, 23 Jul 2022 10:00:13 +0000 https://www.bebek.com/?p=37330 Gebeyseniz muhtemelen bu süreçte çeşitli ağrı ve değişimler yaşamayı bekliyorsunuzdur. Gebelik boyunca bebeğin gelişimi ile birlikte anne vücudunda da değişimler gözlemlenir.

Hormonlarda görülen değişimler vücudunuzda gözle görülür farklılıklara neden olabilir. Ayrıca gebelik süreci yaşayan her birey çeşitli ağrılar yaşayabilir.

6 ay ve sonrasında bacak ağrılarının ve şişliklerin çoğalması, bebek büyüdükçe bel ağrısı şikâyetleri, bazı zamanlar ise makat ve kalça ağrıları görülebilir. Hamilelikte makat ağrısı çok sık rastlanan bir ağrı çeşidi olup birçok nedene bağlı olarak gelişebilir.

Makat Ağrısı Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

Bazı hastalıkların habercisi olan makat ağrısı, kalçaya yayılmayan ve sadece tuvalete çıkıldığında hissediliyorsa, muhtemelen gebelik süreciyle alakalı olabilir.

Hamilelikte hissedilen makat ağrısı, tuvaletten sonra ya da tuvalet sırasında hissedilir. Basur, çatlak ve kabızlık ile birlikte görülen bu durum, bebeğin bağırsaklara ve mideye baskı yapması sonucu oluşan hemoroit sonucunda sıklıkla rastlanır. Ağrısı yayılabilen ya da batma gibi bir hissiyata sahip bir şekilde kendini gösterir.

Gebelikte kabızlığın yaşanması ve tuvalette kendinizi zorlamanız durumunda makat ağrısı ile birlikte kanamalar ve çatlaklar da görülebilir. Bu durumda doktorunuza başvurarak rahatlatıcı kremler kullanabilirsiniz.

Hamilelikte Makat Ağrısı Nedenleri Nelerdir?

Kuyruk sokumundan kalçaya ve makata yayılabilen ağrılar, gebelik sürecinin sonlarına doğru çok sık rastlanabilir. Bebeğin bağırsaklara baskı yapması, kişide hemoroit geçmişinin olması ve kabızlık sonucu gebelikte makat ağrısı hissedilebilir. Peki, bu ağrının diğer nedenleri nelerdir? Bir bakalım.

  • Hemoroit

Dışkıda zorlanma ve anal damarların şişmesi ile meydana gelir. Gebelikte bebek bağırsaklara baskı yaptıkça oluşan kabızlık ile birlikte, anüs kısmında yumrular meydana gelebilir. Tuvalete oturduğunuzda ağrı hissedebilirsiniz. 

  • Sürekli oturmak

Gebelikte ödemler ve ağrılar için mutlaka hareket etmeniz şarttır. Sürekli oturmak makatta ağrıya neden olabilir. Düz ve sert bir zeminde oturmak ayağa kalkınca ağrıya neden olabildiği gibi, bebeğin ağırlığı ile birlikte şiddetli hissedilebilir.

Oturma yastıklarından yardım alarak makat ağrısını azaltabilirsiniz. Ortası delik olan hemoroit için satılan bu yastıklar gebelik sürecinde size yardımcı olabilir.

  • İshal

Kabızlığın yanı sıra gebelikte ishal de görülebilir. Vücudun susuz ve lifsiz kalması sonucu oluşan ishal, günde 3 ve daha fazla ise makat ağrısı meydana gelebilir. Dışkıda kan, sulu ishal, şişkinlik ve gaz ile birlikte çok sık tuvalete çıkma sonucu ağrıda artış olabilir.

  • Çatlaklar

Hemoroit ile birlikte görülen çatlaklar, tuvalet esnasında ağrı ve yanmaya neden olabilir. Kabızlık durumlarında çatlakta kanama ve şiddetli ağrı günlerce devam ediyorsa mutlaka doktorunuza gitmelisiniz.

Ayrıca makatta oluşan şişliklerin genel problemleri şu şekilde olabilir:

  • Anüsitis

Hemoroit ile karıştırılan bu durum, anüsün içinde iltihaplanma sonucu meydana gelir. İshal ve şiddetli anüs ağrısı ile birlikte görülür.

  • Anal apse

Anüste bulunan bezlerden biri tıkandığında apse oluşumu gözlemlenir.  Şiddetli ağrı, ateş ve şişlik ile birlikte anüste meydana gelir.

Hamilelikte Makat Ağrısı Neden Olur?

Gebelikte Hemoroit Teşhisi Nasıl Konulur?

Gebelik sürecinde bağırsakların baskılanması ve kabızlık sorunu ile birlikte hemoroit sorunu meydana gelebilir. Bu sorun ağrılı bir hal aldıysa ve doktora gidecekseniz, bazı görüntülemeler ile durum araştırılır.

  • Anoskopi, anüsün içinde bulunan anormal durumları görmek için yapılan muayenedir. Ucunda bulunan ışık bulunan bu tüp ile iç hemoroit ya da makat ağrısı yapan başka durumlar tespit edilebilir.
  • Genel muayenede gebelikte bazı muayeneler kullanılamayacağı için gözle görülebilen çatlak ve dış hemoroit durumlarını gözlemlemek için yapılan muayenedir.

Hamilelikte Makat Ağrısı İçin Yapılabilecek Tedaviler

Şiddetli ağrılar yaşıyor ve bunlar kabız ya da bebek ağırlaştıkça çoğaldıysa evde bazı yöntemler deneyebilirsiniz. Fakat bu yöntemlerin öncesinde şiddetli ağrı ve kanamalar yaşıyorsanız mutlaka doktorunuza görünerek, onun tavsiyeleri yönünde hareket etmeye özen gösterin.

Doktora ne zaman gitmelisiniz?

Şu durumlarda mutlaka doktorunuza görünmelisiniz:

  • Ağrı çok şiddetli ve durulmaz bir hal aldıysa
  • Hemoroit büyüdü ve kanama çoğaldıysa
  • Şiddetli acı varsa
  • Sık sık tuvalete çıkma ya da kabız durumları

Evde yapabileceğiniz yöntemler şu şekilde olacaktır:

  • Oturma banyosu yaparak makatınızı rahatlatın. Geniş bir oturma kabı ya da uygun bir leğen kullanarak sıcak suyun üzerine oturmanız, makattaki ağrıyı ve hemoroidi azaltacaktır. 15-20 dakika aralığında epsom tuzu da ekleyerek suyun buharı ya da suyun içinde bekleyin.
  • Yumuşatıcı merhemler kullanarak bölgeyi rahatlatın. Eczanenizin önerdiği ya da vazelin gibi yumuşatıcı kremler kullanabilirsiniz.
  • Soğuk kompres yapmak bölgedeki ağrıyı alır. Buz torbasını ya da buzu havluya sararak makat bölgesinde bekletebilirsiniz.

Nelere Dikkat Edilmeli?

Gebelik sürecinde vücut değişimler gösterirken, bebeğin ağırlaşması ve bağırsak gibi bölgelere baskı yapması sonucu makat ağrıları meydana gelebilir. Kuyruk sokumundan makat bölgesine kadar yayılan ağrıyı evde tedavi yöntemleri ile durdurabilirsiniz. Bu süreçte dikkat etmeniz gereken maddeler ve önlemler söz konusudur.

  • Bol su için ve lifli beslenin. Kabızlıktan dolayı oluşan ağrı için bol bol lifli gıda ve bol bol su tüketmeniz gerekiyor.

Hamilelikte Makat Ağrısı Neden Olur?

  • Uzun süre oturmaktan kaçının. Gebelik sürecinde mutlaka hareket etmeniz gerekiyor. Uzun süre oturmak hemoroit gibi sorunları tetikler ve makat ağrısına neden olabilir.
  • Temiz ve pamuklu iç çamaşırı giyin. Tuvalet hijyenine ve kullandığınız iç çamaşırına dikkat edin. Mikrop ve bakteriler belli oluşumlara neden olarak ağrıları tetikleyebilir. 
  • Tuvalette uzun süre kalmayın. Tuvalette uzun süre oturmak ve zorlanmak, makat ve popo bölgesinde ağrıya neden olabilir. Doğru pozisyonda oturarak, kendinizi zorlamamaya özen gösterin.
  • Mutlaka yürüyüş yapın. Gebelik boyunca vücudunuzu hareket ettirmek, ödemlerin atılmasına, vücudun gevşemesine yardımcı olur. Makat ağrısı için de yatmak yerine, kısa yürüyüşler yapmanızı öneririz.
  • Doktorunuzun tavsiyelerini dinleyin. Bir basur, hemoroit, ya da makat çatlağı geçmişine sahipseniz, gebelikte ağrı çekmeniz çok olasıdır. Aşırı ağrı ve kanama görülüyorsa mutlaka doktorunuza görünmenizi öneririz. Bu süreçte doktorunuzun uygulayacağı tedavi yöntemlerini eksiksiz uygulamaya dikkat edin.

Makat ağrısı birçok nedene bağlı olarak gelişebilir. Hamilelikte makat ağrısı genellikle bebeğin büyüdüğü ve bağırsaklara baskı yaptığı zamanlarda daha belirgin ortaya çıkabilir. Vücudunuzun ağırlaşması, hemoroit ve fazla oturma ile birlikte makatta ağrı hissedilebilir. Kabızlık gibi bir şikâyetiniz varsa ve makat ağrısı devam ediyorsa doktorunuza danışmanızı öneririz.

 

”Hamile” Konulu yazılarımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Hamile: https://www.bebek.com/?s=hamile

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-makat-agrisi/feed/ 0
19. Hafta Gebelik https://www.bebek.com/19-hafta-gebelik/ https://www.bebek.com/19-hafta-gebelik/#comments Thu, 14 Jul 2022 13:00:48 +0000 http://bebek.com/?p=1549 19. hafta hamilelik ile ilgili size harika bir yazı hazırladık. ? Şimdiden tüm anne adaylarına keyifli okumalar diliyoruz.

19 Haftalık Gebelik

Minik yavrunuzu kucağınıza alacağınız günü heyecanla beklerken süreci neredeyse göz açıp kapayıncaya kadar yarıladınız. O bir birey olma yolunda hızla ilerlerken siz de görenleri şüpheye düşürmeyecek kadar hamilesiniz. Peki gebeliğin 19. haftası ile birlikte sizi ve bebeğinizi neler bekliyor?

19 Haftada Bebek

Bebeğiniz için “Geçen haftadan bu yana ne kadar büyümüş olabilir ki?” diyorsanız şaşırmaya hazır olun. 7 gün gibi kısa bir sürede bile 19 haftalık bebek büyüdü, gelişti, yeni beceriler kazandı. Peki neler değişti?

Bebeğim Ne Kadar Büyüdü?

Geçen haftadan bu yana bebeğiniz boş durmadı, büyümeye devam etti. Neredeyse bir mango büyüklüğüne ulaşan 19 haftalık bebeğin kilosu ve boyunun aşağıdaki değerler arasında olması beklenir.

