Yumurtlama Dönemi – Bebek.com https://www.bebek.com Hamilelik, Bebek, Çocuk ve Anne Sağlığı Mon, 08 May 2023 06:55:53 +0000 tr hourly 1 https://www.bebek.com/wp-content/uploads/2022/12/cropped-cropped-bebek-favicon-192x192-1-32x32.png Yumurtlama Dönemi – Bebek.com https://www.bebek.com 32 32 1-2 Haftalık Gebelik https://www.bebek.com/1-2-haftalik-gebelik/ https://www.bebek.com/1-2-haftalik-gebelik/#respond Sun, 31 Jul 2022 13:00:23 +0000 https://www.bebek.com/?p=28583 Siz şu an fark etmiyorsunuz ve muhtemelen bu haberi 2-3 hafta içinde öğreneceksiniz fakat müjde, vücudunuz hamilelik için ilk adımı attı!

Gebeliğin ilk iki haftası biyolojik olarak hamilelik sürecini başlatacak olayların gerçekleştiği dönemdir. 1 haftalık gebelik ile 2 haftalık gebelik bebeğin gelişim haftaları olarak hesaplansa da esasen yumurtanın döllendiği süreci kapsar. Peki yaklaşık 40 hafta sürecek olan bu serüvenin ilk iki haftasında sizi b bebeğinizi neler bekliyor?

1 Haftalık Gebelik

1-2 haftalık gebelik döneminde bebeğin gelişiminden bahsetmek mümkün olmaz. Bu haftalarda ancak onun meydana geliş serüvenini inceleyebiliriz.

Kanınızda dolaşan östrojen ve progesteron miktarındaki artış, rahminizi harekete geçirir. Rahmin harekete geçmesi, döllenecek yumurta için güçlü bir duvar oluşumuna zemin hazırlamış olur. Rahim oluşturduğu bu duvarla, bebeğin tutunmasına uygun bir ortam meydana getirir.

Aynı anda yumurtalıklardaki folikül olarak tanımlanan sıvı keselerin içerisinde yumurta (dişi üreme hücresi) olgunlaşmaya başlar. Olgunlaşan yumurta, folikülden ayrılır ve yumurta kanalına (follop tüpü) doğru ilerler.

Partnerin dişi üreme sistemine gönderdiği spermler, serviksten geçip rahme giriş yapar. Spermler, fallop tüpüne ulaşır ve nihayet yumurta ile karşılaşır. Bu yolculukta canlı kalan spermlerden sadece bir tanesi yumurta zarını delip içeri girmeyi başaracak! Şimdi sırada yumurtanın döllenme aşaması var.

1 – 2 Haftalık Hamilelikte Döllenme ile Birlikte Yaşanan Gelişmeler

Spermin yumurta zarını delmesinden sonraki 30 saat içerisinde sperm ile yumurtanın hücre çekirdekleri birleşir. Çekirdeklerin birleşmesi ile döllenme olayı gerçekleşmiş olur. Döllenme ile birlikte üreme hücrelerindeki çekirdeklerin yani kalıtsal bilgilerin bir araya gelmesi bebeğin özelliklerinin bir kısmını anneden bir kısmını babadan almasını sağlar.

Döllenmenin gerçekleştiği an bebeğin cinsiyeti bellidir. Eğer yumurtanın çekirdeğine ulaşan sperm Y kromozomu taşıyor ise bebek erkek, X kromozomunu taşıyor ise bebek kız olacak demektir. Bu bilgi başından beri belli olsa da siz bu bilgiyi muhtemelen 16. haftadan sonra öğreneceksiniz.

Döllenmiş olan yumurtaya artık zigot denir. Zigot, rahme doğru 3-4 gün boyunca ilerlerken aynı anda seri mitoz bölünmeler geçirerek hücre sayısını arttırır. Bölünmeler sonucu oluşan hücre yığını blastosist adını alır. Yani bu süreçte bebeğiniz bir hücre topundan ibaret diyebiliriz. Ancak ilerleyen süreçte blastosist, plasenta ve embriyoyu oluşturacak.

1-2 Haftada Bebek

Aslında henüz bu süreci 1-2 haftalık bebek olarak değerlendiremeyiz. Bu süreçte vücudunuz gebeliğe hazırlanan bir maceraya doğru yola koyulur. Hamilelikte 1. ve 2. haftanın asıl konusu, yumurtlama ve döllenme süreçleridir.

Yani bu süreçte bebeğiniz, yumurtanın yolculuğuna başlayan milyonlarca spermden fallop tüpüne ulaşan ve yumurta ile karşılaşan en sağlıklı ve en güçlü sperm diyebiliriz. Kendisi şu an için dölleniyor ve anne karnına yerleşmek için hazırlıklar yapıyor. Yani ilk iki hafta bebekte herhangi bir organ gelişiminden bahsetmek imkansızdır.

1-2 Haftalık Gebelikte Anne

Bu dönem itibariyle anne, yumurtanın en aktif olduğu dönemi yaşar. Döllenmeye çabalayan veya döllenen yumurta, annede bazı gelişmelere ve değişimlere neden olabilir. Döllenme tamamladıktan sonra embriyonun rahme tutunması için anne vücudunda

fark etmediği değişimler olur. Bu değişimlerin ilki endometrium adı verilen rahim zarının kalınlaşmaya başlamasıdır.

Dünyaya yeni gelecek olan bir bebeğe hazırlanan vücut, etkilerini tabii ki anneye gösterecektir. Bu dönemde oluşan etkilerin sebebi hormonal değerlerin farklılaşmasıdır. İşte 1-2 haftalık hamilelikte aktif, anneyi ve bebeği gebeliğe hazırlayan hormonlar ve etkileri:

1-2-haftalik-gebelikte-anne

  • Luteinizan Hormon (LH):

    LH hormonu cinsel fonksiyonlarda ve üremede görev alır. Döllenmeye giden yolda bu hormon fazlasıyla aktif olur. Hormonun var olması hamilelik döneminin en önemli parçasıdır. Çünkü LH kadınlarda yumurtalıkları uyararak yumurtanın çatlamasını sağlar. Luteinizan hormonunun hamilelik başlangıcı adına ne kadar aktif olduğunu buradan anlayabilirsiniz. LH ayrıca östrojen ve progesteron hormonlarının salınımını da düzenler.

  • Folikül Stimülan Hormonu (FSH):

    Kadınlarda ve erkeklerde ergenlikten itibaren salgılanan bu hormon, döllenme döneminde öne çıkar. Folikül stimülan hormonu, yumurtlamayı tetikleme özelliğinden dolayı en az LH kadar önemlidir.

  • Östrojen:

    Östrojen hormonu, hamilelikte embriyonun rahme tutunması için rahmin uyarılmasını sağlar. Bu hormon hamilelik sürecinin en başında aktifleşmeye başlar ve hamilelik boyunca aktifliğini korur.

  • HCG Hormonu (Human Karyonik Gonadotropin):

    Gebe olduğunuzu bu hormon sayesinde öğrenebilirsiniz. Kanda görülen bu hormon seviyesi hamilelik testinin en kesin cevabıdır. HCG yeni döllenmiş yumurtayı çevreleyen hücreler tarafından salgılanır. Gebeliğin rahme yerleşmesinden sonra yükselen hormon, ilk 3 ayda sık sık görülen o meşhur mide bulantılarının esas sebebidir.

  • Progesteron:

    Yumurtlamadan hemen sonra seviyesi yükselen progesteronun temel görevi, döllenen yumurtanın yerleşmesi ve korunması için rahim duvarının inşasına yardımcı olmaktır. Yani diğer bir deyişle progesteron, rahim duvarını embriyonun gelişimi için incelikle hazırlar. Bunu yaparken ise östrojen hormonundan yardım alır.

1-2 Haftalık Gebelikte Hamilelik Belirtileri Görülür mü?

En bilinen erken hamilelik belirtisi geciken adet dönemidir. Fakat genellikle anneler adet gecikmesi yaşadığını 1 ve 2 haftalık hamilelik sürecinde anlamaz. Yani döllenmeden itibaren anne adet görmez fakat 1-2 haftalık gebelikte bu döngünün gecikme durumu fark edilemeyebilir.

Hamilelik belirtileri döllenmeden itibaren etkinleşir fakat en belirgin belirtiler 3 ve 4. haftalarda yaşanır. Fakat şunu unutmamak gerekir, hamilelik belirtilerini yaşama şekli her gebede aynı değildir. Yani semptomları döllenme itibarıyla, erkenden de yaşamak mümkün.

1-2 haftalık gebelikte hamilelik belirtileri şu şekilde sıralanabilir.

  • Hafif Kanama ve Akıntı:

    Regl kanamasından farklı olarak akıntı şeklinde gelen kanama görülebilir. Kanamanın nedeni, embriyonun rahme tutunma çabasıdır. Regl kanamasından farklı olarak düzenli olmayan aralıklarla gelir ve açık renklidir. Nadiren de olsa erken hamilelik döneminde bu kanama yoğun bir akıntı şeklinde de yaşanabilir.

     

  • Kasık Ağrıları:

    Rahim kendini bebeğe hazırlarken kramplar ortaya çıkabilir.

  • Memelerde Hassasiyet:

    Memelerde büyüme ilerleyen süreçlerde net şekilde görünecektir. Fakat aynı zamanda erken hamilelik belirtileri arasındadır. Memeler hassaslaşır ve dokunulduğunda hafif bir acı hissi verir.

  • Yorgunluk ve Hâlsizlik:

    Gebelikle beraber miktarı artan progesteron hormonu, kişinin kendini yorgun hissetmesine neden olabilir. Yorgunluk ve hâlsizlik ilk hamilelik belirtileri arasında olabilir. Çabuk yorulmak ve uykulara doymamak bu dönemde çok normal. Çünkü vücudunuz şu an bebeğinizle çok meşgul.

  • Sabah Bulantıları ve Kusma:

    Beta HCG ve östrojen hormonlarına bağlı olarak gebeliğin başlangıç döneminde sabah bulantıları ve kusma görülebilir. Gebeliğin ilk 3 ayı boyunca yaşanması muhtemel bu durum, 2. haftada kendini gösterebilir.

Yumurtlama Dönemi ile İlgili Bilmeniz Gerekenler

Yumurtlama dönemi, üreme yeteneği kazanan kadınlarda her ay tekrarlanan ve adet döngüsü içinde gerçekleşen bir durumdur. Yumurtlama, genellikle bir sonraki regl tarihinin başlamasından 12 ila 16 gün önce gerçekleşir.

Adet döngüsü içinde yaşanan yumurtlama; ergenlik döneminden menopoza kadar her kadında bulunan yumurtanın içinde bulunduğu folikülün, fallop tüplerine bırakılması ile oluşan durumdur. Cinsel ilişki sonrası fallop tüplerinde bulunan yumurta, erkeğin üreme hücresi olan sperm ile karşılaştığında döllenme başlar ve döllenme ile birlikte hormonlar da kadını gebeliğe hazırlar.

Döllenmenin meydana gelmemesi halinde, bir sonraki adet döngüsü içinde yumurta tekrar gebeliğe hazırlanır.

Olayın en başından beri asıl olay sperm ile yumurta hücresini bir araya getirmek için yumurtlama dönemini denk getirmektir. Öyleyse gebe kalmak istiyorsanız önce yumurtlama dönemi hakkında bazı önemli detaylara hakim olmakta fayda var.

  • Yumurtlamaya yaklaştıkça vücut östrojen adı verilen hormonu artan miktarlarda üretmeye başlar. Bu hormon miktarındaki artış rahim astarının kalınlaşmasına neden olur. Böylece vücut bu dönemde sperm dostu bir ortam yaratmış olur.
  • Yüksek östrojen seviyeleri, luteinize hormonu (LH) adı verilen başka bir hormonda ani bir artışı tetikler. ‘LH’ dalgalanması olgun yumurtanın yumurtalıktan salınmasına neden olur.
  • Yumurtlama normalde LH dalgalanmasından 24 ile 36 saat sonra gerçekleşir, bu nedenle LH dalgalanması, doğurganlığın zirvesini gösterecektir.
  • Ortalama adet döngünüz 28 gün ise, son regl tarihinden sonraki 14. gün yumurtlamanız beklenir.
  • Yumurtlamadan önceki 72 saat ile yumurtladıktan sonraki 24 saat arası, cinsel ilişkiye girmek için en uygun zaman aralığıdır.
  • Yumurta, yumurtlamadan sonraki 24 saat içerisinde döllenmelidir. Döllenmenin gerçekleşmesi durumunda adet tarihinin başlangıcı, gebeliğin başlangıcı kabul edilir. Yani döllenme reglden 2 hafta sonra gerçekleşecek olsa bile siz o tarihte 1 haftalık gebelik sürecine girmiş kabul edilirsiniz.
  • Döllenmenin bu süre içerisinde gerçekleşmemesi durumunda, gebeliğe hazırlanmak için kalınlaşan rahim astarı dökülür. Böylece adet kanaması başlar, yumurta kaybolur ve kanamayla birlikte vücut dışına atılır. Ancak umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktur, çünkü adetin başladığı günün ardından takip eden 14. gün yeni bir yumurtlama dönemi olacaktır.

 Sağlıklı Bir Gebelik için Döllenme Döneminde Dikkat Edilmesi Gerekenler

saglikli-bir-gebelik-icin-dollenme-doneminde-dikkat-edilmesi-gerekenler

Hamile olmak isteyen kadınlar, adet döngüsü ve yumurtlama dönemini iyi takip etmeli. Aynı zamanda çiftlerin, yoğunluğu yumurtlama dönemi olacak şekilde, düzenli bir cinsel ilişki programı olmalıdır.

