Hamilelik – Bebek.com https://www.bebek.com Hamilelik, Bebek, Çocuk ve Anne Sağlığı Fri, 05 Apr 2024 13:31:50 +0000 tr hourly 1 https://www.bebek.com/wp-content/uploads/2022/12/cropped-cropped-bebek-favicon-192x192-1-32x32.png Hamilelik – Bebek.com https://www.bebek.com 32 32 Bayramda Hamileler Nasıl Beslenmeli? https://www.bebek.com/bayramda-hamileler-nasil-beslenmeli/ https://www.bebek.com/bayramda-hamileler-nasil-beslenmeli/#respond Wed, 03 Apr 2024 13:32:02 +0000 https://www.bebek.com/?p=13877 Bayramda Hamileler Nasıl Beslenmeli?

Merhaba sevgili anne adayları, bugün farklı bir konu ile birlikteyiz, umarım ay ay gebelikte beslenme makalelerim sizler için faydalı olmuştur.

Bayramın yaklaştığı şu günlerde gebeler için beslenme alarmı çalmaya başladı. Bayramda anne adayları nasıl beslenmesi gerektiğini, nelere dikkat etmesi gerektiğini, ne yemesi, ne yememesi gerektiğini merak ediyor.

Tüm bu soruların cevapları için makaleyi okumaya devam edin! 🙂

Bayramda Gebeler Ne Yemeli Ne Yememeli?

Bayramda sağlıklı beslenmek ve huzurlu bir bayram geçirmek adına birkaç öneride bulunacağım.

Öncelikle güne bir bardak su ile başlamanızı istiyorum. Daha sonra güzel bir kahvaltı ile kendinizi şımartabilirsiniz.

Bayram İçin Kahvaltı Önerileri;

Bayram sabahı normal bir kahvaltı ile güne başlayabilirsiniz. Kahvaltınızda peynir, zeytin, tam tahıllı ekmek, bol yeşil yapraklı sebzeler, domates, salatalık yer alabilir. Ben kahvaltının mutluluk ile bir ilgisi olmalı diyerek sizler için aşağıdaki kahvaltı alternatiflerini hazırladım.

1. Alternatif

Yulaflı Sabah 🙂

4 yemek kaşığı yulaf

1 su bardağı süt/yoğurt

1 meyve + 2 tam ceviz

2. Alternatif

Avakadolu Sabah 🙂

2 ince tam tahıllı ekmek

Yarım avokado

2 dilim beyaz peynir

Avakado ve beyaz peyniri çatal ile ezip ekmeğinizin üzerine sürebilirsiniz.

3. Alternatif

Smoothie Bowl ile Sabah 🙂 

Mevsim meyveleri ve yoğurt ile hazırlanmış sizi mutlu edecek bir kahvaltı ile güne başlamak hem size hem gebelik hormonlarınıza iyi gelecektir 🙂

Bayramda gün içerisindeki ara öğünlerde ne tükettiğimiz çok önemlidir. Kan şekerini dengelemek adına. Gün içerisinde tükettiğimiz baklava gibi boş enerji kaynaklarının herhangi bir sorun yaratmaması için gün içerisinde antioksidan ve posa alımını artırmak gerekir.

Bu da demek oluyor ki; meyve ve sebzeyi bu dönemde daha çok artırmalıyız. 

Bayramdaki basit şeker kaynağı olan, size sadece boş enerji sağlayan tatlıyı reddetmek, misafirlikte ikram edilen tatlılara hayır demek zor ama sonrasında pişmanlık yaşamamak ve üzülmemek adına bu tür tatlılardan uzak durmanızı öneririm.

Bayramda Hamileler Nasıl Beslenmeli?

Ne tükettiğimizin farkında olalım. İşte bayramlarda ikram edilen tatlıların kalorileri…

İki dilim baklavadan aldığımız kaloriyi yakmak için dört saat durmadan ev işleri yapmak gerekiyor veya bir buçuk saat ip atlamak..

Kan şekerinde oynamalar meydana gelmemesi adına yanınızda kolaylıkla taşıyabileceğiniz bir mevsim meyvesini ara öğün olarak tüketebilirsiniz. Meyvenin yanında süt/yoğurt/kefir tüketebilirsiniz.