Gebelik Yaşı (Hafta) Kütle (g)  Uzunluk (cm)
19. hafta 200- 220 13- 15

19 haftalık ultrason muayenesinde fetal uzunluk ve kütle, beklenen değerler arasında olmayabilir. Böyle bir durumda her bebeğin özel olduğu ve gelişimde bireysel farklılıklar olduğu unutulmamalıdır. İlerleyen süreç takip edilmelidir. Bebeğin boy ve kütle artışı normal devam ediyorsa tedirgin olacak bir durum yoktur.

Sistemlerinin Gelişimi ve Yeni Kazanılan Beceriler

Miniğinizin doğumdan sonra sağlıklı bir şekilde yaşamını devam ettirebilmesi için sistemleri ve organlarının gelişimini tamamlaması gerekir. 19 haftalık bebeğin organ ve sistem gelişimi henüz tamamlanmamış olsa da aşağıdaki becerileri yerine getirebilecek düzeye ulaşmıştır.

  • Sinir Sistemi

  • Sinir hücreleri etrafında yağ ve protein içerikli miyelin kılıf oluşmaya başlar. Bu kılıf sinirsel uyarıların daha hızlı iletilmesini sağlayacak ve ilerleyen aylarda neredeyse elektriksel bir hızla bilgi aktarımını sağlayacaktır.
  • Beyin ve omuriliğin gelişmesi ile birlikte merkezi sinir sistemi ile çevresel sinir sistemi arasındaki bağ güçlenir. Böylece bebek kontrolsüz iskelet hareketlerinden kontrollü hareketlere geçebilir. Yani kendi isteğiyle göbek kordonunu tutup, güçlü tekmeler savurabilir.
  • Beynin kontrolünde uyku ve uyanıklık düzeni oluşmaya başlar. Günün belli saatlerinde uzun süre uyuyup, yine uzun süre uyanık kalabilir.
  • Dolaşım Sistemi

Kalp dakikada yaklaşık 140- 150 defa atarak damarlar içerisindeki kanı tüm vücuda pompalar. Kan hacmi artmıştır, bu da damarların artık bebek derisi altından bile görülebileceği anlamına gelir.

  • Sindirim Sistemi

Yutma refleksi iyice gelişen bebek amniyotik sıvıyı yutarak sıvı içerisinde yer alan protein, üre, asit ve benzeri maddeleri midesine gönderir. Midede ilk sindirim pratikleri yapılmaya başlar. Midede sindirim pratikleri yapan içerikler bağırsaklara geçerek burada emilime dahi uğrar. Sindirim atıkları ise kalın bağırsakta birikerek koyu renkli, macunsu kıvamda bir madde oluşturur. Mekonyum adı verilen bu madde doğumdan sonra bebeğin ilk kakası olacaktır.

  • Solunum Sistemi

Bronşçuklardan sonra gelen solunum kanalları gebeliğin 19. haftası henüz ilkel yapıdadır. Bebek bir yetişkin gibi soluk alıp-verme mekanizmasını çalıştırarak bu ilkel solunum kanallarını hava yerine amniyotik sıvıyı ile doldurur. Böylece 19 haftalık bebek ilk solunum pratiklerini yapmış olur.

  • Destek ve Hareket Sistemi

Kemikler, kaslar ve eklemler hızla büyümeye gelişmeye devam eder. Kıkırdak yapıdaki kemikler kalsiyum biriktirerek kemikleşmesini sürdürür. Kaslar daha kuvvetli, eklemler daha hareketlidir. 19 haftalık bebek size yüz kasları ile mimik bile yapabilir.

Damakların altından ilk diş seti gelişmeye başlar.

  • Boşaltım Sistemi

Böbrekler tam olarak olgunlaşmamıştır ancak kanı süzecek yapılar basit düzeyde de olsa oluşmuştur. Bebek amniyotik sıvıyı içer ve sıvı içerisinde bulunan maddeler kana karışarak kanla ilkel süzme birimlerine gelir. Burada süzülür ve idrarı oluşturur. 19 haftalık bebek idrarını amniyotik sıvı içerisine yapar ve sonra idrarlı sıvıyı yeniden yutar. Bu döngü doğuma kadar devam edecektir.

  • Üreme Sistemi

Kız bebeklerde uterus, vajina ve fallop tüpleri oluştu, ilerleyen haftalarda sadece boyut olarak büyüyecektir. Gebeliğin 19. haftası itibariyle kız bebeğin yumurtalıklarında milyonlarca ilkel yumurta hücresi mevcuttur.

Erkek bebeklerde üreme sistemi organları gelişti. Eğer testisler önceki haftalarda testis torbasına inmediyse bu hafta inebilir.

Henüz bebeğin cinsiyetini öğrenmeyip “19 haftalık bebek cinsiyeti belli olur mu?” diye merak ediyorsanız; doktorunuz büyük ihtimalle bu hafta bebeğin cinsiyetini size söyleyecektir.

  • Bağışıklık Sistemi

Hamileliğin 19. haftası bebeğin aktif bir bağışıklık sistemi yoktur 3. trimesterden sonra anneden bebeğe plasenta aracılığı ile geçecek olan antikorlar bağışıklığına yardımcı olacaktır.

Bebeğin cildini amniyotik sıvının etkilerden korumak amacıyla cilt yüzeyinde verniks kazeoza adlı kremsi bir tabaka oluşur. Bu tabaka aynı zamanda amniyon sıvısı içerisinde bulunan ve enfeksiyon oluşturabilecek maddelerin de deri yoluyla bebeğin vücuduna girmesini engelleyerek bebeğin bağışıklığına katkı sağlar.

19 Haftalık Bebek Hareketleri

Her geçen hafta kemik, kas ve eklem yapısı gelişen bebek artık daha güçlü tekmeler ve taklalar atabilir. Fakat 19 haftalık bebek hareketleri ancak bir kelebeğin kanat çırpış kıpırtıları gibidir. İlk gebeliği olmayan anne adayları tarafından bu kıpırtılar düşük seviyede hissedilebilir. Fakat ilk kez bir bebek dünyaya getirecek olan annenin bu kıpırtıları bebek hareketleri yerine gaz sancısı ya da karın gurultusu sanma ihtimali daha yüksektir.

19 Haftalık Bebekte Duyu Organları Gelişimi

Beynin kontrolünde olan duyu organları hamileliğin 19. haftası itibari ile aşağıdaki gibi olacaktır.

  • Göz ve Görme Duyusu

Gözler baş üzerinde olması gereken yerini aldı. Göz kapakları hâlâ açılıp kapanamıyor ancak göz kasları, gözleri yuvaları içerisinde rahatça hareket ettirecek kadar gelişmiştir.

  • Kulak ve İşitme Duyusu

Kulak kepçesi daha önce oluşmuştu. Büyümeye devam ederek dışa doğru daha da belirginleşecek. Kulaklar baş üzerinde olması gereken yere doğru ilerlerken işitme becerisi de gelişmeye devam etti. 19 haftalık bebek henüz annesinin sesini duyamasa da belli frekanstaki sesleri işitebilir.

  • Deri ve Dokunma Duyusu

  • Deri yağ depolamaya devam ederek cilt yüzeyindeki buruşuk yerleri doldurup tombullaşır.
  • Cilt yüzeyinde verniks kazeoza adı verilen kremsi tabaka birikmeye ve kalınlaşmaya devam eder.
  • Parmak uçlarında parmak izleri belirir, el ve ayak tırnakları uzamaya devam eder.
  • Lanugo tüyleri artarak vücudunu kaplamaya devam eder. Bebek deri altında yağ depoladıkça ısı yalıtımı yapacak ve bu tüylere olan ihtiyaç azalacağından dolayı ilerleyen haftalarda tüyler dökülmeye başlayacaktır.
  • Şeffaf olan deri tabakası altında damarlar belirginleşmeye başlar.
  • Dokunma duyusunun gelişmeye devam etmesiyle birlikte bebek vücudunun birçok bölgesinde sıcaklık, basınç ve benzeri uyarıları algılayabilir.
  • Saç derisi üzerinde saçın çıkacağı kanallar oluşmaya başladı.
  • Dil ve Tatma Duyusu

Dildeki tat tomurcukları tamamen gelişti. Bebek yuttuğu amniyotik sıvıdan annenin yediği besinlerin tadını bile alabiliyor. Yani bebeğiniz şimdiden patlıcanı sevmeyip muza bayılıyor olabilir.

  • Burun ve Koklama Duyusu

Tat alma ve koklama duyu merkezleri beyin üzerinde birbirine çok yakın bölgelerdir. Bu sebeple eşgüdümlü çalışırlar. Bebeğin tat alma duyusu ile birlikte koklama duyusu da gelişmiştir. 19 haftalık bebek yediğiniz yiyeceklerin kokusunu burnuna giren amniyotik sıvıdan alabilir.

19 Haftalık Bebek Kaç Aylık Olur?

Hamilelik süreci 9 ay 10 gün yani 40 haftaya denk gelen bir süreçtir. Doktorunuz ise gebelik durumunuzu hafta ile ifade edip takibini de bu şekilde yapacaktır. Ancak bizler halk arasında gebelik takibini ay üzerinden yapmayı severiz ve bazen hangi haftanın hangi aya geldiği hususunda emin olamayız. Bu nedenle 19 hafta kaç aydır sorusunu sorduğunuzu duyar gibiyiz. İsterseniz bu soruyu birlikte yanıtlayalım.

19 hafta= 19×7 gün = 133 günlük

133/30= 4 ay 13 günlük

Öyleyse 19 haftalık bebek klinik olarak artık 4 buçuk aylık olur diyebiliriz.

19 Haftalık Gebelikte Anne

Bebek büyüyüp geliştikçe 19 haftalık gebe de sürece uyum sağlamak adına pek çok değişiklik yaşayacaktır. Dilerseniz 19 haftalık hamilelikte anne adayını ne gibi belirtilerin beklediğine birlikte göz atalım.

Ciltte lekelenme:

Hamilelik hormonları sebebiyle anne adayının özellikle burun, alın ve yanak bölgesinde koyu renkli lekelenmeler görülebilir. Lekeler büyük ihtimalle doğumdan sonra geçecektir. İzlerin kalıcı olmasını istemiyorsanız lekeli yüzü güneş kremi kullanmadan güneşe maruz bırakmamaya dikkat etmelisiniz.

Sık idrara çıkma ve idrar yolu enfeksiyonları:

Büyüyen rahim idrar kanalına ve mesaneye baskı yapar. Bu baskı mesanenin hacmini daraltarak çabuk dolmasına dolayısıyla sık idrara çıkmaya sebep olurken tıkanan idrar kanallar mikroorganizmaların çoğalması için uygun ortam oluşturarak enfeksiyon oluşturabilir.

Hamilelik çatlakları:

Bebeğin büyümesi ile karın, süt bezlerinin çalışması ile göğüsler, anne adayının kilo alması ile kalça ve bacak bölgelerinde genişleme olur. Bu genişleme ise deri yüzeyinde çatlaklar oluşturabilir. İlerleyen haftalarda artma ihtimali yüksek olan bu ince ve kalıcı izlerin önüne geçebilmek için kontrollü kilo almaya dikkat etmelisiniz. Cildi nemli tutmak adına çatlak kremi kullanmak da çatlak oluşumunu azaltacaktır.