Tabii bunun dışında aldığınız önlemler ve gerçekleştirdiğiniz eylemlerle döllenmeyi kolaylaştırabilir, hamileliğinizin ilk günlerinden başlayarak rahat bir gebelik dönemi geçirebilirsiniz. İşte sağlıklı bir gebelik süreci yaşamak için hamilelik öncesinde dikkat etmeniz gerekenler:

Folik Asit Takviyesi Alın:

Uzmanlar tarafından, hamile kalmayı amaçlayan tüm kadınların günlük folik asit takviyesi alması önerilir. Folik asit, hamileliğin ilk haftalarında yaşanması muhtemel olan nöral tüp defekti riskini azaltır. Nöral tüp defekti, fetüsün omurilik ve beyin yapısının normal şekilde oluşmaması durumudur. Ayrıca folik asit, üreme dengesinin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini de sağlayacaktır.

Eğer hamile kalmayı düşünüyorsanız, bir uzman doktora danışıp folik asit takviyesi alabilirsiniz. Alınacak dozu doktorunuz belirleyecektir. Beklenmedik bir şekilde hamilelik sürecinin başlaması hâlinde, folik asit takviyesi almıyor olmanız muhtemeldir. Ancak endişelenmeyin, hamileliğin ilk 12 haftasında bu takviyeyi alarak eksikliği telafi edebilirsiniz.

Sigarayı ve Alkolü Bırakın:

Eğer sigara kullanıyorsanız, hamileliği düşündüğünüz andan itibaren bu zararlı alışkanlıktan vazgeçmelisiniz. Çünkü sigara, bebeğe ve size zarar verir. Sigara; erken doğum, düşük doğum ağırlığı, bebekte solunum ve düşük problemlerine neden olur.

Siz içmeseniz de çevrenizde sigara içilmesi sizi pasif içici yapar. Bu nedenle eşinizden, arkadaşlarınızdan ve ailenizden yakınınızda sigara içmemesini istemelisiniz.

Sigarayı bırakma kuralı baba adayları için de geçerlidir. Çünkü bu zararlı alışkanlık erkekte sperm sayısını ve kalitesini ciddi miktarlarda düşürür. Yumurta ile karşılaşan spermin tutunma ihtimalinin düşmesiyle birlikte hamilelik ihtimali de zayıflamış olur.

Bebek yapmayı düşünen ebeveynler, sigarayı bırakma kuralını alkol ve benzeri zararlı alışkanlıklar için de uygulamalı. Bağımlılık yapan maddeler annede doğurganlığa, babada testosteron hormonu üretimine ve sperm kalitesine zarar verir. Eğer hamileyseniz ve bu zararlı alışkanlıklara devam ediyorsanız kullandığınız maddelerin bebeğinize de zararlı etkilerde bulunacağını bilmelisiniz.

Kilo Kontrolü Yapın:

Normalden fazla kilolu olma ya da aşırı zayıf olmak yumurtalık fonksiyonlarına ve yumurtlamaya zarar verir. Kilo problemleri aynı zamanda doğurganlık tedavisini de zorlaştırır. Bu nedenle sağlıklı bir kiloda kalmaya özen göstermeli, sağlıklı diyetler ve düzenli egzersizler ile süreci kontrol altına almalısınız.

İlaç Kullanımı Konusunda Hassas Olun:

Bazı ilaçlar yumurtlama ve döllenme yetisini zayıflatabilir. Bu nedenle kullandığınız ya da kullanacağınız ilaçları iyi araştırın. Doktorunuza danışmadan herhangi bir ilaç kullanmayın.

Sağlıklı Beslenin:

Sağlıksız beslenme, besin yetersizliklerine yol açar. Yeterli besin içeriğinin alınmaması da doğurganlık olasılığını azaltır. Özellikle vücudun vitamin ve mineral dengesini mutlaka korumalısınız. Uzmanlara göre B vitamini, magnezyum ve çinko doğurganlığı arttırır. Bu nedenle hamile kalmayı kolaylaştıracak besinler ile gebe kalma olasılığını arttırabilirsiniz.

Doğurganlığı arttıran besinler arasında; güçlü magnezyum kaynaklarından olan ceviz, fındık, yeşil yapraklı sebzeler başı çeker. Kırmızı et, kümes hayvanları, kabuklu deniz ürünleri ve süt ürünleri, ihtiyacınız olan çinko değerine ulaşmanıza yardımcı olur. B vitamini açısından yarar sağlayacak olan sarımsak, folik asit kaynağı olan mercimek ile güçlü protein kahramanı yumurta, döllenme ve hamilelik döneminin baş kahramanlarından olmalıdır.

hamilelikte-saglikli-beslenin

Stres Seviyesini Azaltmaya Çalışın:

Tipik günlük stres, hamile kalmaya engel olmayabilir fakat yüksek stres seviyeleri ve gebe kalmaya çalışma baskısı doğurganlığı olumsuz yönde etkileyebilir. Düzenli ve sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak, yeterince uyumak, kendinizi iyi hissederek stresle savaşmanıza yardımcı olabilir.

Gebelik Haftası Nasıl Hesaplanır?

 Gebelik hesaplama, her zaman kafaların karıştığı bir olay olarak bilinir. Çünkü anne adayı esasen döllenmeden 2 hafta sonra hamile kalır. Hamileliğin 1. haftası ve hamileliğin 2. haftası gebeliğe hazırlanma sürecidir. Yani gebeliğin resmi başlangıcı 2. haftanın bitişi olarak kabul edilir diyebiliriz.

Uzmanlara göre gebeliğin ilk haftası, son adet döneminin başlangıcıdır. Çünkü gebelik hesaplama sırasında, son adet kanaması başlangıcı dikkate alınır. Bu nedenle hamilelik dönemi 38 hafta olarak bilinse de uzmanlar hamilelik süresini 40 hafta üzerinden hesaplar.

Hamilelik haftası hesaplama hakkında detaylı bilgiye ulaştıktan sonra veya uzman bir doktorla sürecin neresinde olduğunuzu belirleyebilirsiniz.

Ailenizin yeni minik bireyinin aranıza katılmaya doğru attığı ilk adım olan 1 haftalık gebelik ile 2 haftalık gebelik dönemleri, döllenmenin ön planda olduğu zamanlardır. Sağlıklı bir gebelik için döllenmeden itibaren 40 haftalık süreci ayrıntıları ile hafta hafta takip etmelisiniz.

Dilerseniz Hafta Hafta Gebelik videolarımızdan 1 ve 4. hafta arasını izleyebilirsiniz.

]]>
https://www.bebek.com/1-2-haftalik-gebelik/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/Icv7ExqzfnI Yumurtlama Dönemi - Bebek.com nonadult
Progesteron Kaç Olursa Hamile Kalınır? https://www.bebek.com/progesteron-kac-olursa-hamile-kalinir/ https://www.bebek.com/progesteron-kac-olursa-hamile-kalinir/#respond Wed, 04 May 2022 10:00:12 +0000 https://www.bebek.com/?p=38040 Progesteron, gebelik öncesi ve gebelik sürecinde anne adayları için yaşamsal değeri olan doğal bir hormondur. Kadınlar, gebelik sırasında, yumurtalıklarda, böbrek üstü bezlerde ve plasentada, hamilelik hormonu P4 veya Prog olarak da adlandırılan progesteron üretirler.

Gebeliğin oluşmasında, döllenmiş yumurtanın uterusa yerleşmesine ve sağlıklı bir hamileliğin korunmasına yardımcı olur. Bununla beraber progesteron, genellikle tüp bebek tedavilerinde de verilir. Çünkü bu süreçte kullanılan ilaçlar bir anne adayının doğal progesteron üretimini azaltır.

Progesteron Hormonu Gebelik İçin Neden Önemlidir?

Progesteron hormonu, aylık döngüler halinde gerçekleşen regli etkilemede ve gebeliğin sürmesinde önemli bir role sahiptir. Anne adayının yumurtalığı, bir yumurta folikülü bir yumurtayı serbest bıraktığında, salgılayan gebelik hormonu yani progesteron üretir. Bu P4 veya Prog olarak adlandırılır.

Kadınlardaki yumurtalıklar, doğal anlamda yeteri derecede progesteron üretmiyorsa ya da folikülleri az gelişmişse ve yeterince hormon sağlayamıyorsa, progesteron takviyesine ihtiyaç duyulabilir.

Bu hormon, kadın rahmini gebelik için hazırlar ve sağlıklı bir hamilelik için de gerekli olan şeydir. Yumurtlama işlemi oluştuktan sonra rahmin ihtiyaç hissettiği progesteronu üretmeye başlar.

Bir erkeğin spermi, kadının yumurtasını döllediğinde ortaya çıkan P4, embriyoyu almak için rahim duvarını kalınlaştırarak dönüştürür.

Yumurtlama meydana geldikten yaklaşık olarak 5 gün içerisinde, döllenen embriyo rahme ulaşır ve yaklaşık 2 gün içerisinde rahim duvarına yapışır. Bu durum, P4 seviyelerinin en tepede olduğu anda gerçekleşir.

Gebelik sürecindeki kadınların, yumurtalıklarının progesteron üretmeye devam edebilmesi için Hcg (koryonik gonadotropin hormonu) üretir. Bu durum, anne adayının hamile kalmasını sağlayarak, yumurtlama esnasında reglin başlamasını da engeller.

Progesteron Kaç Olursa Hamile Kalınır?

P4, anne karnındaki bebeği bebeğin beslenmesine yardımcı olarak, sağlıklı bir hamilelik sürecinin de geçirilmesini destekler. Gebelik sürecindeki progesteron seviyeleri, gebe olmayan kadınlarınkine göre yaklaşık 10 kat daha yüksektir.

8 ila 10 haftalık gebelik sürecinden sonra, plasenta yumurtalıklardan, progesteron hormonunu alarak, doğum gerçekleşene kadar progesteron üretimini büyük ölçüde arttırır.

Progesteron Hormonunun Faydaları Nelerdir?

Vücutta bulunan östrojen hormonu, rahim içindeki doku büyümesini uyaran bir hormondur. Bu hormonun sebep gösterdiği rahimdeki aşırı büyümenin önlenebilmesinde önemli olan P4 tür. P4 bu büyümeyi yavaşlatarak, başka taraflardaki büyümeleri hızlandırır.

Progesteron kullanılması, erken düşükten kaçınılmasına yardımcı olabileceği gibi aynı zamanda da sağlıklı bir hamilelik geçirilmesi içinde hormon seviyesini korur.

P4’ün faydaları şunlardır:

  • Vücutta bulunan fazla yağın yakılmasına ve olması gereken kilonun korunmasına yardımcı olur.
  • İdrar söktürücü özelliği sayesinde, vücutta bulunan sıvıyı ve tuz seviyelerini normal düzende tutar.
  • Tatlı ve şekerli gıdalara olan isteği azaltır ve kan şekeri seviyesinin kontrol altında olmasına yardımcı olur.
  • Osteoporoz problemine karşı koruma sağlayarak ve kemik büyümesinin önlenmesine yardımcı olur.
  • Eklemlerde meydana gelebilecek iltihabi rahatsızlıklara karşı korur ve bu rahatsızlıktan dolayı vücutta oluşan ağrıları da azaltmada bir anti inflamatuar olarak görev yapar.

Hamilelikten Önce ve Hamilelik Sırasında Progesteronun Önemi

Progesteron hormonu, gebeliğin erken süreçlerinde salgılanır ve rahmi gebeliğe hazırlar.

Regl döngüsünün, yumurtlamadan hemen sonra gerçekleşen 2 haftalık sürecin başlamasına neden olarak rahim astarını kalınlaştırır ve embriyo alacak biçime dönüştürür.

Gebelik süreci devam ederken döllenmiş olan embriyo, yumurtlama olayından 5 gün sonra normal rahme ulaşır. Rahim duvarına tutunduktan sonra bu durum, progesteron seviyelerinin artık en yüksekte olduğu zamandır.

Hamilelik sırasında ise anne adayı, insan koryonik gonadotropin hormonu üretir. Bu yumurtalıkların progesteron hormonu üretmeye devam ettiğinin sinyalidir.

İnsan koryonik gonadotropin, reglin başlamasını önler ve anne adayının gebe kalmasını sağlar.

Progesteron hormonu, daha sonrasında üretilmeye devam eder ve fetüs büyümeye başlarken onu besler.

8-10 haftalık gebelik sürecinden sonra plasenta progesteron üretimini devralarak bebek doğana kadar bunun üretimini arttırır.

Progesteron Kaç Olursa Hamile Kalınır?

18 ila 40 yaşları arasındaki anne adayları için, olması gereken ideal progesteron seviyesi, regl döneminin ilk gününde ve normal seyrinde 0.2 ile 1.4 ng/ml arasındadır. 2 haftalık yumurtlama evresinde ise vücuttaki progesteron oranının 4 ila 25 ng/ml aralığında olması beklenilen bir durumdur.

Yumurtlama döneminde, gebelik hormonu değerleri, bu aralığın içindeyse, gebe kalınma olasılığı çok yüksektir.

Hamilelik süreci boyunca, progesteron hormonu da yükselir. Gebeliğin ilk 3 aylık döneminde ideal olan progesteron seviyesi, 11,2 ila 90 ng/ml arasında görünür. İkinci 3 aylık dönemde, bu hormonun daha da yükselmesi ve 25,6 ila 89,4 ng/ml aralıkları arasında olması beklenir. Üçüncü 3 aylık gebelik sürecine gelindiğinde ise, bu aralıkların 48 ila 300 ng/ml arasında görülebilmesi idealdir.

Görülebilmesi ideal olan hormon seviyelerinin, üzerinde bir seviyede progesteron salgılanması, bir sağlık sorunu oluşabileceği anlamına gelmez.