Sizin de bildiğiniz üzere gebelik döneminde kahve tüketimini kafein içeriği sebebiyle önermiyoruz. Siyah çay, anne adayında çarpıntıya yol açabiliyor ve kansızlık problemini tetikleyebiliyor.

Gazlı içecekler ise tansiyon oynamalarına sebebiyet verebiliyor. Misafirlikte ikram edilen gazlı içeceklerden, çay ve kahveden kola ve benzeri içeceklerden uzak durmanızı öneririm.

Özellikte bayramda yolculuğa çıkacaksanız ödem problemini en aza indirmek adına bol bol su içmelisiniz. Gün içerisinde 2.5-3 litre su içmeye gayret edin.

Sıvı tüketimi sizi ayrıca; idrar yolu enfeksiyonları, erken doğum, solunum yolu enfeksiyonları, kabızlık, ishal gibi pek çok problemden korur.

Gebelik döneminde sıvı alımı hem anne sağlığı hem de bebek sağlığı için çok önemlidir. Gebelik döneminde tüketilebilecek en uygun sıvıları öğrenmek için tıklayabilirsiniz.

Baklava Yerine Sütlü Tatlı Veya Dondurma

Gebelik döneminde kilo kontrolü çok önemlidir.

Gebelik döneminde kaç kilo almanız gerektiğini merak ediyorsanız 1. ay gebelikte beslenme makalemizi ziyaret edebilirsiniz.

Gebelik döneminde fazla kilo alımından kaçınılmalı, ideal vücut ağırlığı korunmalıdır. Bu sebeple bayramlarda misafirlikte ikram edilen veya tatile gidecekseniz tatilde yer alan baklava, çikolata, pasta ve her türlü şerbetli tatlılardan uzak durmanızı öneririm.

Gebelik döneminde bu tür basit şeker içeren besinler kan şekerinizin çok hızlı yükselmesine sebep olacaktır. Ayrıca bu tür besinler gebelik döneminde gaz, hazımsızlık, mide bulantısı gibi problemlere de yol açabilmektedir.

Bu tür besinler yerine evde yapılmış az şekerli midenizi yormayacak bir sütlü tatlı veya 1-2 top bitter/sade dondurmayı tercih edebilirsiniz.

Umarım bu makale ile sizlere dokunabilmiş ve aklınıza takılan tüm sorulara ilaç olabilmişimdir.

İyi bayramlar 🙂

Diyetisyen Beyza Uyan

instagram: https://www.instagram.com/dytbeyzauyan/

]]>
https://www.bebek.com/bayramda-hamileler-nasil-beslenmeli/feed/ 0
Genetiğin Gebelikteki Rolü https://www.bebek.com/genetigin-gebelikteki-rolu/ https://www.bebek.com/genetigin-gebelikteki-rolu/#respond Tue, 19 Mar 2024 14:49:47 +0000 https://www.bebek.com/?p=80811 Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Yayla, genetiğin gebelikteki rolü ile ilgili sorularınızı yanıtladı.

Gebelik sürecinde genetik faktörlerin ne kadar önemli olduğunu söyleyebilir misiniz?

Kromozom ve genlerimiz ile bunların alt birimleri genetik özelliklerimizi belirlerler. Organlarımızı oluşturan yapı taşlarımızın dizilişleri, fonksiyonları, becerilerimiz, hastalıklarımız bu özelliklerimizde gizlidir. Gebelikte bu faktörlerde oluşacak bir sapma özellikle çocukluk çağında görülen hastalıkların ve hatta kayıpların temelinde rol oynar, hayat boyu sürecek sorunların başlangıcı da olabilir.

Anne ve babanın genetik geçmişi, bebekte hangi tür sağlık risklerini etkileyebilir?

Gebelik ürünü oluşurken genetik yapılar önce iki eşit parçaya ayrılır, daha sonra karşı cinsten gelen diğer bir parça ile birleşir ve yeni bir bireyi oluşturur. Böylece anne ve babanın birçok özelliği bazan aynı şekilde, bazan biraz veya tamamen değişerek evlatlarına geçer. Ebeveynlerde önceden kalıtılmış genetik sapmalar da bu yolu izler. Özellikle karşılıklı benzer çekinik gen sorunu olan sağlıklı anne babalar sağlıksız çocuklar dünyaya getirebilirler.