Ayaklarda şişlik ve büyüme:

Bebeğin büyüyüp gelişmesi için öncelikle rahmin esnemesi gerekir. Rahim kaslarını gevşeterek büyüyen bebeğe yer açmak için salınan gebelik hormonları, iskelet kaslarını da gevşetir. Özellikle ayak ve kalçalarda gevşemiş kaslar üzerine doğum kilolarınız ve bebeğin ağırlığı da yüklenince bu gölgelerde genişleme ve şişlik oluşabilir. Bazı anne adaylarında ayaklardaki genişleme kalıcı olup doğumdan sonra ayak numarasının yarım ya da 1 numara büyümesine sebep olabilir.

Hamilelikte Ayak Şişmesi: https://www.bebek.com/hamilelikte-ayak-sismesi/

Bel ve sırt ağrıları:

2. trimester itibariyle en sık karşılaşılan şikâyetlerin başında bel ve sırt ağrıları gelir. Sebebi elbette büyüyen karnın anne bedeninde ağırlık merkezini değiştirmesi ve annenin gebelik süresince aldığı kilolardır.

Burunda tıkanıklık ve kanama:

Hamilelik hormonları kan hacmini arttırarak mukoza zarlarının şişmesine sebep olur. Bunun sonucunda burunda tıkanıklık hissi ve kanama görülebilir.

Mide yanması ve hazımsızlık:

Hamilelik hormonlarının kas hareketlerini yavaşlatması sonucu mide ve bağırsaklardaki kasların hareketi de yavaşlar. Sindirimin yavaşlaması sonucunda ise mide yanması, ekşime, kabızlık gibi semptomlar ortaya çıkabilir.

Hemoroit:

Ağırlaşan bebeğin bağırsaklara baskı yapması ve kasların hamilelik hormonları ile gevşemesi sonucu bağırsaklar anüsten dışarı doğru itilmeye başlar. Böylece sık karşılaşılan ve oldukça can sıkıcı olan semptomların başında gelen hemoroit ortaya çıkabilir. Üstüne bir de 19 haftalık gebelik itibariye kendini göstermeye başlayan kabızlık semptomu eklenince durum daha ciddi bir hâl almaya başlayabilir.

Göğüslerde büyüme ve hassasiyet:

Gebeliğin devamını sağlayan gebelik hormonları süt bezlerini doğumdan çok önce uyarmaya başlar. Bu uyarı süt kanallarda süt salgısı üretilmesini ve süt birikmesini sağlayarak göğüslerde gerginlik ve hassasiyete sebep olur.    

Baş dönmesi:

Kan basıncının düşmesinden kaynaklı bazı anne adaylarında düşük tansiyon görülebilir. Tansiyonun düşmesiyle birlikte baş dönmesi görülmesi normaldir. Baş dönmesini engellemek için; yatarken ya da otururken aniden kalkmamaya, aç kalmamaya, sıcak suyla banyo yapmamaya dikkat etmelisiniz.

19-haftalik-gebelikte-anne

Hamilelik Semptomlarını En Aza İndirmek için Dikkat Etmeniz Gerekenler!

  1.  2.trimester her ne kadar gebeliğin ilk ve son trimesterine göre daha kolay geçse de 19 haftalık gebelikte yaşanan bazı semptomlar süreci anne adayı için zorlaştırabilir. Alacağınız basit önlemler gebelik sürecini daha keyifli hâle getirecektir.
  2. İki canlıyım diyerek ihtiyaçtan fazla yiyecek tüketmeyin ve kontrollü kilo alın.
  3. Olması gerekenden daha fazla kilo almanız durumunda kadın doğum uzmanıyla görüşerek bir diyetisyenden destek alın.
  4. Aşırıya kaçmamak koşulu ile egzersiz yapmayı ihmal etmeyin.
  5. Fırsat buldukça dinlenmeye ve fazla ayakta kalmamaya dikkate edin.
  6. Konforlu bir uyku için bel ve bacaklarınızı yastıklarla destekleyerek uyuyun.
  7. Ciltteki koyu lekeleri en aza indirmek için doğal içerikli bir güneş kremi alın ve güneşe korunmasız çıkmayın.
  8. Çatlak kremleri ya da nemlendirici etkisi olan doğal yağlar ile cildinizi nemli tutarak çatlak oluşumunu engelleyin. Krem ya da yağ kullanmadan önce mutlaka doktorunuzu bilgilendirin.

Kaç Kilo Almalısın?

Gebelik sürecinin hem anne adayı hem de bebek için sağlıklı bir şekilde devam etmesi için annenin kontrollü kilo alması önemlidir. 19 haftalık gebelikte kaç kilo alınır diye merak ediyorsanız; normal şartlarda yaklaşık 3,50- 5,5 kilo almanız beklenir. Ancak bazı anne adayları mide bulantısı, iştahsızlık benzeri semptomlardan dolayı sık sık kusar ve yeteri kadar beslenemez. Bu durumda kilo almak yerine kilo verebilir. Bazıları ise nasılsa iki canlıyım diyerek ihtiyacından fazlasını yer. Bu durumda beklenen aralığın altında ya da üzerinde kilo alınabilir. Her iki durumda da doktorunuzla beslenme ile ilgili özellikle görüşmekte fayda var.

Beslenme Önerileri

Gebelik süresince siz ne ile beslenecekseniz bebeğinizin vücuduna da o besin girecektir. Bu nedenle gebelikte nasıl bir beslenme düzenine sahip olduğunuz önemlidir. 19 haftalık gebelikte beslenme ile ilgili aşağıdaki hususlara dikkat etmek hem siz hem de bebeğinizin sağlığı için gereklidir.

  • Hamileyim diye iki kişilik yemeyin. Günlük sadece 300-350 kalori fazla tüketmek yeterli olacaktır. Bu miktar ise yaklaşık olarak ancak fazladan 2 meyve edecektir.
  • Gün içerisinde 3 ana 3 ara olmak üzere 6 öğün yemeye dikkat edin.
  • Öğünlerde karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineral içeriklerinden yeteri kadar almaya dikkat etmelisiniz.
  • Kızartma yerine haşlama, fırınlama, buğulama gibi daha sağlıklı pişirme yöntemleri ile öğünlerinizi hazırlayın.
  • Diş kaybını engellemek ve kemik ağrılarını azaltmak için kalsiyum bakımından zengin besinler tüketin.
  • Günde 2 litreden fazla su için. Yaz mevsimindeyseniz bu miktarı arttırın.
  • Lifli gıdalar tüketin.
  • Dengeli, yeterli ve düzenli beslenin.

Egzersiz Önerileri

Düşük tehlikesi, iskelet sistemi problemleri ve benzeri sağlık problemleri yaşamadığınız sürece doktorunuzun da onayı ile gebelik süresince spor yapabilirsiniz. Bulunduğunuz gebelik haftasına göre yapacağınız spor çeşidi ve yapacağınız sporun temposu da değişecektir. Bu süreçte güvenle yapabileceğiniz 19 haftalık gebelik egzersizleri seçenekleri aşağıdaki gibidir.

  • Hafif tempolu yürüyüş
  • Omurgayı güçlendirecek esneme hareketleri
  • Grup egzersizleri
  • Pilates
  • Yüzme
  • Yoga
  • Meditasyon

19 Haftalık Gebelikte Kontrol Listesi

  1. Gebeliğin 19. haftası bebeğe genetik tarama yapan amniyosentez veya bebekte genetik anomalilerin görülme olasılığını hesaplayan 4’lü tarama testi yaptırabilirsiniz.
  2. Gelecek hafta sizi ve bebeğinizi nelerin beklediği konusunda bilgi sahibi olun. Süreç hakkında bilgi edinmek için internetteki güvenilir kaynakları ya da kişisel gelişim kitaplarını kullanabilirsiniz.
  3. Bebeğin cinsiyetini öğrendiyseniz artık isim araştırması yapmaya başlayabilirsiniz.
  4. Cinsiyeti biliyorsanız bebek alışverişi yapmaya başlayabilirsiniz. Çünkü artık pembe mi mavi mi ağırlıklı alacağınızı biliyorsunuz.
  5. Bebek gelmeden önce son son bir tatil planınız varsa bu hafta sizin için uygun olacaktır.
  6. Arkadaşlarınızla dışarı çıkmak, bir araya gelmek ve gebelik heyecanını sevdiklerinizle paylaşmak size iyi gelecektir.

Gebelik süresince bebeğin gelişimini en iyi şekilde desteklemek ve hamileliği kendin için daha kolay hâle getirmek istiyorsan sürece hâkim olmak gerekir. Anne adayı olarak seni ve bebeğini gebeliğin 19. haftası nelerin beklediğini bilmek seni daima bir adım öne çıkaracaktır.

 

gebelikte-18-hafta

20-hafta-gebelik-hakkinda-hersey

]]>
https://www.bebek.com/19-hafta-gebelik/feed/ 1 https://www.youtube.com/embed/-RyhhftqmeA 19 - Bebek.com nonadult
Hamilelikte Kan Değeri Düşüklüğü ve Tedavisi https://www.bebek.com/hamilelikte-kan-degeri-dusuklugu-ve-tedavisi/ https://www.bebek.com/hamilelikte-kan-degeri-dusuklugu-ve-tedavisi/#comments Mon, 30 May 2022 10:00:04 +0000 https://www.bebek.com/?p=12469 Hamilelikte Kan Değeri Düşüklüğü

Hamilelikle birlikte vücudumuzda meydana gelen değişimleri saymakla bitiremeyiz. Bunların en başında, mineral ve vitamin depolarımızın gebeliğin ilerleyen safhalarında iyice azalması gelir.

Bebeğiniz, içinizde büyüdükçe sizden aldığı her besin sizin deponuzu azaltacaktır.

Bunun için gerek yiyeceklerle gerekse dışarıdan takviyelerle eksikliklerinizi tamamlamanız gerekir. Bunun sonucu olarak hamilelikte kan değerleri düşüklüğü, başka rahatsızlıklara da yol açabilir.

Hamilelikte takip edilmesi gereken en önemli mineral demirdir. Demirin vücudumuz için önemini, eksikliğinin yol açacağı sorunları ve çözüm yollarını kısaca açıklayalım.

Kansızlık (Anemi) Nedir? Hamilelikte Kansızlık Neden Sık Görülür?

Anemi çeşitleri arasında en yaygını olan demir eksikliği, özellikle Türk toplumunda çok yaygın görülen bir rahatsızlıktır. Kadınlar, erkeklere oranla daha fazla demir eksikliği şikayeti çekerler.

Bunun sebebi düzenli olarak görülen aşırı adet kanaması, sık aralıklarla yapılan doğum, kürtaj, emzirme ve bağırsak parazitleri gibi kadınlarda demir ihtiyacını artıran durumların yaşanmasıdır.

Bunun yanında aşırı çay kahve tüketimi, demir deposu olan etin fazla pişirilmesi gibi demir emilimi açısından yanlış beslenme, kansızlığın bir başka sebebidir.

Peki, hamilelikte kan değeri düşüklüğü nedir?