Ancak progesteron seviyelerinin, gebelik döneminde düşmesi dikkat edilmesi gerekilen bir durumdur. Böyle bir durumla karşılaşıldığında, doktorunuzun size progesteron seviyesini arttırıcı ilaçlar önerebilir.

Progesteron Kaç Olursa Hamile Kalınır?
Progesteron Kaç Olursa Hamile Kalınır?

Progesteron Düşüklüğü ve Yüksekliği Belirtileri Nelerdir?

Vücuttaki gebelik hormonu seviyesinin, ideal olan seviyelerin altında kalması gebeliğin gerçekleşmesi ihtimalini düşürür.

Progesteron düşüklüğünün belirtileri şunlardır:

  • Şiddetli şekilde baş ağrıları
  • Regl düzensizlikleri
  • Duygusal ve ruhsal açıdan ani oluşan değişiklikler
  • Düşük riski
  • Östrojen hormonunun artışı ile oluşabilen kilo alımı, cinsel yaşamda isteksizlik, safra kesesi hastalıkları ve miyom oluşumları

Progesteron hormonunun normal seviyenin üstünde olması ise sağlık açısından çeşitli sorunlara yol açabilmektedir. Bu problemleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Göğüslerde hissedilebilecek hassasiyetlik durumu
  • Baş dönmesi
  • Uykusuzluk
  • Mide bulantısı
  • Halsizlik
  • Hafif derecede depresyon
  • Kaygılı ya da gergin bir ruh hali
  • Cinsel dürtüde azalma

Gebelik Sırasında Progesteronun Yaratabileceği Yan Etkiler

Hamilelik sürecinde progesteron tedavisi görürken mutlaka doktora danışılmalıdır.

Progesteron kullanırken görülebilecek yan etkiler şunlardır:

  • Vücudun sıvı tutması ya da şişkinlik hissi
  • Vücutta uyuşukluk
  • Terleme gibi sıcak basmaları
  • Vajinal akıntı
  • İdrar yapmada sıkıntı gibi idrar yolları problemleri
  • Depresyon ve stres
  • Eklemlerde oluşabilecek ağrılar
  • Karın ağrısı veya kramp yaşanması
  • Baş ağrısı
  • Baş dönmesi
  • Göğüslerde hassasiyet
  • Kas ve kemik ağrıları
  • Burunda akıntı, hapşırma ya da öksürük
  • Kusma
  • İshal yada kabızlık

Progesteron takviyesi alınırken, hekiminize danışmak ve onun önereceği takviyeleri kullanmak en iyisi olacaktır.

Aşağıdaki yazımız da dikkatinizi çekebilir:

‘‘Hamile Kalmadan Önce Alınması Gereken Vitaminler’’: https://www.bebek.com/hamile-kalmadan-once-alinmasi-gereken-vitaminler/

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/progesteron-kac-olursa-hamile-kalinir/feed/ 0
Emziren Anne Hamile Kalabilir Mi? https://www.bebek.com/emziren-anne-hamile-kalabilir-mi/ https://www.bebek.com/emziren-anne-hamile-kalabilir-mi/#respond Tue, 15 Mar 2022 10:00:15 +0000 https://www.bebek.com/?p=39197 Doğum anını heyecanla beklemenin ardından bebeğini kucağına alan ebeveynler yavrularının gelişim sürecini artık birlikte tamamlayacaktır. Bu süreçte anne sütünün bebek için ne kadar önemli olduğunu ve her bebeğin anne sütü alması gerektiğini bilmemizde fayda var.

Aynı zamanda toplumumuzda yeni doğum yapmış olan birçok kadın, bebeğini emzirdiği dönemde emziren anne hamile kalabilir mi? Sorusunun cevabını aramaktadır. Bu sorunun cevabına hep birlikte göz atalım.

Emzirme dönemlerinin ilk zamanları miniğinizi emzirmede zorlanabilirsiniz. Fakat bu süreçte sabırlı davranarak düzenli bir emzirme saati oluşturmalısınız.

Emzirmenin Önemi

Emziren anne hamile kalabilir mi? Konusuna geçmeden önce anne ve bebek için emzirmenin faydalarına bakmamız iyi olacaktır.

Heyecanlı bir gebelik sürecinin ardından bebeğini dünyaya getiren annenin ona verebileceği en değerli şeylerden birisi de anne sütüdür. Doğum yaptıktan sonraki ilk 6 ay bebeğinizin zihinsel, fiziksel ve duygusal gelişimi için çok önemlidir.

6 aylık süreçten sonra da bebeğinize ek gıda dönemine geçmekle birlikte yine anne sütü ile beslenmesi desteklenmelidir. 

  • Doğum öncesi bebeğin büyümesi ve anne vücudunun ödemlerle birlikte kilo artışı yaşanmasının ardından; bu kilolardan kurtulup, doğum öncesi kilonuza dönebilmeniz için emzirmek oldukça önemlidir. 
  • Emzirmek sadece bebeğinizin büyümesi, gelişmesi, hastalıklardan ve enfeksiyonlardan korunması için değildir. Aynı zamanda anne ve bebek arasında oluşan duygusal bağ kurmak ve bebeğiniz konuşuncaya kadar olan dönemde iletişimi sağlamak için de önemli bir faktördür. Çünkü emziren anneler mutluluk hormonu salgılar ve bebeklerine bu hormon sayesinde huzurlu bir gelişim verir.
  • Emzirmek aynı zamanda kadınların bazı hastalıklardan korunmasını da sağlar: Emziren annede doğumdan sonra oluşan lohusa kanaması miktarını büyük ölçüde azaltmaktadır. Sadece geçici dönem için değil, uzun vadede yaşanabilecek sağlık sorunlarını engelleme özelliği vardır. Ayrıca uzmanlara göre emzirmek, kadınlarda oluşabilecek göğüs kanseri riskini de azaltıcı etkiye sahiptir. 

Emzirmek Doğum Kontrol Yöntemleri Yerine Geçer Mi?

Anne ve babalığı yeni tatmış ebeveynleri, doğumun hemen ardından başka bir evlat sahibi olmak korkutabilir. Annenin doğum yaptıktan sonra kendisini fiziksel ve psikolojik olarak toparlaması ve dünyaya getirmiş olduğu yavrusuyla; duygusal gelişimini ya da anne sütüne duyduğu ihtiyacı karşılaması için; 3 yıl gibi bir süre hamile kalınması önerilmez. 

Yeni doğum yapmışsanız ve emziren bir anneyseniz, sütünüz sizi bazı şartlarda kesin olmamakla beraber, hamile kalmanızı düşük oranda etkileyerek koruyabilecektir. Ancak bu koruma hamilelikten korunma yöntemleri olan doğum kontrol metotları kadar yüksek güvenilirliği olmayan bir korumadır.

Emziriyor olmak bir doğum kontrol yöntemi değildir. Doğumdan sonra regl kanamalarınız olmaya başlamadıysa yüksek oranla hamile kalmazsınız. 

Doğum sonrasında hamile kalma riskini azaltmak istiyorsanız:

  • Bebeğinizi sadece anne sütü ile beslemelisiniz.
  • Emzirme aralığınız gündüzleri 4 geceleri ise 6 saati geçmemeli. Yani bebeğinizi ilk zamanlar sık aralıklarla emzirmelisiniz. 
  • Doktorunuza danışarak en uygun doğum kontrol metodunu seçmelisiniz.

Emzirmek Doğum Kontrol Yöntemleri Yerine Geçer Mi?

Doğum Sonrasında Regl Kanaması Görmeden Hamile Kalınır Mı?

Doğum sonrasında regl kanaması görene kadar olan süreçte emziren annenin hamile kalma ihtimali düşüktür. Tabi ki bu durumun istisnai durumları olabilir. Yani doğumunuzdan sonra regl kanaması görmeden de hamile kalmanız mümkündür. Bu gibi durumlarda genelde hamilelik çok geç fark edilmektedir.

Eğer cinsel birliktelik ilk yumurtlama döneminde olduysa, yani ilk yumurtlama ile hamilelik meydana geldiyse, regl kanamanız meydana gelmeden hamile kalmanız çok yüksek bir olasılıktır. Doğumdan sonra hiç regl olmadıysanız oluşan bu hamileliği çok geç fark edebilirsiniz.

Ancak doğum sonrası en fazla 56 günlük lohusa kanamasının bitiminden sonra regl kanamanız olduysa; emziren anne hamile kalabilir mi? sorusunun cevabı artık evettir. Doğum yapmanızın ardından regl kanamasının başlaması demek, yumurtalıkların döllenmeye hazır olduğu anlamı taşımaktadır.

Sonuç olarak; regl kanaması gerçekleştiğinde kesin bir şekilde doğum kontrol güvenilirliği olmayan ancak hamile olma riskinin daha düşük olduğu sütün koruma durumu ortadan kalkmış demektir. 

Bu gibi beklenmeyen hamilelikler yaşamamak için emzirmeyi modern bir doğum kontrol yöntemi olarak görmemeli, doğum sonrasında doktorunuzun da yönlendirmesiyle uygun bir doğum kontrol yöntemleri kullanmanız faydalı olacaktır. 

Emziren Annenin Hamile Olduğu Nasıl Anlaşılır?

Daha önce de bahsettiğimiz gibi bazı durumlarda ve çoğu kadında emzirirken hamile kalma riski düşüktür. Ama biliyoruz ki kesin bir çözüm değildir.

Yeni doğum yapmış olan kadınlarda lohusalık kanamasından sonra gelen regli düzensizlikleri; gecikmeler, regl dönemleri arasındaki süre farkları, dönemin zamansız olması ya da aralıklarla devam etmesi gibi durumlar yaşanabilir. Bunlar yumurtalıkların çalışmadığı ya da hamile kalmayacağınız anlamına kesinlikle gelmemektedir. 

Doğum sonrasında özel gün düzensizliği yaşayan, bunun yanı sıra yavrusunu emzirmeye devam eden her anne, eğer doğum kontrol yöntemlerinden birini uygulamıyorsa hamile kalabilmektedir.

Emziriyorsanız ve hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız sabah uyandığınızda bulantı yaşayabilirsiniz. Aynı zamanda gün içerisinde karşılaşacağınız halsizlik ve kendinizi yorgun hissetmeniz olası bir durumdur. Bir önceki hamileliğinizde yaşadığınız hamilelik durumlarını tekrar yaşayabilirsiniz. 

Yaşayabileceğiniz olası hamile belirtileri şunlardır:

  • Hamileliğin en temel belirtilerinden olan regl kanamasında gecikme.
  • Sabah uyandığınızda midenizde yanma, ekşime ve bulantı olması.
  • Halsizlik, yorgunluk ve sürekli uyuma isteği.

Hamilelik belirtilerinden bir ya da birkaçını taşıyorsanız en doğru ve kesin olan bilgiyi doktorunuzdan ya da yapabileceğiniz hamilelik testinden öğrenmek en doğrusu olacaktır.

Emziren anne hamile kalabilir mi? sorusunu sizler için ele aldık. Emzirme döneminiz boyunca istenmeyen bir hamileliğin yaşanılıp yaşanamayacağını yanıtlamış olduk. Bu durumda emzirmenin, hamile kalmamanız için kesin bir çözüm olmadığını, hiçbir doğum kontrol metodu kadar hamilelik riskini azaltmayacağını size aktardık.

Beklenmedik bir hamilelik yaşamak istemiyorsanız lohusa kanamasının bitiminde, regl kanamasını beklemeden doktorunuza başvurmanız hamile kalmamak için en doğru çözüm olacaktır.

”Emzirme Döneminde Beslenme Önerileri” Konulu yazımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Emzirme döneminde beslenme Önerileri: https://www.bebek.com/emzirme-doneminde-beslenme-onerileri/

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/emziren-anne-hamile-kalabilir-mi/feed/ 0
Çoğul Gebelik ile İlgili Detaylar https://www.bebek.com/cogul-gebelik-ile-ilgili-detaylar/ https://www.bebek.com/cogul-gebelik-ile-ilgili-detaylar/#respond Mon, 24 Jan 2022 10:00:11 +0000 https://www.bebek.com/?p=26733 Gebelik kadınlar için son derece önemli ve heyecan verici bir süreçken çoğul gebelikler bu dönemi daha da heyecanlı hale getiren bir durumdur.

Peki, çoğul gebelik nedir?

Çoğul hamilelikler, birden fazla yumurta hücresinin aynı anda döllenmesi ve gelişmesiyle oluşur. Bu tarz durumlarda genel olarak ikiz bebekler dünyaya gelir. İkiz bebeklerin yanı sıra üçüz gebeliklerde mümkündür. Üçüz hamileliğin oluşabilmesi için ise üç ayrı yumurtanın üç ayrı sperm tarafından döllenmesi ya da döllenmiş yumurtalardan birinin bölünmesiyle oluşabilir.

Bunların yanı sıra dünyada rekor çoğul gebeliklerde var. Biraz garip olsa da tek seferde 8 hatta 12 bebek sahibi olan anneleri de haberlerde duyuyoruz. Evet, bu durumun garip olduğu kadar ürkütücü de olduğunun farkındayız…

Çoğul Gebelik Sebepleri Neler Olabilir?

Aile hikayesinde çoğul gebelik olanlarda bu ihtimal yüksektir. Genetik yatkınlığın yanı sıra 35 yaş üzeri ya da infertilite tedavisi gören anne adaylarında çoğul gebelik olasılığı tedavi sebebiyle artar. Yumurtlama ilaçlarının da bu tarz gebelikleri artırdığı söylenebilir.

Tek Yumurta Ya Da Çift Yumurta İkizleri Nasıl Olur?

Adet döneminde birden fazla yumurtanın döllenmesi ve bu yumurtaların rahim içinde ayrı ayrı gelişmesiyle çift yumurta ikizleri dünyaya gelir. Çift yumurta ikizleri farklı yumurta ve spermlerden meydana geldikleri için birbirine ancak herhangi iki kardeş kadar benzer ve farklı cinsiyet olabilirler.