Hangi genetik testler gebelik öncesinde veya gebelik sırasında önerilmektedir?

Genetik hastalıkların büyük çoğunluğu genlerimizin değişik birçok etken ile etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Tek gen hastalıkları ve ana kromozomları ilgilendirenler ise daha nadirdir. Ailede bu tür bilinen bir hastalık yoksa gebelik öncesinde spinal müsküler atrofi (SMA), Kistik Fibroz, Frajil X ve Talasemi taramalarının yapılması hem toplumumuza uygun hem de ekonomik bir yöntemdir. Bunların bir kısmı evlilik öncesinde zaten yasal olarak istenmektedir. Gebelikte ise aile isteği ön planda tutularak en sık rastlanan kromozom bozukluklarından olan trisomiler (13-18-21), seks kromozom sayısal sapmaları taranabilmektedir. Çok etkin olmamakla birlikte diğer kromozomlara yönelik taramalar ve bazı nadir hastalık taramaları da bunlara eklenebilmektedir.

Ailede genetik bir hastalık öyküsü varsa, bu durumda hangi önlemler alınmalıdır?

Öncelikle o ailenin soy ağacı çıkartılmalı ve riskli olabilecek aile-kişi birliktelikleri ortaya konmalıdır. Daha sonra prenatal-genetik danışmanlık verilmelidir.

Anne yaşı ve gebelik sonucu arasındaki genetik ilişki nedir?

Anne yaşı arttıkça kromozom sayı anormalliği oranı de artar. Ancak tek gen hastalıklarının oranı bütün yaşlarda sabittir ve kromozom sayı sapmalarından daha sıktır.

 

Genetik test sonuçlarının olumlu veya olumsuz olması durumunda aileye nasıl destek sağlanabilir?

Taramalar olumsuz sonuçlandığında tanısal testlere geçilmelidir. Tanısal testler yanlış pozitif taramalardan aileleri korur. Gerçek pozitif olgularda ise ailelere tedavi veya gebelik sonlandırma şansı tanınmış olur.

Genetik danışmanlık hizmetleri, gebelik sürecinde anne ve aileye nasıl yardımcı olabilir?

Genetik ve prenatal danışmanlık verilirken hangi testlerin ne zaman ve ne şekilde yapılması gerektiği, başarı oranları ve maliyetleri aileye bildirilmelidir. Bazı testler ancak gebelikte yapılabilirken, bazıları tüp bebek aşamasında gerçekleştirilebilir. Böylece gebeliğin ortasında oluşabilecek bir gebelik tahliyesi işleminden korunulmuş olur.

Gebelik sırasında genetik risklerin değerlendirilmesinde kullanılan yeni teknolojiler hakkında bilgi verir misiniz?

On yıl öncesine kadar kromozomlar ve bazı tek gen hastalıkları hakkında bilgi sahibi olabilirken günümüzde bunlara dizileme ve egzom analizleri de eklenmiş ve birçok nadir hastalığın genetiği çözülmüştür.

Çevresel faktörler ile genetik faktörler arasındaki ilişkiyi açıklayabilir misiniz?

Olumsuz çevre şartları (radyasyon, ilaçlar, madde kirlilikleri, enfeksiyonlar doğrudan genetik yapımızı bozarak bunları sonraki kuşaklara aktarmamıza sebep olabilir veya aynı etkenler eşey hücrelerin kromozomlarına birleşme ve bölünme safhalarında benzer etkiler yaratarak genetik sorunlara yol açabilirler.

Gebelikte genetik danışmanlık hizmetlerinin önemi nedir ve hangi durumlarda başvurulmalıdır?

Aile bireylerinde açıklanmış veya açıklanmamış bir hastalık, engel durumu varsa yeni gebelikler oluşturulmadan bu hizmet alınmalıdır. Bunlardan herhangi biri olmasa bile toplumsal benzer doğal risklerin ne kadar olduğu, bunların hangi testler ile anlaşılabileceği sorgulanmalı ve talep edilmelidir.

Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Yayla

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Hamilelik Öncesi Genetik Test – https://www.bebek.com/hamilelik-oncesi-genetik-test/

]]>
https://www.bebek.com/genetigin-gebelikteki-rolu/feed/ 0
Hamilelikte Boğaz Ağrısı ve Çözüm Önerileri https://www.bebek.com/hamilelikte-bogaz-agrisi-ve-cozum-onerileri/ https://www.bebek.com/hamilelikte-bogaz-agrisi-ve-cozum-onerileri/#respond Mon, 18 Mar 2024 11:47:17 +0000 https://www.bebek.com/?p=80803 Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kulak Burun Boğaz Doktoru Doç. Dr. Denizhan Dizdar, hamilelikte boğaz ağrısı ilgili sorularınızı yanıtladı.

Hamilelik sırasında boğaz ağrısına ne gibi doğal çözümler önerirsiniz?

Hamilelikte boğaz ağrısını doğal yollarla geçirebilmek için bol sıvı tüketilmesi, uygun miktarda ıhlamur, ılık ballı süt tüketilmesi önerilir. Çay kahve, acılı, baharatlı ve yağlı yiyecekler kısıtlanmalıdır.

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için hangi bitki çayları veya infüzyonlar güvenlidir?

Hamilelerin her bitki çayını içmeleri uygun olmayabilir. Günde 2 bardağı aşmayacak ılık ballı ıhlamur veya ılık ballı süt boğazı rahatlatacaktır. Ayrıca nane ve portakal çayı da aşırıya kaçmamak şartı ile tüketilebilir.

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için hangi besinler veya içecekler önerilir?

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için ılık, yumuşak yiyeceklere öncelik verilmeli ve bol sıvı tüketilmelidir.

Hamilelikte boğaz ağrısı için doğal ilaçların kullanımı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Hamilelikte alınan her ilacın mutlaka doktor kontrolünde olması gerekmektedir. Doğal bitkisel boğaz spreyleri ve damlalar doktor kontrolünde olduğu sürece güvenlidir.

Hamilelikte boğaz spreyleri veya pastiller gibi harici ürünlerin güvenli olup olmadığı konusunda bilgi verebilir misiniz?

Hamilelikte boğaz ağrısı için ilaç özelliği olan boğaz spreyleri ve pastillerin kullanımında dikkatli olmakta fayda var. Özellikle hamileliğin ilk 3 ayında kullanılan her ilaç bebeği etkileyebileceği için doktorunuzun bilgisi olmadan sprey veya pastil kullanımını önermiyoruz.

 

Hamilelik sırasında boğaz ağrısı için ev yapımı gargara veya solüsyonlar kullanılabilir mi?

Hamilelikte boğaz ağrısı için ev yapımı gargara kullanılabilir, bir su bardağı ılık suya 1 çay kaşığı elma sirkesi boğazı rahatlatacaktır. Ayrıca limonlu naneli su ile de gargara yapılabilir.

Hamilelikte boğaz ağrısını hafifletmek için hangi nefes alma ve gevşeme teknikleri önerilir?

Boğaz ağrısının azaltmanın en etkili yolu nefesi burundan almaktır, nefes burundan alındığında uygun nem ve ısıya getirilecek ayrıca olası mikroplardan temizlenecektir. Ağızdan nefes almak genel olarak önermediğimiz bir alışkanlık. Burundan nefes egzersizleri ve meditasyon boğaz ağrısına iyi gelecektir.

Hamilelik sırasında boğaz ağrısı için güvenli olan aroma terapi veya uçucu yağlar nelerdir?

Hamilelikte boğaz ağrısı için okaliptüs yağı ile inhalasyon tedavisi uygulanabilir.

Hamilelikte boğaz ağrısı için gargaralar ve gargara solüsyonlarının hazırlanması ve kullanılması konusunda önerileriniz nelerdir?

Hamilelikte boğaz ağrısı için hazırlayabileceğiniz en pratik tarif; 1 bardak ılık suya, 1 çay kaşığı sirke karıştırıp üzerine yarım limon sıkarak hazırlayacağınız gargarayı günde 4-6 kere yapabilirsiniz.

Hamilelikte boğaz ağrısı belirtilerinin ciddiye alınması gereken durumlar nelerdir ve bir uzmana başvurmayı gerektiren belirtiler neler olabilir?