Kansızlık, kandaki hemoglobin değerinin düşüklüğü demektir. Hemoglobin, vücutta oksijenin kan yoluyla hücrelere taşınmasını sağlayan bir proteindir. Demir minerali hemoglobinin yapı taşıdır. Alyuvar oluşumunda yeterli hemoglobin olmaması demir eksikliğine yol açar.

Eğer deponuzda yeteri kadar demir varsa alyuvar üretiminde vücut önce orayı kullanır; fakat zamanla deponuzu doldurmazsanız ciddi demir eksikliği rahatsızlığı çekersiniz.

Gebelerde demir eksikliği neden olur? Gebelerde demir eksikliğine bağlı anemi çok yaygındır.

Gebeliğin ilk yarısında bebeğe daha fazla kan pompalanması için kadının vücudundaki kan miktarı %50 artar. Bu, alyuvar oluşumunun artması, dolayısıyla demire olan ihtiyacın da artması demektir.

Bu yüzden gebe kalmadan önce demir deponuz ne kadar dolu olursa olsun, ya besinlerle ya da ilaçlarla mutlaka dışarıdan demir takviyesi yapılması gerekir.

Demir mineralince zengin yeterli besin alınmaması, hamileliğin başlangıcında yeterli demir deposunun olmaması veya bebeğin gelişimi ilerledikçe annenin depolarını hızla tüketmesi ve folik asit yetersizliği gibi durumlar gebelikte demir eksikliğine sebep olabilir.

Kansızlık Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıldır?

Hamilelikte kan değerleri düşüklüğünün çok sık görüldüğünden bahsettik. Peki, bu değerlerin düşük olup olmadığını en iyi nasıl anlarız? Demir eksikliği olan vücut, genelde aşağıdaki şikayetlere sahiptir.

  • Yorgunluk, güçsüzlük,
  • Cilt solgunluğu,
  • Baş ağrısı, baş dönmesi, baygınlık,
  • Konsantrasyon bozukluğu,
  • Anlama ve algılama güçlüğü,
  • Çarpıntı, nefes darlığı,
  • Zayıf bağışıklık sistemi,
  • El ve ayaklarda uyuşma,
  • Saç ve tırnaklarda güçsüzlük,
  • Dudak çevresinde ve ağızda yaralar,
  • Sinirlilik hali,
  • Eklem yerlerinde ağrı,
  • Toprak, kireç, tebeşir, buz gibi yiyecek dışı şeyleri yeme isteği.

Hamilelikte Kan Değeri Düşüklüğü ve Tedavisi

Bunlar genelde hemen hemen her hamilede görülen belirtilerdir; fakat demir eksikliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamanın en kolay yolu kan tahlili yaptırmaktır.

Bunların bir kaçı sizde var ise mutlaka doktorunuzdan kan tahlili isteyin. Demir eksikliği kan tahlilinde kolayca saptanabilir ve tedavisi çok basittir.

Kan değerlerinize göre doktorunuz, sizden ya beslenmenizde düzeltme yapmanızı, ya da ağır bir demir eksikliği yaşıyorsanız ilaç ile takviye yapmanızı isteyecektir.

  • Gebelerde, demir deposu dolu olduğu halde genelde dışarıdan demir takviyesi yapılır. Bunun sebebi, gebeliğin ilerleyen aşamalarında demir deposunun hızla bebek tarafından boşaltılacağı ve doğumun risksiz geçmesi durumunda bile bir miktar kan kaybına uğranacağıdır.
  • Genelde doğal doğumda (normal doğum) yaklaşık yarım litre, sezaryenle yapılan doğumda ise yaklaşık bir litre kan kaybı olur. Kan kaybı demek demir mineralinin vücuttan eksilmesi demektir. Bu yüzden, doktorunuz her ihtimali düşünmek zorundadır ve doğumda istenmeyen bir durum olması durumunda demir depolarınızın dolu olması için önlem almak isteyecektir. Bu sebepten doktorunuz, genelde hamileliğin 5. ayından itibaren demir ilacı takviyesi verir.
  • Demir ilaçlarını doktorunuza danışmadan kendiniz almamalısınız. Değerlerinizin ne olduğunu bilmeden yapılan aşırı demir ilacı kullanımı, demir değerlerinizin çok fazla yükselmesine sebep olur. Bir şeyin az olduğu kadar fazla olması da zarardır ve kalp rahatsızlıkları, diyabet, hemakromatoz, siroz gibi hastalıklara davetiye çıkarır.
  • Burada dikkat etmeniz gereken diğer bir konu da bu ilaçların kabızlığa yol açmasıdır. Bunun için lif yönünden zengin sebze, meyve ve bakliyat tüketmeniz gerekir. Ayrıca kabızlığa en iyi gelen şey sudur. Bunun yanında dışkı rengi koyulaşır hatta siyaha dönebilir. Bu da demir ilacının bir başka yan etkisidir ve sağlık açısından hiçbir zararı yoktur.

Hamilelikte uzak durmanız gereken 10 şey konulu makalemizi inceleyebilirsiniz. Aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

https://www.bebek.com/hamilelikte-uzak-durmaniz-gereken-10-sey/

Hamilelikte Kansızlığın Yol Açtığı Tehlikeler Nelerdir?

Hamilelikte kan değerleriniz ciddi boyutlarda düşük değilse, doktorunuzun yönlendirmesi ile demir değerinizi yükseltebilir ya da sabit tutabilirsiniz.

Peki, hamilelikte kansızlık bebeğe zarar verir mi?

Demir eksikliğiniz olması gereken değerlerin çok altındaysa erken doğum, düşük doğum ve bebekte gelişim geriliği gibi riskler oluşur. Ayrıca doğum sırasında anne risk altında olur ve doğum sonrası annenin iyileşmesi daha uzun sürer.

Hamilelikte Kan Değeri Düşüklüğü Nasıl Giderilir?

Demir eksikliği yani kansızlık, tedavisi çok zor olmayan bir rahatsızlıktır. Eğer doktorunuz kan değerlerinizin aşırı düşük olduğuna karar verdiyse size ilaç tedavisi verecektir.

Yukarıda bahsettiğimiz gibi hamilelikte kan değerleri düşüklüğü olmamasına rağmen doktorunuzun yönlendirmesiyle demir takviyesi kullanmanız gerekebilir. Bunların dışında vücudunuzdaki demir deposunu yiyeceklerle de destekleyebilirsiniz.

Beslenme bu aşamada çok önemlidir. Demir eksikliğinin yaygın olmasının en büyük sebebi yanlış beslenmedir.

Önemli olan sağlıklı beslenirken demir emilimini azaltan yiyecekleri bir arada kullanmamaktır. Bunun için şunlara dikkat edebilirsiniz:

  • Demir, besinlerde hem ve hem olmayan şekilde bulunur. Hem demirin vücuttaki emilimi, hem olmayan demire göre daha yüksektir. Hem demir hayvansal gıdalarda bulunur. Bunlar kırmızı et, sakatat, tavuk, hindi, balık ve kabuklu deniz ürünleridir. Hem olmayan demir ise hem hayvansal hem de bitkisel gıdalarda; genelde tahıl, tohum, meyve ve sebzelerde bulunur.
  • Kuru meyveler, yumurta sarısı, sakatat, et grupları, tahıllar, tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler ve baklagiller demir minerali açısından zengindir.
  • Turunçgiller, yeşil yapraklı sebzeler, domates, kivi, avokado, şeftali, elma ve muz demir emilimini artıran yiyeceklerdir.
  • Sakatat demir açısından çok zengindir; fakat hamilelik süresince tüketilmemesi gerekir.
  • Kuru meyveler demir yönünden zengindir.
  • Çiğ fındık, çiğ badem ve ceviz günlük almanız gereken demir miktarını karşılamada birebirdir; fakat fitik asit miktarı bunlarda çok fazladır. Fitik asit, başta demir olmak üzere kalsiyum, magnezyum, çinko, bakır gibi minerallerin vücuttaki emilimine negatif etkisi vardır. Bu yüzden bu tarz yağlı tohumları ve baklagilleri bir gece önceden 1 kaşık peynir altı suyu, yoğurt suyu veya kefir koyduğunuz suda bekletmeniz gerekir. Bu sayede fitik asit azaltılır ve mineral emilimi artar.
  • Kalsiyumun da demir emilimini azaltıcı etkisi vardır.
  • Hamilelikte kan değerlerinde düşüklük yaşamamak için besinleri demir emilimini azaltacak şekilde tüketmeyin. Örneğin, polifenol içeren çay ve kahveyi kahvaltıda içmek, yediğiniz demir yönünden zengin tüm gıdaların demir emilimini azaltır. Çay ve kahveyi yemeklerden 1 saat sonra içmenizi öneririz.
  • C vitamini demir emilimini artırır. Kan ilacınızı C vitamini içeren bir yiyecek ile almanız yine demir emilimini artıracaktır. Tabii burada şeker konusuna dikkat etmeniz gerekir. Sadece hamilelik değil, tüm yaşantınızda meyve sularını çok fazla tüketmemeye, meyveleri posasıyla yemeye çalışın. Meyve suları aşırı şeker barındırır ve bu hem sizin hem de bebeğinizin sağlığı için iyi değildir.
  • Aynı şekilde pekmez konusunda da dikkat edilmesi gerekir. Demir alacağım diye sık sık pekmez yemek vücuda fazla şeker yüklemesi yapmak demektir.
  • Kan ilacı kullanıyorsanız eğer, yemeklerden 2 saat sonra tüketmeniz önerilir.
  • Ekmeği mayasız tüketmek demir emilimini azaltır. Fermente edilmiş hamur bu açıdan daha sağlıklı olacaktır.

Demirin vücudumuz için ne kadar önemli bir mineral olduğunu ve günlük demir ihtiyacımızı karşılamak için besinlerimize dikkat etmemiz gerektiğinden bahsettik.

Hayatınıza adapte edebileceğiniz çok basit yöntemler ile hamilelikte kan değerleri düşüklüğünü engelleyebilirsiniz. Mutlu ve sağlıklı bir hamilelik geçirmeniz dileğiyle…

”Beta HCG Nedir?” Konulu yazımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Beta HCG Nedir?: https://www.bebek.com/beta-hcg/

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-kan-degeri-dusuklugu-ve-tedavisi/feed/ 3 https://www.youtube.com/embed/qbY1h1N0M-Q?feature=oembed 19 - Bebek.com nonadult
Bebeğin Hareketleri Ne Zaman Hissedilir? https://www.bebek.com/bebegin-hareketleri/ https://www.bebek.com/bebegin-hareketleri/#respond Sat, 26 Mar 2022 10:00:22 +0000 https://www.bebek.com/?p=36693 Bebeklerine kavuşmak için gün sayan annelerin hamilelik döneminde bebekleriyle kurdukları iletişimin en net örneği, yavrularının rahmindeki hareketlerini hissetmeleridir. Minik yavrusunun ilk tekmesi, anne adayı için unutulmaz anların başında gelir.

Fetüsün anne karnındaki tekmelerinin duygusal bir anlamı olmasının yanı sıra, anne rahminde büyüyen bebeklerinin sağlık durumları ile ilgili de bilgi verir.

Peki, minik yavruların annelerinin karnında tekme atmalarının sebepleri nelerdir? Anneler bu hareketleri ne zaman hissetmeye başlar? Tekme sayısında azalmalar olması ne anlama gelir?