Tek yumurta ikizlerinde ise durum farklıdır. Döllenen bir yumurtanın mitoz bölünme sırasında iki parçaya ayrılıp ayrı ayrı gelişmesiyle oluşur.  Aynı sperm ve yumurtanın genetik bilgisine sahip olduklarından olayı tek yumurta ikizleri aynı fiziksel özelliklere sahip olurlar. Bazen ayırt etmek olanaksız gibi gelir.

Çoğul Gebelik ile İlgili Detaylar

Çoğul Gebelik Nasıl Anlaşılır?

Adet döneminin gecikmesi gebelik şüphesini akla getiren ilk belirtidir. Bu düşünceyle doktora gittiğinizde çoğul gebeliğin belirtileri ultrason ile tespit edilebilir. Ancak ultrason ile 6. haftada iki kese görüldüğünde bebeklerin ikiz olduğu anlaşılır.

Kan testi yapıldığında hamilelik pozitif çıkar ancak bunun ikiz ya da üçüz olduğuna dair bir belirti olmaz. Bu sebeple çoğul gebeliğin anlaşılmasının en iyi yolu ultrason ile yapılan kontroldür. Bunun yanı sıra anne karnının hızla büyümesi ya da iki kalp atışının duyulması da diğer çoğul gebelik belirtileri arasındadır.

Çoğul Gebeliklerde Anne Adayları Neler Yaşayabilir?

Tekli hamileliklerde görülen belirtiler çoğul gebeliklerde farklı seyredebilir. Bu dönemde annelerde görülebilecek durumlar şunlardır:

  • Bulantı ve kusma daha çok olabilir.
  • İlk aylarda kanama riski daha yüksektir.
  • Kansızlık oranı yükselebilir.
  • Tansiyon normal değerlerin üzerinde seyredebilir.
  • Kilo alımı normal gebeliklere göre daha ani ve fazladır.

Çoğul Gebeliklerde Doktor Kontrolünün Önemi

Her hamilelik doktor kontrolü ve takibi gerektirir. Ancak çoğul gebeliklerde risk daha yüksek olduğu için takibi de oldukça önemlidir. Bu sebeple takip planı yapılmalı ve bu plana göre hareket edilmelidir. Hamilelik boyunca kan ve idrar tahlilleri yapılmalı ve bu tahliller doğrultusunda gerekli takviye edici ilaçlar kullanılmalıdır.

Kansızlık oranına göre kan ilaçları kullanılabilir. Ayrıca kalsiyum hamilelik boyunca oldukça önemlidir. Bu sebeple kalsiyum ilaçlarının kullanılması gerekebilir.

Gebelik süresince doktor takibi ile bebeklerin büyümeleri haftalarıyla orantılı olarak ilerliyor mu diye kontrol edilmelidir. Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ise doğumun nasıl olacağına önceden karar verilmelidir.

Çoğul Gebeliklerde Yaşanabilecek Sorunlar

Daha önce de belirttiğimiz gibi ikiz ya da üçüz gebelik durumlarında tek bebeğe göre risk daima daha yüksektir. Birden fazla bebek taşımak gebeliğe bağlı birtakım problemleri beraberinde getirebilir. Bu riskler şunlardır:

  • Erken doğum: Gebeliğin 37. haftasından önce rahim ağzının açılmasına sebep olan rahim kasılmaları görülebilir. İkiz gebelik durumunda haftadan önce doğum meydana gelebilirken üçüz gebeliklerde bu süre, ortalama 35. haftadır. Bu sebeple erken doğumlarda bebekler düşük doğum kilolu olabilir. Bu durum bazı sağlık sorunlarına sebep olabileceği için çoğul gebelik yaşayan anne adayları sık sık doktor kontrolüne gitmeli ve bebeklerinin sağlığı ile ilgili gereken kontrolleri yaptırmalıdır.
  • Preeklampsi: Diğer adıyla gebelik zehirlenmesidir. Daha çok sebep olduğu yüksek tansiyon ile karakterize edilir. Çoğul gebeliklerde preeklampsi daha fazla görülür. Bu durumun diğer belirtileri ise aşağıdaki gibidir.
  • Ani kilo alımı
  • Baş ağrısı
  • Karın ağrısı
  • Görme bozuklukları
  • Ellerde ve ayaklarda şişme

Eğer bu tarz belirtiler varsa vakit kaybetmeden doktorunuzla görüşmeli ve gerekli önlemleri almalısınız.

  • Sezaryen doğumda artış: Çoğul gebeliklerde genel olarak sezaryen doğum tercih edilse de ikiz gebeliklerin yarısı normal doğum yapabilir. Ancak ikinin üstünde bebek varsa tavsiye ve tercih edilen doğum şekli sezaryendir.
  • İkizden ikize transfüzyon sendromu: Bu durum daha çok tek yumurta ikizlerinde görülür. Bebeklerin plasentası yani iki bebek arasında damarsal geçiş bulunması halinde görülebilecek bir durumdur. Bir bebeğe daha fazla kan akışı sağlanırken diğer bebeğe daha az kan akışı olur.Bu durumda bebeklerin birine fazla yükleme, diğerinde ise kansızlık ya da gelişme geriliği gibi problemler meydana gelir. Bu sebeple bu durumdan iki bebekte olumsuz yönde etkilenir. Böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınızda doktorunuzla görüşmeli ve gerekirse erken doğum seçeneğini değerlendirmelisiniz.
  • Kaybolan ikiz sendromu: Bu sendroma bağlı durumlarda erken ultrasonda ikiz gebelik görülür ancak ilerleyen dönemlerde ikizlerden biri görülmeyebilir. Bu durum tam olarak açıklanama Bu durumu engellemek için anne olarak sizin alabileceğiniz herhangi önlem yoktur. Bu sebeple kendinize yüklenmemeli ve üzmemelisiniz.
  • Yapışık ikizler: Bu durumun görülme olasılığı yaklaşık 100.000 doğumda bird Tek yumurta ikizlerinde bazen yumurtalar birbirinden tam olarak ayrılamaz ve sonucunda yapışık ikizler oluşur. Oldukça nadir görülen bu durumda bebekler baş, göğüs ya da leğen kemiklerinden birbirine yapışık olabilirler. Bazı durumlarda ikizler bir ya da birden fazla organı ortak kullanabilir. Yapışma noktası ve paylaşılan organ sayısına göre bazen cerrahi müdahale ile ikizleri ayırmak mümkün olabilir. Bu durumun oldukça nadir yaşandığı unutulmamalı ve çoğul gebelik yaşıyorum acaba böyle bir durum yaşar mıyım diyerek strese girmemelisiniz.

Dilerseniz İkiz Gebelikte Kaçıncı Haftada Doğum Yapmalı?” Konulu videomuzu izleyebilirsiniz.

Çoğul Gebeliklerde Hangi Testler Uygulanır?

Tekli hamileliklerde yapılan ikili testler yerine çoğul hamileliklerde 11, ve 13. haftalar arasında ense kalınlığı ölçümü yapılır. Tekli gebeliklerde yapılan üçlü ve dörtlü testler yerine çoğul hamileliklerde 20. ve 23. haftalar arası detaylı ultrasonografi yapılır.

Çoğul Hamileliklerde Spor Yapılabilir mi?

Hamilelik kilo aldıran bir süreç olmasının yanı sıra sağlığınıza özen göstermeniz gereken bir dönemdir. Ancak çoğul gebelik de olsa doktor tavsiyesi ile ilk aylarda düşük tempolu spor yapılabilir. Son aylarda ise erken doğum riski olduğu için aktif spor yapılmaması tercih edilir.

Bunların yerine 2. trimester döneminde hafif tempolu yürüyüşler ya da doktorunuzun izniyle yoga ya da yüzme ile ilgilenebilirsiniz. Ancak 3. trimester döneminde daha çok istirahat etmeniz ve daha az hareketli olmanız tavsiye edilir.

Hamilelik, başlı başına heyecanlı ve merak uyandıran bir süreçtir. Karnınızda yeni bir hayatın oluşması, büyüdükçe size tepki vermesi kelimelerle anlatılamayacak duygular arasında, en üsttedir. Hele bir de ikiz ya üçüz annesi olacaksanız… Karnınızda iki hatta belki de daha çok kalbin atması tarifi mümkün olmayan bir durum olsa gerek. Bu sebeple bu dönemlerin tadını çıkarmalı ve strese girmemelisiniz.

Tüm çoğul gebelik sürecinde hamileliğinizi takip eden bir kadın doğum uzmanı olmalı ve bu süreçte doktorunuzla birlikte sıkı bir plan yapıp buna göre hareket etmelisiniz. Ayrıca her zaman yanınızda size yardım edebilecek kişilere de ihtiyacınız olacak. Çünkü hamilelik başladıktan sonra kısa sürede kilo alabilir ve hareketlerinizde birtakım kısıtlamalar olabilir.

Doktorunuzun tavsiyeleri ve sevdiklerinizin desteğiyle bu dönemi kolayca ve sorun yaşamadan geçirebileceğinizi aklınızdan çıkarmayın.

“Çoğul Gebelikler Hakkında Merak Ettikleriniz” Konulu yazımızı okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın!

Çoğul Gebelikler Hakkında Merak Ettikleriniz: https://www.bebek.com/cogul-gebelikler-hakkinda-merak-ettikleriniz/

Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.

Sevgiler.

]]>
https://www.bebek.com/cogul-gebelik-ile-ilgili-detaylar/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/mRnRwa4DMfo Yumurtlama Dönemi - Bebek.com nonadult
Emzirme Döneminde Ertesi Gün Hapı Alınabilir Mi? https://www.bebek.com/emzirme-doneminde-ertesi-gun-hapi-alinabilir-mi/ https://www.bebek.com/emzirme-doneminde-ertesi-gun-hapi-alinabilir-mi/#respond Sun, 24 Oct 2021 13:00:47 +0000 https://www.bebek.com/?p=37588 Emzirme dönemi, her ne kadar hamilelik riskinin düşük olduğu bir dönem olarak düşünülse de aslında hamile kalma açısından her zaman bir ihtimal vardır. Korunmasız ilişkinin yumurtlamaya denk gelmesi sonucu gebelik riski ortaya çıkabilir.

Emzirme dönemindeyken korunmasız cinsel ilişki sonrası yumurtlama konusunda endişeleriniz varsa buna çözüm olarak ertesi gün hapı kullanmak isteyebilirsiniz. Ancak bu konu bazen kafa karıştırıcı soruları da beraberinde getirebilir. Bizde ertesi gün hapı nedir, hangi durumlarda nasıl kullanılmalıdır, emziren anneler kullanabilir mi, yan etkileri var mıdır gibi sorularınızı yanıtlayabilmek adına bu yazıyı hazırladık. 

Ertesi Gün Hapı Nedir? Ne Amaçla Kullanılır?

Herhangi bir koruma yönteminin kullanılmadığı veya korunma kazalarının yaşandığı cinsel ilişki sonrası kullanılan ilaçlardır. İstenmeyen veya planlanmamış gebeliklerin önlenmesine yardımcı olur.

Bu ilaçlar yoğun progesteron hormonu içerdikleri için spermlerin yumurta hücresini döllemesini ya da döllendiyse rahme tutunmasını engelleyerek istenmeyen veya planlanmamış hamileliklerin oluşmasını önler. Diğer bir deyişle vücuttaki hormon seviyesini artıran ve yumurtlamayı erteleyen bir hap olarak cinsel ilişkiden hemen sonra kullanılması gereken bir haptır. Eğer kullanımda geciktiyseniz ya da hali hazırda döllenmiş yumurta hücresi anne rahmine yerleşmişse ertesi gün hapı etkisini kaybederek herhangi bir düşük yaşanmasına sebep olmaz. 

Ertesi Gün Hapı Nasıl ve Ne Zaman Kullanılır? 

Ertesi gün hapı bir doğum kontrol yöntemi olan doğum kontrol haplarının yerine kullanılmaz. Riskli ilişkilerin hemen ardından kullanılması gerektiği için düzenli bir kullanım söz konusu değildir ve tek seferlik bir kullanım sağlanmalıdır. 

Genel olarak ilişki sonrası 5. güne kullanılabilir olsa da ne kadar erken içilirse gebelik ihtimali o kadar azalır. Bu sebeple hapın hamileliği engelleme oranı ilk 24 saatte %98 iken bu oran 48 saatte %75, 72 saatte ise %43’e kadar düşer. Sonuç olarak kesin sonuca ulaşabilmek için ilk 24 saat içinde bu hapın alınması tavsiye edilir. 

Ertesi Gün Hapının Yan Etkileri Nelerdir? 

Her ne kadar istenmeyen bir hamilelik riskini ortadan kaldırılmak için ertesi gün hapı kullanılsa da sonuç olarak hormon seviyesinde ani bir değişime sebep olduğu için bazı yan etkileri de vardır. Bu etkileri şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Mide bulantısı veya kusma
  • Karın ağrısı
  • Adet düzensizliği veya ağrılı regl kanaması
  • Halsizlik, bitkinlik
  • Duygu durumunda ani değişmeler
  • Kas ağrısı veya sırt ağrısı
  • Göğüslerde hassasiyet

Bu yan etkilerden biri olan kusma eğer hap alındıktan sonra 3 saat içinde gerçekleşirse hapın koruyuculuğunun düşme ihtimali vardır. 3 saat sonra kusma olursa hap bağırsaklardan emilmiş olduğu için bir risk teşkil etmeyecektir. Bu sebeple hap alındığında bu yan etkiye dikkat edilmesi gerekir. 

Ertesi Gün Hapı Hakkında Bilinmesi Gerekenler 

İstenmeyen ya da planlanmamış hamileliklere engel olabilmek için kullanılan ertesi gün hapı hakkında merak edilen ve bilinmesi gereken bazı önemli hususlar vardır. Sonuç olarak vücuda birtakım hormonlar gireceği için etkileri de olacaktır. Bu etkilere hazırlıklı olmanız için bilmeniz gerekenler şunlardır:

  • Ertesi gün hapı bir doğum kontrol yöntemi değildir. Bu sebeple sürekli kullanımı doğru değildir. Uzmanlar yılda 1-2 defadan fazla bu ilacın kullanımını tavsiye etmemektedir. 
  • Eğer hali hazırda doğum kontrol hapı kullanıyorsanız ve bunu kullanmayı unuttuğunuz zaman diliminde korunmasız bir ilişkiye girdiyseniz ertesi gün hapı alabilirsiniz. Sonrasında doğum kontrol hapı kullanmaya devam edilmesi gerekir. 
  • Aynı adet dönemi içerisinde birden fazla kullanımı önerilmemektedir. 
  • Astım ve karaciğer rahatsızlığı olan kadınların bu hapı kullanması tavsiye edilmemektedir. Bu konuda doktorunuzla görüşmeniz doğru olacaktır. 
  • Ertesi gün hapının kullanıldığı adet döneminde kanamada gecikmeler yaşanabilir. Bu her ne kadar olağan olsa da böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınızda gebelik testi yapmanız gerekebilir. 
  • Ertesi gün hapının doğurganlık üzerindeki etkisi merak edilen konulardan biridir. Bu sebeple söylemeliyiz ki ertesi gün hapının doğurganlık üzerinde bir etkisi yoktur. Sadece kullanıldığı dönemdeki yumurtlamayı geciktirmektedir. 
  • Ertesi gün hapının kullanıldığı dönemde adet düzensizliğinin yanı sıra ara kanamalarda yaşanabilir. Sonraki regl kanaması erken görülebileceği gibi aynı ay içerisinde 2 kez adet kanaması görüldüğü durumlar vardır. 
  • Emzirme dönemine tekrar dönecek olursak, ilacın etkileri 5-7 gün içerisinde ortadan kalkar. Eğer ertesi gün hapı kullanımını gerektiren bir durum yaşandıysa doktorunuzla iletişime geçip onun fikrini almanız gerektiğini söylemeliyiz. 

Emzirme Döneminde Ertesi Gün Hapı Alınabilir Mi?

Geldik en çok merak edilen konuya. Emzirme döneminde annenin yediği veya içtiği her şey bir şekilde süt yoluyla bebeğe aktarılmaktadır. Bu sebeple annelerin hem kendi sağlıkları hem de bebeğin sağlığı için beslenme konusunda titiz davranmaları gerekir. Birçok ilacın kullanımı da bu dönemde önerilmemektedir. Ertesi gün hapı da bu ilaçlardan biridir. 

Emzirme döneminde kullanacağınız ertesi gün hapı sütünüze geçeceği için kullanılması önerilmez.

Ertesi gün hapı ile ilgili daha fazla bilgi için makalemizi ziyaret edebilirsiniz!

Ertesi Gün Hapı Nedir? Ne İşe Yarar? – https://www.bebek.com/ertesi-gun-hapi/

]]>
https://www.bebek.com/emzirme-doneminde-ertesi-gun-hapi-alinabilir-mi/feed/ 0
Hiç Adet Görmeyen Kadınlar Hamile Kalabilir mi? https://www.bebek.com/hic-adet-gormeyen-kadinlar-hamile-kalabilir-mi/ https://www.bebek.com/hic-adet-gormeyen-kadinlar-hamile-kalabilir-mi/#respond Tue, 17 Aug 2021 10:00:13 +0000 https://www.bebek.com/?p=37181 Kısırlık faktörlerinin her iki cinste de eşit olduğunu, erkekten ya da kadından kaynaklanabileceğini açıklayan uzmanlar, adet görememenin de belli nedenlere bağlı olarak geliştiğini vurguluyor. Adet görememek kadın hormonları ya da yumurtalıklarda oluşan olumsuz etkilerin sonucu olarak görülüyor. Birçok faktöre bağlı olarak adet görememe sorunu görülebilir.

Gebelik yaşamak isteyen fakat döngü yaşamayan kadınların hamile kalıp kalamayacağı değişiklik gösterebilir. Hiç adet görmeyen kadınlar hamile kalabilir mi? Bu süreçte nelere dikkat edilmeli? Adet görmemenin nedenleri ne olabilir? Gibi sorulara hep birlikte göz atalım.

Adet Dönemi ve Gebelik Arasındaki İlişki

Kadınları düzenli bir döngüde adet görmesi, hamile kalabileceği anlamına gelmemekle birlikte hiç adet görmeyen kadınlar hamile kalabilir mi? Sorusuna geçmeden önce adet dönemi ve gebelik arasındaki ilişkiyi anlamamız gerekir. Adet döneminden önce rahimde yumurtlama dönemi başlar.

Yumurtlama dönemi her ay yinelenerek devam eden bir döngüde ilerler. Bu dönemde yumurta, 14 güne kadar gelişip folikül içinde olgunlaşır. Bu olgunlaşma tamamlandığında yumurta çatlar ve yumurtalıklar yumurtayı serbest bırakır. Bu yumurtlama süreci 12 saat sürecektir ve döllenme için en iyi zaman budur. Spermin bu süreçte yumurtalıkta 5 güne kadar canlı kaldığı söylenir. Bu nedenle gebeliğin başlaması için en etkili dönem yumurtlama dönemidir.

Yumurtlama döneminin ardından kadınların her ay yaşadığı adet dönemi gerçekleşir. Progesteron hormonu rahminiz ile iletişime geçerek rahim astarına sinyal gönderir. Rahim zarı bu şekilde dökülerek adet dönemine girmenizi sağlar. Bu döngünün basamaklarına bakacak olursak:

  • Aylık döngünün başlangıcında hormonlarınız yumurtalara sinyal göndererek yumurta gelişimini başlatır.
  • Döngünün ilk yarısı; 14 günlük sürede hormonlar yumurtayı geliştirmeye yönlendirir ve yumurtayı olgunlaştırır.
  • Döngünün yarısında; folikül patlar ve açılır. Bunun sonucunda yumurtlama dönemi başlamış olur.
  • Döngü sonunda; kalınlaşma oluşarak döllenmeye hazırlık olur ve sonrasında regl dönemi başlar.

Adet Olmadan Hamile Kalmak Mümkün mü?

Hamile kalmanın tek sebebi adet görmek değildir. Adet döngüsünün yanında hormonların etkisi oldukça fazladır. Adet düzensizliği ya da hiç adet olamama gibi durumlarda hamile kalamayacağı için üzülen ve stres yapan kişiler, her şeyden önce bir uzmana başvurmalıdır. Adet olmamanın sebepleri araştırılarak gebe kalmaya yardımcı tedaviler ile hamilelik sağlanabilir.

Gebelik için önemli olan adet görmekten çok, yumurtlamaktır. Östrojen ve sonrasında progesteron hormonu düzenli şekilde salgılanırsa yumurtlama olmadan da rahim astarı kalınlaşabilir. Bunun sonucunda gebelik gerçekleşebilir. Fakat adet görmeme durumlarında önce nedenlerine bakılıp sonrasında hormon tedavileri ile hamilelik düşünülmelidir.

Özetleyecek olursak hiç adet görmeyen kadınlar hamile kalabilir mi? Sorusunun cevabı uzmanlara göre evettir. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte hamile kalmak isteyen kişilerin genetik geçmişi ve adet olmamanın nedeni araştırılarak ilaç tedavileri ile hamile kalmalarının mümkün olduğu biliniyor. Doktorunuzun incelemeleri sonucu ilaç, hormon ya da tüp bebek gibi laboratuvar ortamında gerçekleşen tedaviler ile hamile kalmanız mümkündür.

Yumurtlamayı ve Hamile Kalmayı Engelleyen Durumlar

Adet görmeyen ve hamile kalamayan insanlarda sağlık sorunları olabilir. Bu sorunlar gebelik yaşayamamanın ve yumurtlayamayanın işaretidir.

  • Tiroit hastalığı

Tiroit vücutta düzeni sağlayan en önemli hormonlardan yalnızca biridir. Menstürasyon ve yumurtlamayı düzenlemeye yardımcı olur. Bu nedenle tiroit hastalığına sahip kişilerde adet düzensizliği ya da adet olamama gibi sorunlar görülür.

  • Polikistik Over Sendrom

Hormonsal bir hastalık olan Polikistik Over Sendrom’u, en yayın hormon bozukluklarının başında yer alır. Androjen seviyesinin artışı ile birlikte görülen bu sorun, vücutta sivilcelenme ve tüylenmeye neden olarak hormonlarınızda değişikliğe yol açar. Düzensiz adet, adet olamama ve kısırlığa yol açan bu durum hamileliğe engel bir durum olabilir.

  • Yumurtalık yetmezliği

Yumurtalık yetmezliği adetin olmamasına neden olur. Bu durum yıllarca regl olmama ve yıllar sonra olma ihtimali olan bir durumdur. Regl olmuyor ve bu durumdan şüpheleniyorsanız doktorunuza başvurmanızı öneririz.

  • Kilo faktörü

Aşırı kilolu ya da aşırı zayıf kişilerin adet düzensizliği yaşaması ve hamile kalamaması durumu söz konusudur. Vücuttaki yağ eksikliği ya da çok fazla yağ bulunması, gebe kalamamaya neden olur.

  • Stres faktörü

Stres insan vücudunu her anlamda etkileyen en önemli faktördür. Çok fazla stresliyseniz beyniniz hormonlarınıza faydalı sinyaller olmayacaktır. Stresin sonucunda hormon bozuklukları ile birlikte gebe kalamama ya da regl olamama sorunu ortaya çıkar.

Unutmamanız Gerekenler

Yaşadığınız durum tamamen genetik ya da hormonlarınızın sebep olduğu bir şey olabilir. Adet görmemek kadınlık hormonlarınızın olmadığına ya da kesinlikle bebek sahibi olmayacağınıza işaret etmez. Teknolojinin de gelişmesi ile birlikte adet döngüsü yaşamayan kişilerin gerekli tedaviler ile çocuk sahibi olabileceğini unutmayın. 

Bir uzmanın paylaşımına göre; ergenliğinden beri adet görmeyen ve vücudundaki hormonların neden olduğu kısırlığı yaşayan bir kadın tüp bebek ile çocuk sahibi olabildi. Siz de alanında uzman bir doktora danışarak önce sorunun ne olduğunu ardından da çözümün hangi tedaviler ile olabileceğini bilmelisiniz.

Adet görmemeniz hamile kalmayacağınız anlamına gelmiyor. Yumurtlama düzeniniz varsa anlamadan hamile de kalabilirsiniz. Regl döngüsü yaşamadığınız için hamile olduğunuzu anlamakta zorluk çekebilirsiniz. Bu dönemde bazı belirtiler yaşanabilir.

Gebelik belirtilerini hatırlamak gerekirse;

  • Sürekli yorgunluk ve uyku hali
  • Göğüslerde şişme ve hassasiyet
  • Midede şişlik ve sindirim şikâyeti
  • Baş dönmesi
  • Baş ağrısı
  • Mide bulantısı
  • Huysuz ve agresif olma
  • Sık sık idrara çıkma
  • Kabızlık şikâyeti
  • Kasık ağrıları

Kullanılan Bazı Tedavi Yöntemleri

Kısırlık ya da hastalıklara bağlı durumlarda kullanılan tedavi yöntemleri arasında en yaygın kullanılan iki yöntem vardır. Biri tüp bebek diğeri ise iğneleme yöntemidir.

  • İğneleme tedavisi

Kadında gelişmeyen yumurtalar ve yumurta problemlerine bağlı gelişen durumlar varsa aşılama iğnesi kullanılır. Yumurta çatlatma olarak da bilinen bu yöntem erkekten alınan spermlerin laboratuvar ortamında işleme alınıp kadın yumurtasına enjekte edilmesidir. Tüplerin ikiside kapalıysa tüp bebek tedavisi önerilebilir.

  • Tüp bebek tedavisi

Doktorunuzun önerisi ile tüp bebek tedavisi deneyebilirsiniz. Erkekten alınan spermlerin laboratuvarda döllenmesi ile birlikte oluşturulan gebelik kadında tüplerin kapalı olması, erkekte sperm zayıflığı ya da yumurta rezervinin az olması durumlarında kullanılabilir.

Hiç adet görmeyen kadınlar hamile kalabilir mi?  Sorusunu sizin için cevapladık. Teknolojinin ve tıp sektörünün gelişmesi ile birlikte, adet görmemenizin nedenleri ve bu süreçte nasıl gebe kalınacağına yönelik çalışmalar her geçen yıl artıyor. Bu süreçte gebe kalmanız belli tedaviler için oldukça olumlu diyebiliriz. Yaşadığınız sorun için alanında uzman bir doktor ile görüşmenizi öneririz. 