Anne Adayları Tekmeleri Ne Zaman Hissetmeye Başlar?

Hamileliğinizin 7. Haftasından itibaren minik bebeğiniz hareket edebilmeye başlar. Ancak sizin bu hareketleri ortalama olarak hamileliğinizin 4. ayında hissetmeye başlarsınız. Rahminizde hareket eden miniğinizin ellerini ve kollarını oynatması, esnemesi, hıçkırması, dönmesi; minik tekmeler olarak adlandırılır. Aslında hissettiğiniz her hareketlilik bir tekme değildir. 

Bebeğin Rahimdeki Tekmelerinin Temel Sebepleri Nelerdir?

  • Fetüsün Anne Karnındaki Gelişimi

Gebelik dönemi boyunca her geçen gün minik yavrunuz anne adayının vücudundan beslenerek gelişir. Bu gelişmeler, fetüsün büyüklüğü arttıkça daha fazla hareket etmesine ve bunların daha fazla hissedilmesine yol açar. 

  • Fetüsün Dış Dünya ile İletişimi

Bebeğinizin gebelik döneminde hiçbir şey duymaması ve tepki vermemesi gibi bir durum söz konusu değildir. Anne rahminde de olsa minik yavrunuz duyar, hisseder ve tepki verir. Bu nedenle hamilelik dönemi boyunca bebeğinizle iletişim kurmanız, konuşmanız ve ona onu sevdiğinizi hissettirmeniz büyük bir önem taşır.

Özellikle gebeliğin 20. haftasından itibaren bebeklerin dış dünyayı duymaya başladıkları bilinir. O nedenle özellikle hamileliğinizin 20. Haftasından sonra konuşmalarınıza ve söylediklerinize çok dikkat etmelisiniz. 

  • Anne Adayının Yediği Yiyecekler

Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde her insanda olduğu gibi anne karnındaki miniklerin de bir damak tadı oluşmaya başlar. Annenin yediği yiyecekleri sevmesine veya sevmemesine göre minik yavrunuz hareketlenebilir. Bu nedenle bebeğin enerjisini etkileyebilecek bir diğer faktör de yediğiniz yemeklerdir. 

  • Kan Akışının Artması

Anne adayının vücudundaki kan akışı, doğrudan fetüsün kan akışıyla da ilişkilidir. Bu nedenle annenin kan akışını arttıracak her durumda, bebeğin de hareketleri ve tekmeleri artar. Örneğin annenin yatış pozisyonu buna örnek olarak verilebilir.

Sırtüstü yatan kişilerde kan akışı yavaşlar bu nedenle bebek daha az enerjik olur. Ancak özellikle sol tarafa dönük yatan anne adaylarının kan akışı artacağından, bebeklerinin daha hareketli olduğunu fark edeceklerdir. 

Her Anne Adayı Bebeğinin Tekmelerini Aynı Şiddette ve Aynı Sıklıkta Mı Hisseder?

Anne adayının miniğinin tekmelerini hissedebilmesine etki eden birçok farklı unsur vardır. Her anne adayı minik bebeğinin tekmelerini, gebeliğinin aynı haftasında ve aynı şiddette hissetmez. Yavrunuzun hareketliliğini ve sizin bu hareketleri hissetmenizi etkileyen etmenlerden bazıları şunlardır:

  • Annenin Kilosu

Öncelikle anne adayının kilosu minik yavrularının hareketlerini erkenden ve daha şiddetli bir şekilde hissedebilmesinde önemli bir etkendir. Kilosu zayıf olan anneler kilolu annelere oranla fetüsün hareketlerini daha erken ve daha sık hissederler.

  • Annenin Tükettiği Besinler

Yazının başında da bahsettiğimiz gibi tüketilen besinler yavrunuzun sevip sevmemesine göre hareketlerine etki eder. 

  • Annenin Hareketliliği

Anne adayının gün içerisindeki aktiflik durumu da fetüsün enerjisini doğrudan etkiler. Gün içinde hareketli olunmasının bebeğin sallanmasına ve uyutmasına neden olduğundan “Bebekler Anne Karnında Uyur Mu?” adlı yazımızda bahsetmiştik. Bu nedenle gün içerisinde çok fazla hareket haline olan anne adaylarının minik yavrusunun tekmelerini daha az hissedeceğini söyleyebiliriz. 

Bebekler Anne Karnında Uyur mu? başlıklı yazımıza göz atmak için aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Bebekler Anne Karnında Uyur mu?: https://www.bebek.com/bebekler-anne-karninda-uyur-mu/

Bebeğin Hareketleri Ne Zaman Hissedilir?

Bebeğinizin Hareketliliğinin Artmasını İstiyorsanız Neler Yapmalısınız?

Gebelik döneminde karnınızda büyüttüğünüz yavrunuzun enerjik olması, sağlıklı olduğunun da göstergesi sayılır. Bu nedenle onun sağlığından emin olmak ve içinizi rahatlatmak için, bebeğinizin hareketlerini daha net ve fazla hissetmek isteyebilirsiniz. 

Bunun için;

  • Yemek yiyebilirsiniz. 
  • Sıvı ve şekerli gıda tüketiminizi arttırabilirsiniz. 
  • Gün içerisinde küçük yürüyüşler yapabilirsiniz.
  • Karnınıza küçük küçük bastırarak fetüsü uyandırabilir ve hareket etmesini sağlayabilirsiniz.
  • Bebeğiniz özellikle 20. Haftadan sonra dışarıdan gelen sesleri algılamaya başlayacağından onunla konuşabilirsiniz.
  • Dinlenebilirsiniz. Özellikle saat 21:00 ve 01:00 arasında sol tarafınıza dönerek yatmanız miniğinizi hareketlendirecektir. 

Bebeğinizin Ne Kadar Süre Hareketsiz Kalması Normaldir?

Bebekler gebelik döneminin ortalama 16. ve 36. haftaları arasında fazlasıyla enerjiktir ve anne adayı düzenli olarak bu hareketleri hisseder. Minik yavrunuzun sağlığını kontrol etmeniz için hareketlerini izlemelisiniz. 

Özellikle hamileliğin son 3 aylık döneminde miniğinizin hareketlerini not alabilir ve uzun süreli durağanlık durumlarında onu uyandırmaya çalışabilirsiniz. Bebeğinizin hareket etmesini sağlamak için yazımızın “Bebeğinizin Hareketliliğinin Artmasını İstiyorsanız Neler Yapmalısınız?bölümünde yer alan önerilerimizi deneyebilirsiniz. 

16 ile 36. Haftalar arasında bebeğinizin ortalama olarak 2 saat içerisinde 10 defa hareket etmesi gerekir. 36. Haftadan sonra fetüs çok fazla gelişmiş olduğundan dolayı dönmesi ve rahat hareket etmesi için yeterli alanı olmaz. Bu nedenle 36. Haftadan sonra tekmelerinde azalma olması normal kabul edilir. 

Her bebek birbirinden farklıdır. Bu nedenle kendi bebeğinizin hareketlilik durumunu en iyi siz bilebilirsiniz. Belirli bir düzene oturan tekme sürekliliği ve sayısında azalmalar hissederseniz en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalı ve doktorunuzla iletişime geçmelisiniz.  

Anne Karnındaki Fetüsün Hareketli Olması Ne Anlama Gelir?

Rahimde fazla aktif olan bebeklerin doğumdan sonra da enerjik ve haylaz olacaklarına inanılır. Ancak bu, bilimsel olarak kanıtlanmış bir durum değil, yalnızca tahmindir. Anne karnındaki fetüsün hareket düzeyini belirleyen şeylerin çoğu, dış etmenlerdir.

Dışarıdan gelen uyarıcılar bebeğin harekete geçmesini sağlar. Bu nedenle gebelik döneminde enerjik olan bebeklerin doğumdan sonra da öyle olacağını düşünmek bir yanılsama olur. 

Gebelik döneminde anne ile bebeğin kurduğu iletişim, annenin stres düzeyi, tükettiği besinler, günü nasıl geçirdiği gibi etmenler, minik yavrunuzun kişiliğinin oluşmasında etkilidir. Bu nedenle minik yavrunuzla hamilelik dönemi boyunca kurduğunuz iletişim çok önemlidir.

Stresten uzak, huzurlu bir hamilelik dönemi geçirmeniz hem sizin hem de bebeğinizin sağlıklı olması ve minik yavrunuzun sağlıklı büyümesine katkıda bulunur. 

Her şeyden önce hayatınıza dahil olan canın, sağlığını ve mutluluğunu düşündüğünüzü biliyoruz. Bu nedenle yaşadığınız yer değişiklikte telaşlanmanız ve sorular sormanız çok normal. Özellikle ilk hamileliğinizi yaşıyorsanız, yeni tecrübe ettiğiniz şeylerin daha fazla olması, daha fazla korku ve endişe duymanıza neden olabilir. 

Gebelik döneminin 4. Ayından itibaren başlayan, karnınızdaki miniğin sizi tekmelemesi, olması gereken ve çok doğal sürecin bir parçasıdır. Bebekler anne karnında neden tekme atar sorusunun cevabını özetlememiz gerekirse; büyümekte ve gelişmekte olan yavrunuzun dış dünya ile iletişim kurmaya çalışır.

Bunun yanında anne adayının tükettiği besinlere tepki verebilir. Sağlıkla gelişen miniğinizin “Ben iyiyim, beni merak etme!” deme şekli olarak da yorumlanabilir. 

Kendinizi kötü hissettiğiniz veya bir şeylerin ters gittiğini hissettiğiniz her durumda vakti kaybetmeden doktorunuzla iletişim kurmalısınız. Çünkü kafanızda kalan soru işaretleri strese girmenize neden olmamalıdır. Unutmayın, hamilelik döneminde dikkat etmeniz gereken en önemli şey, stresten uzak durmanızdır.  

”Hamilelik Dönemi” ile ilgili yazdığımız diğer yazılarımıza ve merak ettiklerinize aşağıdaki bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz. 

Hamilelik Dönemi: https://www.bebek.com/hamilelik/

Aklınıza takılanların yorum olarak belirtebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/bebegin-hareketleri/feed/ 0
Hamilelikte Egzersiz Önerileri https://www.bebek.com/hamilelikte-egzersiz-onerileri/ https://www.bebek.com/hamilelikte-egzersiz-onerileri/#respond Mon, 03 Jan 2022 10:00:00 +0000 https://bebek.com/?p=2625 Hamilelik öncesi spor yapıyorsanız devam etmeniz iyi olacaktır. Gebelikte egzersiz önerileri, sizin fit olmanız için önemlidir. Hamilelik öncesi fiziksel olarak aktif değilseniz, ilk görüşmenizde antenatal egzersiz konusunda doktorunuza danışın. Spor yaparken yorulduğunuzda dinlenmeli, güvenlik önlemlerine dikkat etmeli ve aşırı ısınmaktan kaçınmalısınız.

Anne Adayının Vücudunda Hamileliğin Neden Olduğu Bazı Değişiklikler

  1. Karın içinde büyüyen rahim, annenin solunum kapasitesini giderek kısıtlar.
  2.  Gebelikte artan kan hacmi nedeniyle kalbin üstüne ekstra yük biner.
  3. Anne adayının öne doğru büyüyen karnı, yer çekimine bağlı olarak vücudun denge merkezini değiştirir ve sırt kaslarına daha fazla yük binmesine neden olur. Gebelik esnasında yapılan uygun hareketler, hamilenin sırt kaslarını güçlendirdiği gibi, fiziksel ve ruhsal zindelik sağlar. Aşırı kilo alınmasını da engeller. Spor yapmanın verdiği kendine güven ve kendini iyi hissetme hali, doğumun rahat olmasına katkıda bulunur.

Hamileler için En Uygun Egzersizler

Yürüyüş, merdiven çıkma, yüzme, yoga, kondisyon bisikleti ve yürüyüş bandıdır. Tüm bunları yaparken kendinizi aşırı zorlamaktan özellikle son aylarda diz ve ayak bileği gibi eklemlere fazla yük bindirmekten kaçınmalısınız.

  • Egzersiz sırasında dikkat edilmesi gerekenler;
  • Egzersizin süresi 20 dakikayı aşmamalıdır,
  • Haftada 4 gün egzersiz yapmanız yeterlidir,
  • Temponuzu, kalp atım sayınız 140 atım/dakikayı aşmayacak şekilde ayarlayın,
  • Ani ve sert hareketlerden kaçının,
  • Gebelikten önce yapmakta olduğunuz egzersiz temposunu yüzde 25-30 oranında düşürün,
  • Havuz ya da banyo ısısının 30-35 dereceyi aşmamasına özen gösterin.

Gebeliğiniz esnasında ağır egzersizlerden kaçınmanız sizin ve bebeğinizin yararına olacaktır.

Ağır Egzersiz, Anne ve Bebek Üzerinde Bazı Olumsuz Sonuçlara Neden Olabilir

  • Egzersiz esnasında vücudumuzdaki kaslardan ısı üretilir, bu da vücudun merkez ısısında artışa neden olur. Vücut merkez ısısında oluşan aşırı artışlar, gebeliğin erken evrelerinde (Son regl tarihinden sonraki 50 gün içinde, döllenmeden sonraki 25-27 gün) bebekte gelişim bozukluklarına neden olduğu, hayvan deneyleri ile gösterilmiştir.
  •  Egzersiz yaparken dokularda oksijen ihtiyacı ani olarak artar. Bu esnada dolaşım sistemi tarafından kalp, beyin ve böbrek gibi hayati organlara öncelikli olarak oksijenli kan pompalanır. Anne karnında bebeğin kanlanmasını sağlayan rahim, bu öncelikli organlardan değildir. Bu nedenle ağır egzersizler, bebeğe az oksijen gitmesine neden olur.
  • Ağır egzersizler, gebelikte kan şekerinin düşmesine yol açıp, anne karnındaki bebeğin beslenmesini olumsuz etkiler.

Hamilelikte Egzersiz Yapmanın Yasak Olduğu Durumlar

  1.  Kalp yetmezliği ve kalp kası hastalığı olanlar,
  2.  Akut enfeksiyonu olanlar,
  3.  Vajinal kanaması olanlar,
  4.  Anne karnında gelişme geriliği tanısı konmuş gebeler,
  5.  Ağır kan uyuşmazlığı olan gebeler,
  6.  Fetal distres tanısı alanlar (bebeğine yeterli oksijen gitmeyen gebeler).

Gevşeme Ve Nefes Bilinci

Bu iki teknik doğum sırasında anne adayına yardımcı yöntemlerdir. Ağrıyı azaltır ve vücudunuzu gevşetir. Rahim daha etkili çalışır, enerjinizi korur ve kendinizi daha az yorulmuş hissedersiniz; derin ve rahat nefes alma ile siz ve bebeğiniz daha fazla oksijen alır, stres ile daha kolay baş edersiniz…

Gevşemeyi Öğrenmek

Gevşemek için fiziksel gerginliği nasıl tanıyacağınızı ve kaslarınızı bilinçli olarak gevşetmeyi öğrenmelisiniz. Kendinizi bırakmak, sadece fiziksel gevşeme değil, ayrıca duygusal sakinlik de getirir.

Günde bir-iki kez 10 dakika aşağıdaki yöntemi uygulayın. Partneriniz de bu tekniği anlarsa çok iyi olacaktır. Öncelikle sessiz bir odada destekli olarak yatın ya da oturun. Tüm vücut kıvrımlarınızı destekleyen yastıklar ile çok rahat olmalısınız: Sağ elinizi sıkıp omzunuza kadar kol kaslarınızı gerin.

Sonra gerilemeyi bırakın ve dışa doğru yavaş bir nefes verin. Kolunuzun gevşediğini hissedin ve nefes almanın sizi nasıl rahatlattığının farkına varın. Her nefes verişinizde daha da gevşeyin. Bunu sol el ve kol ile sonra sağ ayak ve bacak ve son olarak da sol ayak ve bacakla yapın.

Gerginlik sırasında krampı önlemek için ayağınızı bilekten yukarı çekip dizinizi düz tutun. Omuzlarınızı kulaklarınıza doğru kaldırın Ne kadar gerildiğinizi fark edin ve gevşerken nefes verin. Cinsel organınız ve anüs etrafındaki kasları kasın ve kalçanızı birbirine sıkın. Nefes verirken gevşetin. Yüz ve çenenizi sıkın, yüz ve baş kaslarınızı gerin ve nefes vererek gevşeyin.

Gergin kas ile gevşek kas arasındaki farkı anladıktan sonra bu aşamaları kasları germeden yapın. Basitçe tüm kaslarınızdaki gerginliği gevşetin, büsbütün bırakın. Vücudunuzun ağırlaştığını ya da hafiflediğini hissedin. Bu şekilde gevşemeyi, doğumun ilk evresinde olmak istediğiniz pozisyonlarda çalışın.

Nefes Bilinci

Nefes alma doğum eylemleri sırasındaki gerginliği azaltıp, vücudunuzun gevşemesine yardımcı olur. Yavaş nefes almak, vücudunuzu gevşetir. Derin ve yavaş nefes alın.

Nefes verirken hızla içimizdeki gerginliği dışarı atar tarzda üfleyin. Erken kasılmalar sırasında normal nefes alarak gevşeyin.

Doğumun ilk evresinde normal nefes alma ile gevşemeniz zor olduğunda mümkün olduğunca derin ve yavaş nefes almaya devam edin. Kasılmalar şiddetlendikçe nefes alış verişiniz hızlanır, ancak siz hızınızı yavaşlatın.

Nefes Alma Teknikleri

  1. Yavaş hızda: Normal hızınızın yarısı, burundan yavaş ve gevşek nefes alın, ağızdan verin.
  2. Değiştirilmiş hızda: Kasılmalar en şiddetli haldeyken nefes almayı hızlandırın, normal hızınızın iki katından fazla değil. Kasılmalar azaldığında yavaş nefes alın.
  3. Düzenli hızda: 1-5 hafif eşit nefes sonrası bir üfleme yapın ve sonra tekrar edin.
  4. Erken itme dürtüsü: Mum üfleme tarzında nefes alın.
  5. İtme amaçlı nefes alma: İki derin nefes sonrası çene göğse dayalı, kapalı duvarlar arasından üfleyerek nefes verirken, aşağı doğru bebeğinizi itin. Hızlı bir nefes alıp tekrarlayın. Her kasılma için 3 itme yapın.

Antenatal Egzersizler

Gebelikte ve doğum sırasında karın, pelvik taban ve sırt kasları normalden daha fazla görev yapmaktadır. Antenatal egzersizler bu kasları kuvvetlendirir.

Hareketleri yavaş ve hafif yapın. Her seferinde dinlenin ve zorlamayın. Her egzersizi önce 2-3 kez yapın, sonra 6’ya çıkartın. Günde 1 ya da 2 kez uygulayın. Antenatal egzersizler ağrıya neden olmaz.

Karın Kasları için Egzersiz

Kalça kıvırma: Sırt üstü başınız yastıkta dizler kıvrılmış, ayak tabanları yerde uzanın. Rahim büyüdükçe baş ve omuz altına iki-üç yastık koyun. Ellerinizi karnınızın üstüne koyun ve kasların kasıldığını hissedin. Nefes alırken karın kaslarını sıkın, sırtınızı arkaya kaydırarak yere dayayın ve kalçalarınızı sıkın. Bu şekilde 6 saniye durun ve gevşeyin. Sırtınızı düzleştirirken kalçanızın arkaya döndüğünü hissedin.

Değişik pozisyonlarda bu egzersizi yapın; yan yatarken, diz dirsek konumunda dururken, sandalyede otururken veya ayaktayken. Dizleri kaldırıp indirmek: Sırtüstü yatın, beliniz havada kalmasın. Bir dizinizi göğsünüze doğru çekin, sonra diğerini kaldırın ve 6 saniye tutun. Yavaşça bir ayağınızı yere indirin. Nefesinizi tutmayın. Belinizi yerden ayırmayın.

Düz eğilme: Sırtınız üzerine yatın. Ellerinizi karnınız üzerine koyun. Nefes verirken başınızı ve omzunuzu öne doğru kaldırın. 6 saniye tutun ve sonrasında geriye yaslayın. Gevşeyin.

İzometrik karın egzersizi: Eğer karın kaslarınız ayrıldıysa bu hareketi yapmayın. Sırtınız ve ayaklarınız desteklenmiş olarak sandalyeye oturun. Sağ avuç içi ile sol dizinizin iç tarafına bastırın. Dizinizi oynatmayın. Saniye tutun ve karın kaslarınızın gerildiğini hissedin. Yavaşça gevşeyin, sağ dizinizi sol elinizle iterek aynısını yapın.

Pelvik Taban Kasları için Egzersiz

Pelvik taban kasları, iç organları destekleyerek pelvisin alt tarafını oluşturur. Aşağıdaki hareketler öksürdüğümüzde veya güldüğümüzde idrar kaçırmamızı önler.

Başınızı ve omzunuzu yastıklarla destekleyerek uzanın. Dizleriniz ayrı ve hafif bölünmüş, ayak tabanları yerde olmalı. Vajina ve anüs etrafındaki kasları kasın ve yukarı çekin. Tutun ve yavaşça gevşeyin. Gevşerken vajina etrafındaki kasların gevşek durumunu hissedin.

Doğumun ikinci evresinde bu şekilde gevşemeniz önemli olur. Bunu yatarak yaptıktan sonra oturur ve ayaktayken de yapın. Önceleri birkaç saniye uygularken, yavaş yavaş 6 saniye kasmaya çalışın.

Sırt Hareket Egzersizi

Bu egzersiz belinizdeki ağrıyı, sertliği ve pelvik rahatsızlığı azaltır. Diz-dirsek konumunda durun. Belinizi yukarı doğru esnetirken karın kaslarınızı kasın ve beliniz düz olana kadar gevşeyin.

Duruş Kontrolü

Bağlar yumuşak ve kaslarınız zayıf olduğu için gebelik ve doğum sonrasında sırt problemleri olabilir. İyi postür sağlamak pratik gerektirir. Çene içeride, omuzlar gevşek olarak oturun, ayakta dik durun, dik yürüyün. Belinizin arkasındaki kavisten haberdar olun ve kalçayı hafif öne doğru çekin.