“Adet Döneminden Önce Hamile Kalabilir miyim?” Konulu yazımızı okumak için bağlantıya tıklayın: https://www.bebek.com/adet-doneminde-hamile-kalabilir-miyim/

]]>
https://www.bebek.com/hic-adet-gormeyen-kadinlar-hamile-kalabilir-mi/feed/ 0
Hamilelikte Akıntı Neden Olur? https://www.bebek.com/hamilelikte-akinti-neden-olur/ https://www.bebek.com/hamilelikte-akinti-neden-olur/#respond Sat, 17 Jul 2021 10:00:56 +0000 https://www.bebek.com/?p=36568 Gebelik sürecinde vücudunuzda çeşitli değişimler görülür. Hormonal değişimler, vücutta sıcaklık artışı, kiloda artış, ödemler ve birçok değişimi yaşamanız mümkündür. Bebek geliştikçe anne vücudundaki değişimlerde artmaktadır. Tüm annelerin yaşadığı bu süreçte her şey normaldir ve yaşanması gereken faktörlerdir. Hamilelikte akıntı da gebelik sürecinde görülen bir değişim sayılabilir. Kadın vücudunda akıntı, normal ve her kadının yaşadığı bir şeydir. Fakat bu hamlelikte artış göstererek farklı bir hal alabilir. Gebelikte akıntı neden olur? Normal midir? Gibi sorulara hep birlikte bakalım.

Vajinal Akıntı Nedir? Normal Bir Durum mudur?

Gebelikte akıntı konusuna geçmeden önce, kadınlarda görülen akıntının tam olarak ne olduğu hakkında bilgi edinmemiz iyi olacaktır. Servikal mukus adı verilen sıvı, vajina akıntısının bir bileşenidir. Bazı zamanlar akıntının çoğalması oldukça normaldir. Adet döngünüz boyunca, ya da vajinanızda pH dengesine bağlı olarak akıntı çoğalabilir, ya da yoğunlaşabilir.

Vajinada temizliği sağlayarak olası bakterilerden sizi korur, yumurtlama ve cinsel bir uyarılmada artar. Bu sayede döllenmeye yardımcı olur ve temiz bir alan oluşturur. Akıntının rengi, kokusu ve dokusu regl dönemine ve sağlık durumunuza göre değişiklik gösterebilir.

  • Akıntının faydaları

Sizi doğuma hazırlayan vajinal akıntı, birçok yönden vücudunuza fayda sağlar. Cinsel birleşimi kolaylaştırmak, çevrenizden alabileceğiniz mikropları uzaklaştırmak, enfeksiyonları engellemek ve döllenmenin iyi şekilde gerçekleşmesi için oldukça büyük rol oynar.

Hamilelikte Akıntı Nasıldır?

Adet dönemlerinizde mukusta görülen değişimler gibi, hamilelik sürecinde de akıntınızda çeşitli değişimler görülür. Bu durum gayet normaldir. Gebelikle birlikte vajinal akıntı şeffaflaşarak süt beyazı rengini alır. Bu beyaz akıntıya lökore denir ve genç kadınlarda da görülebilir.

Doğumun yaklaştığını belirten durumda ise yoğun ve kan içeren bir mukus görülebilir. Rahim ağzında bulunan mukusun çıkması ve doğumun çok yakın olduğunun bir belirtisidir.

  • Gebelikte akıntı ne zaman artış gösterir?

Mukustaki artış gebelik ilerledikçe daha da artmaya başlar. Bu artışın nedeni vajinadaki kan akışının hızlanması ve östrojen hormonundaki değişikliklerdir. İlk üç aylık sürede akıntının artmasının nedeni; gebelik sürecinde rahmi bakterilerden korumak ve enfeksiyonları önlemektir. Böylece bebeği de olası zararlardan korur. Gebelik süresince akıntıda koku ve renk değişimleri görülebilir. Bu değişimler bariz şekilde belli ve rahatsız edici ise doktorunuza danışmanız gerekir. 

  • Akıntı ne zaman biter?

Vajinal akıntının bitmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Gebelik sürecinde yoğunlaşan ya da renk değiştiren akıntının normal bir miktara dönmesi söz konusudur. Gebeliğin ilk 6 ve 8 haftalık diliminde yoğun görülen akıntı, hamileliğiniz boyunca devam edebilir. Lohusalık döneminizde azalarak önce kahverengi sonra normal beyaz hal alarak eski haline döner.

Aşağıdaki videomuz dikkatinizi çekebilir:

 

Hamilelikte Akıntı Çeşitleri Nelerdir? 

Aylar ilerledikçe gelişen bebeğiniz ile birlikte vücudunuzdaki değişimlerde artmaya başlar. Bu değişimlerin başında gelen vajinal akıntı artarak devam eder. Fakat bazı durumlarda yoğunluğu, rengi ve kokusu değişerek sizi endişelendirebilir. Hangi akıntı çeşidi bize ne anlatıyor bir bakalım.

  • Kahverengi akıntı

Genelde regl dönemleri de görülen kahverengi akıntılar, gebelikte de çok sık rastlanan vajinal akıntı çeşididir. Az miktarda ve leke gibi geliyorsa, endişelenecek bir durum yoktur. Kahverengi akıntı oldukça yoğun ve koku ile seyreden bir duruma döndüyse enfeksiyon gibi bir durum olabilir. Bu durumda doktorunuza başvurmanızı öneririz.

Kahverengi akıntı gebelikte bazı durumları da işaret edebilir:

  • Ektopik gibi gebeliklerde kahverengi akıntılar görülebilir. Yumurtanın döllenirken olması gereken yerin dışında yani fallop tüplere yerleştiği bir durumdur. Tüplerde yırtılma görülmesi sonucu kahverengi lekelenme görülebilir.
  • Düşük gibi durumlarda kahverengi akıntı görülebilir. Kanama ile birlikte yaşanıyorsa acil bir şekilde doktorunuza görünmeniz gerekir.
  • Gebeliğin ilk zamanlarında yerleşme durumunu yansıtırken, son zamanlarda da doğumun yaklaşabileceğini belirten bir durum olarak da karşımıza çıkabilir.
  • Yeşil akıntı

Yeşil ve yoğun akıntı genellikle sadece gebelik sürecinde değil tüm kadınlarda enfeksiyonlarla birlikte görülebilir. Yeşil akıntı yaşıyorsanız ve gebelik sürecinde iseniz doktorunuza danışmanız, enfeksiyonu erken önlemede önemli rol oynar. 

  • Beyaz akıntı

Akıntının en normal şekli beyaz bir akıntıdır. Akıntı kokusuz, beyaz, şeffaf ya da sümüksü bir yapıya sahipse endişelenecek bir durum yoktur fakat bu durum kokulu bir durum dönüştüyse bir doktora görünmenizde fayda vardır.

  • Pembe akıntı

Pembe bir akıntı gördüğünüzde dikkat etmeniz gereken nokta; pembe akıntının kanlı bir görünüme dönüşmemesidir. Eğer kanlı bir durum söz konusuysa ve gebeliğin sonlarına doğru yaşanan bir durumda doktorunuza başvurmalısınız. Pembe vajina sıvısı gebeliğin ilk zamanlar kahverengi ile karışık şekilde görülür. Yerleşme kanaması olarak da adlandırılabilir.

Vajinal Akıntının Dengesini Bozabilecek Bazı Durumlar

Her kadının yaşadığı ve normal görülen bir durum olan akıntı, bazı durumlarda şekil, koku ve renk değiştirebilir. Bu durumlarda enfeksiyon oluşumları ya da çeşitli hastalıklar görülür.

  • Vajinanın su harici; sabun, losyon, krem ve çok fazla su ile teması
  • Mantar enfeksiyonları
  • İdrar yolu enfeksiyonu
  • Gebelik süreci ve doğumun yaklaşması
  • Şeker hastalığı
  • Rahim ağzı kanseri
  • Menopoz dönemi
  • Doğum kontrol hapı
  • Cinsel ilişkide hijyenin önemsenmemesi

Hangi Durumda Doktorunuzu Aramalısınız?

Akıntının enfeksiyona dönüştüğü durumlar tehlikeli olabilir. Herhangi bir anormallik hissettiğiniz an doktorunuzu aramalısınız. Peki, hangi durumlara dikkat etmeliyiz?

Anormal şekilde akıntı şekilleri ve enfeksiyon belirtileri:

  • Akıntıdaki kötü koku
  • Akıntının sarı ve yeşil bir hal alması
  • Kaşıntı ve kabarıklıklar
  • Peynirimsi (çok yoğun) ve kokulu beyaz bir akıntı
  • Ateş ve karında ağrı

Bu gibi farklılıklarda enfeksiyon ve mantar oluşumu yaşıyorsunuz demektir. Vajinal bölgenizi temiz tutmaya ve bakterilerden korumaya yarayan pH dengesinde bozulma söz konusudur.

Akıntı durumunda ne yapılmalı?

Enfeksiyon ya da anormal bir akıntı durumunda:

  • Çok uzun süreli kullanmamak şartı ile günlük ped kullanabilirsiniz.
  • Pamuklu iç çamaşırları tercih ederek vücudunuzun hava almasını sağlayın.
  • Su ile ya da başka bir ürünle yıkama yapmayın.
  • Denizden ya da duştan çıktıktan sonra vajinanızı kurulayın.
  • Pamuklu küçük kumaşlardan yardım alabilirsiniz.

Hamilelikte akıntı görülmesi oldukça normal bir durumdur. Her kadın belli dönemlerde artış gösterecek şekilde, vajinal akıntı yaşar. Bu durum sizi bakteri ve enfeksiyonlardan korur. Akıntıda yoğunluk, renk değişimi ve koku gibi durumlarda vücudunuzda enfeksiyon gibi durumların yaşandığı anlamına gelebilir. Gebelik sürecinizde beyaz ve sıvı bir akıntı yaşamanız oldukça normaldir. Aksi bir durumda doktorunuza başvurabilirsiniz.

Gebelikte Akıntı Renkleri Ne Anlama Geliyor? : https://www.bebek.com/gebelikte-akinti-renkleri-ne-anlama-geliyor/

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-akinti-neden-olur/feed/ 0 https://www.youtube.com/embed/4nqrp6fFbu4 Yumurtlama Dönemi - Bebek.com nonadult
Adet Döneminde Hamile Kalabilir miyim? https://www.bebek.com/adet-doneminde-hamile-kalabilir-miyim/ https://www.bebek.com/adet-doneminde-hamile-kalabilir-miyim/#respond Thu, 15 Jul 2021 10:00:23 +0000 https://www.bebek.com/?p=36560 Regl dönemi geciktiğinde ya da cinsel ilişkinin hemen sonrasında regl döneminin başlaması, kadınlarda çoğu zaman şüphe uyandırır ve kafa karışıklığına neden olur. Gebeliğin oluşabilmesi için çiftler yumurtlama sürecinde cinsel ilişkiye girmelidir. Ancak bu ilişki adet döneminin son günlerinde yaşandığında ve sonrasında regl kanamasıyla karşılaşan kadınların aklına şu soru gelir. Adet döneminde hamile kalabilir miyim? Yaygın bir söylentiye göre, kadınlar adet dönemindeyken hamile kalamaz. Evet, bu süreçte gebelik ihtimali düşük olsa da hiçbir zaman sıfır olasılıkta değildir. Gelin bu konuya daha ayrıntılı bakalım.

Hamilelik Nasıl Oluşur?

Gebelikle süreci ve bir bebeğin dünyaya gelişi mucizevi bir olaydır. Bu mucizenin gerçekleşmesi için erkeğin sperminin, kadının yumurtasıyla buluşması gerekir. Kadının yumurtası 12-24 saat arasında yaşarken spermler ise 3 gün canlı kalabilir. 

Kadınlarda normal bir adet döngüsü, 28 gündür. Buradaki birinci gün, reglin başladığı zamandır ve anne adayları 14. gün dolaylarında yumurtlar. Yumurtlama denilen olay, kadının döllenmek için yumurtalığının bir yumurtayı serbest bırakmasıdır. Eğer o sırada rahimde de sperm varsa gebelik oluşmaktadır. Tabi herkeste aynı yumurtlama döngüsü görülmeyebilir. Bazı kadınlarda daha uzun ya da daha kısa bir adet döngüsü yaşanıyor olabilir. 

Regl Dönemiyle Gebelik İlişkisi

Regl dönemi kadınlarda her ay görülen bir süreçtir. Döllenmeyen yumurtanın vücuttan atıldığı ve rahmin her ay yeniden kendini hamilelik için hazırladığı bir dönemdir. Anne adayları, gebe kaldıkları zaman regl kanamaları da doğum gerçekleşene kadar olmaz. Hamilelik oluşmaması durumunda ise döllenemeyen ve rahme yerleşemeyen yumurta, regl kanamasıyla vücuttan atılır.

Kadınlar Regl Döneminde Nasıl Gebe Kalabilir?

Kadınlar için yumurtlama döngüsü ortalama 28-30 gün arasında görülmektedir. Bu regl döneminde partnerinizle cinsel ilişkiye girdiğinizde birkaç gün sonrasına kadar yumurtlamayacağınız olası bir durumdur. Ancak daha kısa bir döngünüz varsa regl olmanız ve yumurtlamanız arasındaki süre aynı değildir. Bir diğer bilinmesi gereken durum da boşalmadan sonra spermlerin, rahimde 72 saate kadar yaşayabilmesidir. Bu yüzden regl döneminizin son günlerine doğru gebe kalma ihtimaliniz artacaktır.

Yumurtlama düzeninizin nasıl olduğu üzerine kaygılarınız varsa regl zamanlarınız arasındaki gün sayısını takip edebilir ve bunu için kullanılabilen birçok uygulamadan yararlanabilirsiniz. Böylelikle yumurtlama döngünüzün ne zaman gerçekleşeceğine dair kafanızda bir taslak oluşturabilirsiniz.

kadinlar-regl-doneminde-nasil-gebe-kalabilirKadınların Regl Döneminde Hamile Kalma Olasılığı Nedir?

Anne adaylarının gebe kalma ihtimali yumurtlama döngüsü içerisinde azalır ya da artabilir. Yaklaşık ortalama bir kadının aylık döngüsü 28-29 günken bazılarında, 20-40 gün arasında değişkenlik gösterebilir ya da bu döngü daha uzun da yaşanabilir. Adet başladıktan 1 veya 2 gün sonra kadınların gebe kalma ihtimali yoktur. Ancak kanama devam ederken bu ihtimal her gün artma eğilimindedir. Reglin başladığı zamandan yaklaşık ortalama 13. günde gebelik şansı olasılığı %9 dur. Bu ihtimaller düşük olsa bile anne adayının adet döneminde gebe kalmayacağı durumu net değildir.

Reglden Hemen Önce ya da Sonra Hamile Kalınabilir mi?

Uzmanlara göre, kadınların regl dönemlerine kadar olan zamanda gebe kalma olasılığı yoktur. Özellikle de adet döngüleri düzenli olan, yani 28 günlük bir regl döngüsü geçiren kadınlar için geçerli bir durumdur. Ancak bilindiği gibi, gebelik doğanın mucizevi bir olayı olduğundan hamilelik istemeyen kadınlar bu dönemde hekimlerine başvurarak çeşitli doğum kontrol yöntemlerini kullanabilirler.

Kadınlar regl sürecinin hemen sonrasında hamile kalabilirler. Bunun sebebi yaşanılan cinsel ilişkiden sonra spermlerin rahimde 3 ila 5 gün aralığında, yumurtaları dölleyebilmesi durumundan kaynaklanır.

Adet Dönemine Yakın Hamile Kalınır mı?

Regl dönemine yakın bir zamanda gebelik oluşması şansı, regl döneminde gebe kalma şansından daha yüksektir. Kadınlarda, yumurtanın, döllenme için ideal olgunluğa erişme süresi farklıdır. Yumurta, regl döneminin 14. gün ila 15. günde çatlamaya hazır duruma gelir. Ancak bu durum bazı anne adaylarında daha uzun sürede olabiliyor. Serbest kalan yumurtanın çatlayarak döllenmesi ve döllenen yumurtanın rahme yerleşerek hamileliğin oluşması bir sonraki regl dönemine yakın bir sürece tekabül edebiliyor.

Yumurtlama Dönemi nasıl hesaplanır?

Gebelik durumunun oluşabilmesi için, regl döngüsünün sürecinin bilinmesi ve yumurtlama döneminin takip edilmesi gereklidir. Eğer, adet döngüsü düzenli işliyor ise, ovülasyon dönemi, adet döneminden 14 gün öncesine denk gelmektedir. Reglin başladığı ilk günden itibaren 14. güne kadar sayılarak bugüne gelindiğinde yumurtlama dönemi hesaplanabilir. Bu süreçten 2 veya 3 gün öncesinde cinsel ilişkiye girildiğinde gebe kalınabilir.

Regl Döneminde Hangi Durumlar Gebeliğe Neden Olabilir?

Adet döneminde hamile kalabilir miyim yönündeki endişeli düşünceler, çoğu kadının yaşadığı bir durumdur. Bu süreçte, vücutta, gebelik için uygun şartlar oluşmuş olabilir. Hormonal değişiklikler, yumurtanın oluşma zamanı ve gelişme hızı gibi şeylerin de değerlendirmeye alınması gerekir. Bu dönemde hamile kalınması için olması gereken şartlar şunlardır:

  1. Yumurtanın oluşması ve çatlamaya hazır bir büyüklüğe ulaşmış olması
  2. Cinsel ilişki sonrası rahme giden spermlerin, rahim içinde olması ve ideal canlılıkta bulunmaları
  3. Vücuttaki hormonların, belirli bir düzeyde salgılanıyor olması

Tabi bu koşullar olsa bile, kesin olarak gebeliğin oluşabileceği kanısına varılamaz. Ancak, böyle bir durumunda yaşanabilmesi için, saydığımız bu şartların olması gerektiğini de söyleyebiliriz.

Doktora Ne Zaman Gidilmeli?

Her kadının yumurtlama döngüsü aynı zaman diliminde yaşanmaz. Bu durum her zaman değişkenlik gösterebilir. Bu yüzden, regl döneminizde gebe kalmanız muhtemeldir. Bu olasılık adet sürecinin ilk günlerinde düşük bir yüzde olarak görülürken sonraki günler için ise daha yüksek bir ihtimaldir. 

Eğer gebe kalmak istiyorsanız ve son 1 yıl içerisinde partnerinizle korunmadan cinsel ilişki yaşamanıza rağmen hamile kalamadıysanız kendi doktorunuzla iletişime geçerek muayene olabilir ve çeşitli adet döngüsü ve yumurtlama dönemi takibi önerilerini öğrenebilirsiniz.

Adet dönemindeyken hamile kalabilir miyim sorusuna toplum içerisinde söylenenler her zaman doğru bilgiyi yansıtmayabilir. Regl süreci yaşanırken, gebelik ihtimalinin olamayacağı düşünülse de tıbbi açıdan bunun gerçekliğinin kesinlik taşımadığının altını çizmek gerekir. Bu yüzden henüz çocuk sahibi olmayı düşünmeyen çiftlerin regl sürecinde gebe kalınır mı konusuna hassasiyetle yaklaşmalarında fayda vardır.

“Doğum Sonrası Adet (Regl) Düzeni Hakkında Her Şey!” Konulu yazımızı incelemek için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Doğum Sonrası Adet (Regl) Düzeni Hakkında Her Şey! : https://www.bebek.com/dogum-sonrasi-adet-regl-duzeni-hakkinda-her-sey/

]]>
https://www.bebek.com/adet-doneminde-hamile-kalabilir-miyim/feed/ 0
Kolay Hamile Kalmanın Yolları https://www.bebek.com/kolay-hamile-kalmanin-yollari/ https://www.bebek.com/kolay-hamile-kalmanin-yollari/#respond Sat, 03 Jul 2021 13:00:26 +0000 https://www.bebek.com/?p=35713 Mutluluğa adım atan her çift, ileride bebek sahibi olmak ister. Bu güzel duyguyu tatmak ve doğacak yavrularını sağlıkla kucaklarına almayı bekleyen ebeveynler, ilk olarak gebe kalma sürecine adım atarlar. Bu konuda; sağlıklı bir şekilde ve zamanında hamile kalmanın önemli olduğunu unutmamakta fayda vardır. Bazı durumlarda destek alınarak gebe kalmak ve doğal yöntemler ile durumu hızlandırmak isteyen kişiler nasıl hemen çocuk sahibi olabilir? Kolay hamile kalmanın yolları nelerdir? Hep birlikte öğrenelim.

Gebelik Planlarından Önce Bilmeniz Gerekenler

Kolay hamile kalmanın yolları için öncelikle gebe kalmadan önceki süreçteki önemli detayları bilmeliyiz. Uzun, fakat sonucu harika olan bir gebelik sürecinden önce, hamile kalmak isteyenlerin bilmesi gereken ufak detaylar olabilir. Bu detaylar hamileliğin oluşması ve devam etmesi için oldukça önemlidir.

  • Gebelik sürecinde vücudunuzun dirençli ve sağlıklı olması oldukça önemli bir faktördür. Gerekli vitaminlerin bulunması, eksiklik varsa takviyeler alınması gerekir. Düşük gebeliklere neden olan vitamin eksiklikleri ve kansızlık gibi bir durum söz konusu ise, hamile kalmaya karar vermeden önce sağlık kontrolü yaptırmalı ve takviyeler almalısınız.
  • Doğum kontrol ilaçlarını düzenli olarak kullanıyor ve artık gebe kalmak istiyorsanız, bu düşünceden önce ilaç kullanımını bırakmalısınız. Doğum kontrol haplarının etkisi sürdüğü için ve vücudunuz ilaçlara göre tepki verdiği için ilaçları zamanında bırakmalısınız.
  • Beslenme, hamilelik öncesi ve sonrası için oldukça önemlidir. Çok fazla kilolu olmak ya da zayıf olmak, düşük gebeliklere ya da hamile kalamamaya yol açabilir. Düzenli ve sağlıklı beslenmeli, bol bol su tüketmelisiniz.
  • Bu düşünceye girdiğinizde mutlaka kadın doğum uzmanınıza görünerek, vücudunuzun hamilelik sürecine hazır olup olmadığını sormalısınız. Folik asit takviyesi alınması gerekiyorsa almalı, doktorunuzun önerilerine önem vermelisiniz. Uzman görüşünden yardım almanız her zaman daha sağlıklı adımlar atmanızı sağlar.

Hamile kalmak istiyorsan yap ya da yapma!

Gebelik sürecine heyecanlı bir giriş yapmak ve hemen hamile kalabilmek için yapmanız gerekenler ve yapmamanız gerekenler var. 

Bunu Yap  Bunu Yapma 
Düzenli uyku uyuyarak stresten uzak kalmalısınız. Günlük yürüyüş ve bol oksijen alabileceğiniz aktiviteler yapmalısınız. Fazla yorgun ve stresli olmak hamilelik sürecine girmek için olumsuz faktörlerdir. Stresten uzak olmalı, hamile kalma düşüncesini olumsuz şekilde düşünmemelisiniz.
Düzenli ve sağlıklı beslenerek, gebelik öncesi vücudunuzu kuvvetlendirmelisiniz. Bu süreçte asla diyet yapmamalısınız. Sadece dengeli ve sağlıklı beslenmek yeterlidir.  Çok fazla kafein alıyorsanız, günlük içtiğiniz kahve miktarını azaltmalısınız. Sigara ve alkole bir süre ara vermelisiniz.
Sadece gerektiği zaman duş almalı, piyasada satılan özel bölge ürünlerini kullanmamalısınız. Vajinada oluşan ph hamile kalmak ve gerekli sıvı salgılanması için yeterlidir. Herhangi bir ürün kullanmak ve çok sık banyo yapmak ph dengesini bozar.

Sizin İçin 5 Kolay Hamile Kalmanın Yolları

Çocuk isteyen çiftlerin dikkat etmesi gereken önemli konular vardır. Cinsel olarak ya da üreme organlarını ilgilendiren bu önemli konuların uzman tavsiyelerini göz önünde bulundurarak uygulamak gerekiyor.

  • Adet döngüsü gebe kalmak için önemli

Düzenli yada düzensiz adet dönemi geçirmeniz, gebelik açısından önemli değildir. Yumurtalık kistleri gibi durumlar söz konusu değilse, uzmanlara göre adet düzensizliği sizin hamile kalmanıza engel bir durum değildir. Hamile kalmak istiyorsanız bu düzeni kayıt altına alarak yumurtlama zamanlarınızı hesaplamanız gerekir. 

Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte gelişen uygulamalar arasında sizin için yumurtlama takvimi oluşturabilen uygulamalar mevcut.

  • Yumurtlamanın hamile kalmak için önemi

Uzmanlara göre adet döneminizin başlama tarihinden önceki ilk üç gün ya da iki hafta öncesi, yumurtlama oranlarının yüksek olduğu dönemlerdir. Kadın doğum uzmanına danışarak bu dönemler hakkında bilgi alabilirsiniz. Gebelik için dişi yumurtalarının işlevsel olması şarttır. Erkek spermleri yumurtalarda beş güne kadar yaşayabilmektedir. Bu nedenle yumurtlama döneminiz oldukça önemlidir.

Tıpkı gebelik testleri gibi yumurtlama testleri yapmak için kitlerden yardım alabilirsiniz. Bu kitler gebelik testlerinde olduğu gibi şerit ve idrar damlatarak sonuç veriyor. Düzenli olarak yumurtlama döneminin geldiğini işaret edecek şeritleri görebilmek için, her gün yumurtlama testi yapabilirsiniz. Bunun için testi alarak eczanenizden daha fazla bilgi alabilirsiniz.

  • Cinsel ilişki yaşama sıklığı hamile kalmak için önemli

Halk arasında dolaşan ve uzmanlar tarafından kesin bir sonuç elde edilmemiş çok sayıda konu yer alabiliyor. Bu konulardan biri de; “cinsel ilişkiden sonra sırt üstü yatmanız ya da belinizin altına yastık koymanız, gebe kalma oranını artırır.” Fakat uzmanlara göre hamile kalmak isteyenlerin düzenli bir cinsel birliktelik hayatı yaşaması, gebelik olasılığını arttırır.

Özellikle yumurtlama döneminde iseniz düzenli olarak cinsel ilişki yaşamalısınız. Bunun nedeni spermlerin beş güne kadar vücutta kalmasıdır. Ne kadar sık yumurta sperm ilişkisi yaşanırsa ihtimaller o kadar artacak demektir.

  • Sperm ısılarını koruyun ve dengeli beslenin

Hamilelik süreci için iki kişinin de rolleri etkin ve eşittir. Erkeklerin sperm üretimleri ve sağlıklı yumurtalara sahip olması, gebelik sürecini hızlandırır. Eğer dar ve naylon iç çamaşırları giyiyorsanız, spermlerinizin etkisini düşürüyorsunuz demektir. Mutlaka bedeni sıkmayan ve hava aldıran giysiler tercih etmelisiniz.

Düzenli beslenmek vücudun vitamin alması ve güçlü olması için oldukça önemlidir. Kadınların bu dönemde diyet yapmaması ve ne çok zayıf ne de çok kilolu olmaması gerekiyor.  Aksi halde gebelikte düşükler gerçekleşmektedir.

  • Cinsel birleşim sırasında kullanılan kayganlaştırıcılar

Spermler oldukça hassas, soğuktan ve dış etkenlerden etkilenebilen yapıdadırlar. Mutlaka ortamları sıcak olmalı, kıyafetlerin içinde sıkışmamalıdırlar. 

Bir diğer konu ise cinsel birleşmeyi kolaylaştırma için kullanılan kayganlaştırıcılardır. İçerdikleri maddeler sperm miktarının düşmesine neden olduğu için, bebek düşünen çiftler için önerilmez. Kullanabileceğiniz doğal içerikli yağları uzmanınıza danışarak kullanabilirsiniz.