Ayaktayken dizleriniz geriye doğru değil, düz olmalıdır. Düşük topuklu ayakkabılar giyin. Otururken belinizi desteklemelisiniz. Ağır bir şeyler kaldırmayın, kaldıracaksanız dizlerden çömelerek tutun. Germe egzersizleri eklemlerinizdeki hareket sınırını artırır, sizi rahatlatır, vücudunuzu tanımanızı ve doğum eylemi sırasında rahat edeceğiniz pozisyonları gerçekleştirmenizi sağlar.

Germe hareketlerine gebeliğin herhangi bir zamanında başlayabilirsiniz. Her pozisyonu mümkün olduğunca uzun tutmaya çalışın. Yavaş yavaş 2-3 dakika tutana kadar süreyi artırın.

Baldır germe: Yüzünüz duvara dönük, bir ayağınız diğerinin 1 metre önünde, kollarınızı duvara doğru uzatın. Vücudunuzun üst kısmını duvara doğru eğip başınızı ellerinizin üstüne koyun. Ön dizinizi öyle bükün ki arka bacağınız tüm ağırlığınızı alsın. Bir dakika tutun ve sonra bacak değiştirin.

Omuz çevirme: Bağdaş kurarak sırtınız duvara yaslı oturun. Parmaklarınızı omuzlarınıza koyup dirseğinizle arkaya doğru daireler çizin. Kolunuzu başınızın üzerinden gerip, üst sırtınıza doğru gerdirip göğüs kafesinizin altındaki basıncı rahatlatın.

Bacak germe: Dik oturun, bacaklarınızı ayırın, dizler düz ve elleriniz arkanızda bağlı olsun. Yavaşça öne doğru sağ dizinize eğilin. Bir dakika tutun, geriye gelip şimdi de sol bacağınıza doğru eğilin.

Kelebek oturuşu: Dik oturun, ayak tabanlarınız birbirine yapışık ve vücudunuza yakın olsun. Ellerinizle ayaklarınızı kavrayın, yavaşça dizlerinizi yere doğru itin. Bu pozisyonda bir süre kalın, sonra gevşeyin ve hareketi tekrar edin.

Japon oturuşu: Dizleriniz olabildiğince birbirinden uzak, yere diz çökün. Poponuzu, kaldırmadan kalçadan öne doğru eğilin. Elleriniz ya da dirseğiniz yere değdiğinde kasıkta gerilmeyi hissedersiniz.

Çömelme: Önceleri destek için bir şeye tutunmanız gerekebilir. Kalçanızın altına birkaç kitap koyun ve çömelmeniz geliştikçe kitapları birer birer azaltın. Belinizi desteklemek için duvara yaslanarak çömelin. Topuklarınızın altına sert bir yastık koyarak da çömelebilirsiniz.

Desteksiz çömelme ise şöyledir: Ayaklarınız 1 metre ayrık, beliniz dik olarak çömelin. Ellerinizi birleştirip, dirseklerinizle dizlerinizi ayırın. Birkaç dakika o şekilde durun.

Hamilelikte Kegel Egzersizi

Gebeler leğen kemiğinin tabanını oluşturan kas grubunu istemli bir şekilde kasıp, çalıştırılabilirler. Kegel egzersizinde temel prensip, bu kas grubunun 3 saniye süre ile kasılıp gevşetilmesidir.

Günden güne bu süre 20 saniyeye kadar uzatılabilir. Kolay anlaşılabilmesi için bu hareket, tuvaletinizi yaparken idrarınızı tutma hareketi olarak tarif edilebilir.

Bu hareketler pelvis tabanını oluşturan kasların gerilim gücünü ve elastikiyetini artırır. Her egzersiz seansında bu hareket üç saniye süreyle 15 kez tekrarlanmalıdır. Günde en az altı seans yapılması idealdir.

Bu Hareketler;

  •  Doğumu kolaylaştırır,
  •  Doğum sırasında olası yırtılmaların oluşma riskini azaltır,
  •  Leğen kemiği içindeki üreme organlarının ileride sarkmasını engeller,
  •  Doğumun neden olabileceği olası stres üriner enkontinans (istem dışı idrar kaçırma) ihtimalini ortadan kaldırır.

“Hamilelikte Egzersiz” Konulu yazımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Hamilelikte Egzersiz: https://www.bebek.com/hamilelikte-egzersiz-hareketleri/

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-egzersiz-onerileri/feed/ 0
Hamilelikte Bebeğinizin Kalbini Yoran 5 Hastalık https://www.bebek.com/hamilelikte-bebeginizin-kalbini-yoran-5-hastalik/ https://www.bebek.com/hamilelikte-bebeginizin-kalbini-yoran-5-hastalik/#respond Tue, 28 Dec 2021 10:00:00 +0000 https://bebek.com/?p=4048 Kalp rahatsızlığı, henüz anne karnındayken bile görülebiliyor. Minik kalplerdeki hastalıkların başarıyla tedavi edilebilmesi için geliştirilen erken tanı yöntemleri ise büyük önem taşıyor.

Acıbadem Bakırköy Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşe Sarıoğlu, daha yaşama gözlerini açmadan bebekleri yakalayan başlıca kalp rahatsızlıkları ve bunlar arasından öne çıkan ilk beşi hakkında bilgi verdi.

Atriyoventriküler Septal Defekt 

Anne karnındaki bebeğin kalp kulakçıkları ve karıncıkları arasında büyük bir delik kulakçıklarla karıncıklar arasında iki ayrı kapak yerine tek bir kapağın bulunmasına Atriyoventriküler Septal Defekt deniyor. Bu rahatsızlık, daha çok mongol ya da Down sendromlu çocuklarda görülüyor.

Bu nedenle henüz anne karnındayken “Kromozom Analizi” adı verilen testin yapılması gerekiyor. Rahatsızlık fark edildiğinde anne karnında tedavi yapılamıyor.

Bu rahatsızlığı taşıyan bebekler doğuma kadar problemsiz gelişiyor. Müdahaleleri doğumdan sonra yapılabiliyor. Ancak test sonucunda Down sendromu tespit edildiyse hamileliğin sonlandırılması yoluna gidilebiliyor.

Pulmoner Atrezi

Bebeğin kalpten çıkan akciğer atardamar kapağının kapalı olması, akciğer atardamarının kısmen veya tamamen olmamasına Pulmoner Atrezi deniyor.

Pulmoner atrezi tek başına olabileceği gibi, diğer kalp problemleri ile birlikte olabiliyor. Doğum öncesi genellikle sorun yaratmıyor olsa da doğumla birlikte morarma ile ciddi sorunlar ortaya çıkıyor.

Acilen ilaç tedavisi ve ameliyat gerektiğinden doğumun çocuk kardiyolojisi ve kalp cerrahisinin bulunduğu bir merkezde planlanması gerekiyor.

Hipoplastik Sol Kalp Sendromu

Kalbin sol karıncığının gelişmeyip çok küçük kalmasına Hipoplastik Sol Kalp Sendromu deniyor. Rahatsızlık, kalpten çıkan temiz kanı bütün vücuda taşıyan aort damarının kapalı olması ya da bu damarın ince olması durumunda da oluşabiliyor.

Bu rahatsızlığı taşıdığı tespit edilen bebeklerin doğumdan sonra bir dizi operasyondan geçmesi gerekebiliyor. Bu nedenle hastalığın anne karnındayken teşhis edilmesi önem taşıyor.

Büyük Arterlerin Transpozisyonu 

Vücutta, sağ karıncıktan akciğerlere giden akciğer atardamarı, sol karıncıktan da bütün vücuda temiz kanı götüren aort damarı çıkıyor.

Büyük Arterlerin Transpozisyonu’nda, bunun tam tersi bir damar yapılanması görülüyor. Yani sol karıncıktan akciğer atardamarı, sağ karıncıktan da aort damarı çıkıyor ve bunun sonucunda vücutta kanın taşınması işlemi tersine dönmüş oluyor.

Bu bebeklerde doğuma kadar bir problem yaşanmıyor ancak bebek doğar doğmaz morarıyor ve hemen müdahale edilmesi gerekiyor.

Bazen anne karnında da sorun olabiliyor ve erken doğum gerekebiliyor, bu nedenle hamilelik boyunca kalp açısından yakın takibi gerekiyor.

Bu bebeklere yapılan müdahaleyle damarların yerleri değiştirilerek tamamen normal bir dolaşım sistemi ve dolayısıyla normal bir yaşam sağlanmış oluyor. Bebek doğar doğmaz müdahale gerektiği için doğumun (bebek nerede doğacak, müdahale nerede yapılacak gibi) önceden planlanması hayati önem taşıyor.

Fallot Tetralojiisi

Bu rahatsızlıkta, kalple ilgili dört bozukluk bir arada görülüyor. Bebeğin kalbinde karıncıklar arasında çok geniş bir delik bulunuyor. Kalpten çıkıp akciğere giden atardamar kapağında veya kapağın altında darlık oluyor ya da akciğer atardamarı kısmen veya tamamen olmayabiliyor.

Bazı durumlarda ise küçük ya da ince olabiliyor. Ayrıca aort atardamarı hem sağ karıncıktan hem sol karıncıktan kan alır şekilde sağa kaymış oluyor. Bunlarla birlikte, sağ karıncık duvarında kalınlaşma ortaya çıkıyor.

Fallot Tetralojisi olan bebekler doğuma kadar sorunsuz yaşayabiliyor. Ama bebek doğduktan sonra dolaşımın normale dönmesiyle birlikte ‘Duktus’ adı verilen damar kapanıyor. Bu yüzden bebekte ağır morarma ortaya çıkıyor ve acil müdahale gerekebiliyor.

Genel olarak Fallot Tetralojisi’ne sahip bebekler doğumdan sonra cerrahi tedavi ile normal veya normale yakın yaşam kalitesine ve yaşam süresine sahip olabiliyorlar. Bunun için yine anne karnında erken teşhis önem kazanıyor.

Hamilelikte Bebeğinizin Kalbini Yoran 5 Hastalık

Fetal Ekokardiyografi ile  kalp hastalıkları anne karnında teşhis ediliyor 

Son birkaç yıldır anne karnındaki bebeğin kalp problemleri çok erken dönemlerde tespit edilebiliyor. Fetustaki (anne karnındaki bebek) kompleks kalp hastalıklarının tamamına yakınının doğru tespit edilebildiği Fetal Ekokardiyografi yöntemi, son derece güvenilir sonuçlar veriyor.

Bebeğe ya da anneye herhangi bir zararı olmuyor. Anneye ait problem oluşturabilecek durumlar (doğumsal kalp hastalığı olması, bazı ilaçlara maruz kalma, sigara ve alkol alımı, hamilelikte geçirilen bazı enfeksiyonlar, diyabet gibi kronik hastalıklar vb.), bebeğe ait rahatsızlıklar (kromozom anomalisi, kalp ritim düzensizlikleri, normal USG incelemesinde kalp hastalığından şüphelenilmesi gibi) ve aileye ait, bebeği etkileyebilecek durumlar (ailede doğumsal kalp hastalığı, akraba evliliği ya da bazı özel durumların bulunması vb.) ayrı ayrı değerlendiriliyor.