  • Bonus: bu vitaminlere dikkat!

Vücudunuzun sağlıklı ve vitaminlerinizin düşük olmaması gerektiğinden bahsetmiştik. Bu konuda önemli olan bazı vitaminlere dikkat etmekte fayda var. Doktorunuza danışarak, önerdiği vitaminleri gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz.

  • E ve D vitamini

Herkes için oldukça önemli olan bu iki vitamin, gebe kalmak için de oldukça önemlidir. Özellikle erkeklerde spermlerin güçlü olması E ve D vitaminlerinin ayrı bir önemi vardır.

  • Zinc

Vücuttaki hücrelerin yenilenmesi ve güçlü olması için Zinc büyük bir rol oynar.

  • Selenyum

Sperm sayısı ve testosteron artışı için mutlaka selenyum takviyesi almalısınız.

  • Folik asit

Folik asit, gebe kalmak isteyen kadınlara çoğu doktorun gebelikten önceki süreçte takviye olarak verdiği vitamindir. B vitamini türevlerinden olduğu için bu vitamini gıdalardan da alabilirsiniz. Doğumu kolaylaştırmak için mutlaka herkesin kullanması gereken folik asidi; fasulye, mercimek, ıspanak, portakal suyu, domates suyu gibi gıdalarda bulabilirsiniz.

Aileye yeni bir birey katılsın isteyen çiftlerin kolay hamile kalma yolları nelerdir? Sorusuna cevap verdik. Bu konuda ilk yapmanız gerekenler doktorunuzun tavsiyelerine uymak ve sağlıklı beslenmektir. Böylece kolay hamile kalabilir, sağlıklı bebekler dünyaya getirebilirsiniz. 

Nasıl Hamile Kalınır? Hamile Kalma Önerileri: https://www.bebek.com/hamile-nasil-kalinir/

]]>
https://www.bebek.com/kolay-hamile-kalmanin-yollari/feed/ 0
Kürtaj Sonrası Tekrar Ne Zaman Hamile Kalınabilir? https://www.bebek.com/kurtaj-sonrasi-tekrar-ne-zaman-hamile-kalinabilir/ https://www.bebek.com/kurtaj-sonrasi-tekrar-ne-zaman-hamile-kalinabilir/#respond Sun, 29 Nov 2020 10:00:53 +0000 https://www.bebek.com/?p=29424 Birçok nedenden dolayı hamilelik döneminizi sonlandırmak isteyebilirsiniz. Bu işlemi gerçekleştirmek için belli bir zaman geçmesi gerekir. Bu zaman, hamileliğin 10. haftasına kadar uygun görülür. Farklı durumlara bağlı olarak, kürtaj olmuş kadınların en çok merak ettiği şey kürtaj sonrası gebelik yaşayıp yaşayamayacakları konusudur. Kürtaj sonrası gebelik için, anne rahminin iyileşme gösterdiğinden emin olunması gerekir.

Aksi halde yaşayacakları gebelik, düşük gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu tarz olumsuz sonuçların önüne geçmek için doktorunuza başvurmalı ve gerekli önlemleri almalısınız. Öncelikle gebeliğin nasıl bir oluşum gösterdiği, hangi durumlarda kürtaja başvurmak gerektiği hakkında bilgi sahibi olmalıyız.

Gebelik Süreci ile İlgili Bilmeniz Gerekenler?

Bildiğimiz üzere biz insanlar, 46 adet kromozom barındırırız. Bunların 23 tanesi babanın sperm hücresinden, 23 tanesi ise annenin yumurta hücresinden gelir. 

Yumurtlama dönemi;

  • Kadınların yaşadığı adet döngüsü her ay yumurtlama dönemi olarak bilinir. 
  • Adet dönemi kadınlarda bulunan yumurta hücrelerinden birinin olgunlaşıp rahim tüplerine yerleşme sürecidir. 
  • Hamile kalmak isteyen kadınların adet ve sonrası dönemleri hesaplamaları gerekir.
  • Yumurtlama döneminde yumurta hücresi olgunlaştığı için döllenme olasılığının yüksek olduğu bir dönemdir. 

Kısaca gebelik süreci;

  • Kadında yumurtlama döneminde olgunlaşan yumurta hücresi yumurta kanalına atılır.  
  • Spermler, kadın rahminden “fallop tüpü” diye adlandırılan yumurta kanalında ilerlemeye başlar.
  • Erkek hücresi olan sperm, kadın hücresi olan yumurta hücresi ile yumurta kanalında karşılaşırsa döllenme gerçekleşir.
  • Döllenmiş yumurta yani “zigot” rahim duvarına yerleşir. Rahim duvarına tutunabilmeyi başarırsa gebelik gerçekleşmiş olur.  Rahim duvarına tutunma çabası 7 güne kadar devam edebilir. Bu aşamadan sonra annede gebelik hormonları salgılanmaya başlar. Bu hormonların tıptaki adı “beta HCG”dir.
  • Fetüs, bir bebek olup dünyaya gelene kadar; içi sıvı dolu, bebeğinizi koruyan esnek bir torba olan “amniyon kesesi” içerisinde gelişimini devam ettirir.

Hamilelik belirtileri;

  • Adet gecikmesi
  • Bulantı
  • Halsizlik
  • Sıcaklama
  • Şişkinlik
  • Kanama
  • Baş dönmesi
  • Aşerme
  • Koku hassasiyeti

Kürtaj Nedir? 

Kürtaj, “döl yatağını kazıyıp cenini alma işlemi” olarak tanımlanır. İstenmeyen gebelikleri önlemek için kullanılan cerrahi bir yöntemdir. Kürtaj istenmeyen ya da devam etmesi ciddi sağlık problemleri getirecek olan hamilelikler için yapılabilir. 

Hangi Durumlarda Kürtaj Yaptırılır?

Anne için risk taşıyan durumlarda; bebeğin kalbinin durması, kullanılan ilaçların anne ya da bebeğe zarar vermesi, düşük gibi durumlarda ve istenmeyen gebeliklerde kürtaj yapılır. 

Bazen düşük yapmış annede ya da daha önceden yaptırılan bir kürtaj işleminde, rahim içeride parça kalıntıları kalmış olabilir. Bu gibi durumlarda da kürtaj yapılmaktadır.

Kişi evli ise eşinin de onaylaması gereken bir işlem olup yasal olarak hamilelik sürecinin ilk 10 haftasında yapılabilir. Ülkemizde evli olmayan bireyler için gebelik sonlandırma 10. hafta ile sınırlıdır. Bu süre anne için gebeliği devam ettirmenin riskli olduğu her durumda esneklik gösterebilir.  

Kürtaj İşlemi Nasıl Gerçekleşir?

Kürtaj, rahmin kazınması yöntemi ile yapılan bir işlemdir. Bu yöntem eskiden beri çok kullanılmış olsa da beraberinde çok ciddi problemler de ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle son yıllarda tercih edilen kürtaj yöntemi, vakumlu kürtaj denilen bir yöntemdir. Bu yöntem rahmin kazınmasına oranla çok daha güvenilirdir. Rahimde vakum işlemi ile hücrelerin temiz bir şekilde alınması sağlanır. Bu tarz kürtaj işlemlerinde ağrı hissedildiği için anestezi yöntemleri kullanılmaktadır.

kurtaj-islemi-nasil-gerceklesir

Kürtajın Zararları Var mıdır?

Kürtaj sonrası hamilelik yaşamak isteyen kadınların merak ettiği önemli bir konu da kürtajın zararları olup olmadığı sorusudur. Uzmanlara göre kürtaj zarar veren bir işlem değildir. Bir önceki başlıklarımızda da bahsettiğimiz gibi kürtaj sonrası hamile kalmak için engelleyici bir durum yoktur. Fakat nadiren de olsa işlem sonrası ya da sırasında bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunlar en başta kişilerin ihmalkarlığı ya da cerrahi işlemlerden kaynaklı olabilir. Sorunu anlamak için öncesinde ultrason kontrollerinin yapılması şarttır. Olası problemler aşağıdaki gibi sıralanabilir. :

 

  • Enfeksiyon riski

 

Yapılan cerrahi işlemin hijyenik olmaması ya da kişinin işlemden sonra kişisel temizliğini sağlayamaması sonucu enfeksiyon kapma riski ortaya çıkabilir. 

 

  • Parça kalması

 

Kürtaj işleminden sonra rahim içinde parçaların kalması kanama ya da daha ciddi problemleri beraberinde getirebilir. 

 

  • Rahimde delinme

 

Kazıma işlemi sırasında işlem yapılan bölgenin zarar görmesi sonucu rahimde delinme ya da diğer bir ifadeyle rahimde yırtılma meydana gelebilir. 

Kürtajdan Sonra Hamile Kalınır mı?

Toplumda kimi zaman kürtaj olan kadınların tekrar gebelik yaşayamayacağı söylenir. Bu yanlış bilinen bir bilgidir. Kürtaj olan kadınlarda, adet görme kürtajdan haftalar sonra yeniden başlar. Kadının yeniden regl olması demek yeni yumurtaların olgunlaşması anlamına gelir. Bu nedenle kürtaj sonrası gebelik mümkündür. Yumurtaların çalışması ile birlikte kürtajdan 5-6 hafta sonra hamile kalabilirsiniz. 

Uzmanlara göre bahsedilen 5-6 haftalık süre yeniden gebe kalmak için pek sağlıklı değildir ve kürtaj sonrası hamile kalmak için 2-3 ay beklenmesi gerekir. Düşük riski ya da başka sağlık sorununuz yok ise kürtaj işleminden sonra da sağlıklı bir gebelik yaşayabilirsiniz.

Kürtajın cerrahi bir işlem olduğunu unutulmamalıdır. Hemen cinsel ilişki yaşamak enfeksiyon kapma bakımından da risklidir. Bu nedenle kürtaj sonrasında hem cerrahi bölgenin iyileşmesi hem de adet görme ile rahmin yenilenip temizlenmesi için yeteri kadar beklenmelidir.

Kürtaj Sonrası Nasıl Sağlıklı Bir Şekilde Hamile Kalırım?

Var olan bir gebeliği cerrahi bir operasyonla sonlandırdıktan sonra yeniden gebe kalmanız elbette mümkün. Ancak yeni gebeliğinizin sorunsuz olması için aşağıdaki hususlarda dikkatli olmak gerekir. 

 

  • Kilo

 

Obeziteye kadar giden kilo sorunlarında ve aşırı zayıf olma durumlarında hamileliğiniz olumsuz etkilenir. Bu nedenle yeniden gebe kalmak istiyorsanız kilonuzun normal değerler aralığında kalmasına dikkat etmelisiniz. 

 

  • Alkol

 

Alkol üreme sistemini olumsuz etkiler bu nedenle kesinlikle uzak durmalısınız. 

 

  • Sigara

 

İçeriğinde bulunan nikotin yumurtalıklarda tutunma güçlüğüne yol açabilir. Bu nedenle yeniden gebe kalmak istiyorsanız sigaradan uzak durmak yararınıza olacaktır.

 

  • Stres

 

Hamile kalmak isteyen kişiler için psikoloji çok önemlidir. Çiftlerin stres altında olması gebeliği sağlayan hormonların da çalışmasını olumsuz etkileyeceği için stres faktörleri mutlaka ortadan kaldırılmalıdır

 

  • Kan değerleri

 

Kan değerlerinin düşük olması durumunda gebelik için gerekli vitamin ve değerler sağlanmaz.Özellikle zayıf insanların vitaminsizlik nedeni ile kan değerlerinde düşme görülebilir.

 

  • Düzenli ilişki

 

Eşleri ile düzenli cinsel hayat yaşayan kadınlarda hamile kalma oranı yüksektir. Bu sebeple partnerinizle düzenli ilişkiye girmeniz önemlidir. 

 

  • Egzersiz

 

Çoğumuzun her gün yaptığı spor ve egzersizlerin faydası saymakla bitmez. Vücudun genel sağlığının yanında üreme sistemi sağlığı için de oldukça faydalıdır. ANcak her şeyin fazlası gibi egzersizin de fazla ve ağır olanı olumsuz etkiler ortaya çıkarır. Bu sebeple gebe kalmak için kürtaj sonrası çok uzun süreli ve yorucu egzersizler yapmaktan kaçınmak gerekir. 

Bütün bu maddeler hamile kalmak isteyen kadınlar için önemlidir. Toplumda dilden dile dolaşmış yanlış bilgileri bir kenara bırakmakta fayda var. Özellikle kürtaj sonrası hamile kalınmaz gibi düşünceler sizi strese sokmasın. 

Kürtaj işlemi yapıldıktan en az 1 ay sonra sağlık durumunuzu değerlendirerek hamileliğe hazır hissedebilirsiniz. İyileşme gösteren rahiminiz size daha sağlıklı bir gebelik sunar. Aksi halde bahsetmiş olduğumuz kürtaj sonrası olumsuz etkileri yaşayabilirsiniz. 

Hamilelik için bir problem teşkil etmeyen kürtaj, günümüzde hemen hemen hiç tehlike içermeyen bir işlemdir. Ne size ne hamile kalmanıza engel olacak durumlar yaratmaz. Stresten uzak, beslenmenize dikkat ettiğiniz sürece bir bebek sahibi olabilirsiniz. Her zaman her konuda uzmanlara başvurmanızı önerdiğimiz gibi kürtaj sonrası gebelik için de bunu yapmanızda fayda var.

 

“Kürtaj Hakkında Tüm Detaylar!” Konulu yazımızı okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.

Kürtaj Hakkında Tüm Detaylar!: https://www.bebek.com/kurtaj-hakkinda-tum-detaylar/

]]>
https://www.bebek.com/kurtaj-sonrasi-tekrar-ne-zaman-hamile-kalinabilir/feed/ 0