Bu değerlendirmelerden sonra doğumsal kalp hastalığı risklerine göre, 14-16. haftadan itibaren fetal ekokardiyografi ile tanı konabiliyor. Böylece doğacak bebeğin tedavisi önceden planlanabiliyor.

Bebek Sağlığı ile ilgili içerikler için aşağıdaki bağlantımıza tıklayın!

Bebek Sağlığı: https://www.bebek.com/bebek-sagligi/

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-bebeginizin-kalbini-yoran-5-hastalik/feed/ 0
Hamilelikte Kalp Çarpıntısı Neden Olur? https://www.bebek.com/hamilelikte-kalp-carpintisi/ https://www.bebek.com/hamilelikte-kalp-carpintisi/#respond Mon, 27 Dec 2021 10:00:33 +0000 https://www.bebek.com/?p=38204 Kadınlar gebelik süreciyle beraber fiziksel ve duygusal olarak değişiklikler yaşarlar. Sabahları gelen bulantılar, kilo alımı, göbeğin büyümesi, vücutta yorgunluk ve halsizlik, sık sık idrara çıkma, stres, baş ağrısı gibi oluşabilen bu değişikliklerin yanında bir de ara sıra hissedilen kalp çarpıntısıdır.

Hamilelikte kalp çarpıntısı, vücutta artan kan miktarı sebebiyle süregelen hızlı kalp atış hızının sonucunda oluşur. Yapılan bazı araştırmalara göre gebelik sürecinde bu durumun çoğu anne adayında yaşanabileceğini ve bu çarpıntıların normal olabileceğini söylüyor. Ancak bazen herhangi bir kalp rahatsızlığından dolayı da kaynaklanabileceğinin altıda çizilmelidir.

Gebelikte Kalp Çarpıntısı Neden Olur?

Hamilelikte kalp çarpıntısı, terleme, baş dönmesi, göğüs bölgesinde çarpma hissi ve panik olma gibi belirtiler gösterebilir.

Bu semptomların sebepleri şunlardır:

  • Kalbin artan kan miktarına tepki vermesi
  • Gebelik döneminde yaşanan stres ve endişe
  • Tiroit problemleri
  • Bazı besinlere ya da alerji ilaçlarına karşı vücudun verdiği reaksiyonlar
  • Soğuk algınlığı ve grip hastalıklarında vücudun verdiği tepkiler
  • Fazla kilo alımı ve kafein tüketimi
  • Gereğin fazla egzersiz yaparak vücudu yormak
  • Kan şekerinin düşmesi ya da kansızlık
  • Vücudun susuz kalması
  • Akciğerlerdeki damarları ve kalbin sağ tarafındaki odacıkları etkisi altına alan pulmoner hipertansiyon
  • Damar tıkanması sonucu oluşabilen koroner arter hastalığı
  • Kalp atışlarının düzensiz hale gelmesi ve anormal kalp ritimleri
  • Preeklampsi adı verilen kan basıncı bozuklukları

Gebelikte Kalp Çarpıntısının Teşhisi

Doğumdan önce gittiğiniz kontrollerde doktorunuz yaşanılan problemin geçmişi ve belirtileri hakkında sizinle konuşarak fiziksel bir muayene yapacaktır.

İlk olarak kalbinizi dinleme ve nabız ölçme testleri yaparak ne gibi şikayetleriniz olduğuna dair sizden bilgi alacaktır. Terleme ya da baş dönmesi oluşuyor mu?

Şikayetleriniz ne zaman başlıyor ve ne kadar sürüyor gibi soruların cevaplarına göre de size bazı testler uygulayabilir.

Bu testlerin içeriği şunlardır:

  • Kan testleri
  • Akciğerlere ve kalbe bakabilmek için, göğüs röntgeni
  • Kalbin ve parçalarının düzenli çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için ultrason veya eko kardiyogram
  • Kalbin elektriksel etkinliğini denetlemek için, elektrokardiyogram
  • Düzensiz kalp atışları ya da çarpıntıları izleyebilmek için belli bir süre takılabilen holter monitörü

Hamilelikte Kalp Çarpıntısının Tedavisi

Bu rahatsızlığın tedavisi, oluşan nedenlere ve hastalığın belirtilerine bağlıdır. Genelde bu problem, gebelikle alakalı olduğunda tedavi gerektirmeyebilir.

Doktorunuz sizden kendinizi takip etmenizi isteyebilir. Eğer semptomlar şiddetliyse hekiminiz kalp atışınızın düzene girmesi için en güvenilir şekilde tedavinizi yapacaktır. Ancak bu rahatsızlıkla ilgili ilaç yazmak tartışılabilir riskler açısından pek mümkün olmayabilir.

Tedavi ihtiyacında daha güvenli seçenekler üzerinde durulur. Çünkü, bebeğiniz doğduktan sonra bu çarpıntılar vücudunuz eski durumuna döneceğinden kaybolacaktır.

Gebelikte Kalp Çarpıntısı İçin İlaç Kullanılabilir mi?

Hamilelikte kalp çarpıntısı, riskli bir durum içermediği ve önem arz eden belirtilere sebep olmadığı sürece herhangi bir tedavinin yapılması gerekmez. Ancak çarpıntının nedeni şiddetli ritim bozukluğuna dayanıyorsa, doktorunuz tarafından kalbe elektrik akımı verilerek oluşan ritim bozukluğu düzenlenmeye çalışılır.

Bu yönteme kardiyoversiyon adı verilir. Bununla birlikte, yine oluşan rahatsızlığın tedavisinde kullanılabilen ilaçlar da vardır. Ancak bu ilaçların kullanılabilmesi için doktorunuzun durumu değerlendirip oluşabilecek risklerin tartışılması gerekir.

Hamilelikte Kalp Çarpıntısı Problemi Nasıl Geçer?

Bu çarpıntılar aniden ortaya çıkabilir. Siz hareket halindeyken ya da sadece dinleniyorken de bu problemi hissedebilirsiniz. Peki çarpıntılarım normal midir sorusunuz sormanız oldukça doğaldır. Çünkü o anda korkutucu ve endişe verici bir hal alabilir.

Bununla birlikte kalp çarpıntısıyla nasıl başa çıkılacağını ve neler yapılarak önlenebileceğini bildiğiniz de kendinizi daha rahat hissedeceksiniz.

Kalbinizin göğsünüzde veya boğazınızda çarptığının farkına vardığınızda, işte yapabilecekleriniz şunlardır:

  • Eğer dinlenme pozisyonundaysanız, ayağa kalkın ve hareket edin. Ufak bir şeyler atıştırın ya da kendinize bir içecek hazırlayın.
  • Şayet hareket halindeyseniz, ilgilendiğiniz işinizi bırakarak oturun ve dinlenme pozisyonu alın.
  • Kendinizi stresli ve huzursuz hissediyorsanız hamilelik yogası ya da meditasyon gibi rahatlatıcı aktiviteler deneyin.
  • Soğuk bir duş alın. Soğuk su sizi rahatlatarak, kalp atış hızının normale dönmesinde yardımcı olur.
  • Sigara, alkol ve uyuşturucu gibi size ve bebeğinize zarar verebilecek zararlı maddelerden uzak durun.
  • Doktorunuzla iletişime geçmeden asla herhangi bir ilaç kullanmayın.
  • Fazla kilo alımından uzak durun ve sağlıklı beslenmeye özen gösterin. Çünkü gebelik diyabeti ve yüksek tansiyon gibi hastalıklar, hamilelikte kalp çarpıntısını tetikleyebilir.
  • Kan şekerinizi dengede tutmak için öğün aralarında, küçük besleyici atıştırmalıklar yemeyi unutmayın.
  • Bol bol su için ve vücudunuzu susuz bırakmayın.
  • Kafeinli yiyecek ve içeceklerin tüketimini sınırlayın.
  • Güvenli doğum öncesi egzersizlere katılın ve bu etkinlikleri düzenli olarak yapın.

Doktorunuzu Aramanız Gereken Durumlar Nelerdir?

Gebelik süreci boyunca düzenli ve sık sık kontrole giderek doktorunuzla görüşeceksiniz. Bununla beraber, bebeğiniz ve hamileliğiniz ile ilgili muayenelerinizi doğum gerçekleşene kadar sürdüreceksiniz.

Bu dönemde, eğer kalp çarpıntısı problemi çekiyorsanız ve bunu düzenli olarak yaşıyorsanız doktorunuzla iletişime geçmeniz faydalı olacaktır.

Müdahale ve doktora gitmenizi gerektiren belirtiler şunlardır:

  • Göğsünüzde ağrı hissediyorsanız ve gerginlik varsa
  • Aşırı derecede terlemeleriniz varsa
  • Sık sık çarpıntı yaşıyorsanız ve oluşan bu çarpıntıların süresi uzayarak, durumunuz rahatsız edici oluyorsa
  • Baş dönmeleriniz varsa
  • Nefes almakta zorlanıyorsanız
  • Nabzınız düzensizse
  • Soluğunuzun yetememesi durumlarını yaşıyorsanız, doktorunuzla iletişime geçmeniz tavsiye olunur.

Hamilelikte Kalp Çarpıntısı Neden Olur?

Gebelikte Kalp Çarpıntısı Problemi Bebeğe Zarar Verir mi?

Hamilelikte kalp çarpıntısı, genellikle zararsız olduğundan, bebeğinizi etkilemez. Bu süreçte yaşanan çarpıntılar sadece sizi rahatsız eder. Ancak yaşanan bu çarpıntıların şiddeti sizi çok etkileyecek kadar yüksekse, vücut dokularına giden oksijen miktarında azalma olur.

Nefes almayı zorlaştıracak derecedeki çarpıntılar bebeği de etkileyebilir. Bu sebeple, gebelik döneminde yaşanan kalp çarpıntılarının geçmesi ve kalp ritminin düzene girebilmesi için dinlenmek ve stres yaşamamak en önemli detaylardandır.

Hamilelikte kalp çarpıntısı kişiden kişiye değişkenlik gösterebilen zararsız bir durumdur. Gebelikte meydana gelen ruhsal veya hormonal dengelerin farklılaşmasından dolayı görülebilmektedir.

Anne adaylarının, böyle bir problemle karşılaşması pek çoğunda endişe yaratabilir. Ancak çarpıntıyı hissettiğiniz anda ilk yapmanız gereken şey sakinliğinizi korumanız olacaktır. Bunun için kalabalık ortamlardan, strese yol açabilecek olaylardan ve kafein tüketiminden uzak durarak size iyi gelebilecek şeylere odaklanın.

En önemlisi de en derin nefes almayı unutmayın. Derin bir nefes, stres düzeyini düşürür ve kalbinize iyi gelir.

 

Gebelikte Su Tüketiminin Önemi ile ilgili makalemizi aşağıdaki bağlantıya tıklayarak inceleyebilirsiniz.

Gebelikte Su Tüketiminin Önemi: https://www.bebek.com/gebelikte-su-tuketiminin-onemi/

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-kalp-carpintisi/feed/ 0