Hamilelikte boğaz ağrısı eğer 5 günü aşıyor ise daha da önemlisi ateş eşlik ediyorsa ( 37.5 dereceden yüksek ateş) mutlaka bir KBB uzmanına görünmekte fayda var. Düşmeyen ateş bebek için risk faktörüdür, gerekirse hamilelikte kullanıma uygun antibiyotikler önerilebilir.

Acıbadem Dr. Şinasi Can Hastanesi Kulak Burun Boğaz Doktoru Doç. Dr. Denizhan Dizdar

Bu yazımıza da göz atmayı unutmayın!

Hamilelikte Grip ve Soğuk Algınlığı – https://www.bebek.com/hamilelikte-grip-ve-soguk-alginligi/

]]>
https://www.bebek.com/hamilelikte-bogaz-agrisi-ve-cozum-onerileri/feed/ 0
Renkli Ultrason Hakkında Tüm Merak Ettikleriniz https://www.bebek.com/renkli-ultrason/ https://www.bebek.com/renkli-ultrason/#respond Thu, 29 Feb 2024 12:09:17 +0000 https://www.bebek.com/?p=80672 Renkli ultrason ne zaman ve neden kullanılır?

Halk arasında “renkli ultrason” olarak bilinen detaylı ultrasonografi bebeğe, eşine, göbek kordonuna ve bebeği çevreleyen yapılara ait anormalliklerin doğumdan önce tanınması amacıyla yapılır.

Renkli ultrasonun geleneksel ultrason ile farkı nedir?


Geleneksel ultrason, bebeğin büyüklüğü, su miktarı, kalp atışı, eşinin yeri gibi sadece temel bilgiler sağlarken, renkli (detaylı) ultrasonda bebeğe ait tüm yapılar (göz merceğinden kalp kapakçıklarına kadar) değerlendirilir.

Renkli ultrason hangi durumlarda tercih edilir?


Renkli (detaylı) ultrason tüm gebelere rutin olarak yapılmalıdır. Genel ultrasonda bebeğin organları ve eşine dair kuşkulu bulgular saptanması durumunda tekrar edilmelidir.

Bebeğin sağlık durumunu değerlendirmek için renkli ultrason hangi bilgileri sağlar?


Bebeğin büyümesi, organlarının oluşumunun sağlıklı olup olmadığı, eşinin yapısı ve yerleşimi, rahim ağzı ve bebeği besleyen damarların yapısı ve işlevleri değerlendirilir.

Renkli ultrasonun riskleri var mıdır? Bebeğe veya anneye zarar verebilir mi?


Uygulanan enerji bebek ve anne için son derece güvenlidir ve bilinen bir zararı yoktur. Özellikle çoğul gebelikler ve zayıf annelerde işlemin uzaması durumunda tansiyon düşüklüğü görülebilir.

Renkli ultrason kaçıncı haftadan itibaren yapılabilir?


İdeal olarak 12-13 haftalar arası erken detaylı ultrason, 19-22 haftalar arası ikinci üç ay detaylı ultrasonları yapılmalıdır.

Renkli ultrason sırasında nelere dikkat edilmelidir?


Tok karnına ve yeteri kadar sıvı almış olmak tansiyon düşüklüğünü önlemesi açısından faydalı olabilir. İdrara sıkışmış olmak şart değildir.  Sert ve büyük tokalı kemerler, göbek bölgesindeki piercingler mümkünse çıkarılmalıdır. Bebeğe ait en erken ultrason resimleri ve varsa genetik tarama testlerinin hastaneye getirilmesi hekime önemli bilgiler sağlayabilir.

Yapan hekim için yüksek düzeyde odaklanma gerektirdiğinden dolayı muayene ortamının sessiz ve sakin olması gerekir. Organlar bir sistem dahilinde değerlendirileceği için, akışı bozmamak adına soruların ultrason sonrasına ertelenmesi uygun olur.

Değerlendirme bebeğin pozisyonunun uygun olmadığı durumlarda birkaç seans alabileceği için muayenenin dar bir zamana sıkıştırılmamış olması önemlidir.

Detaylı (renkli) ultrasonda amaç bebeğin ebeveyn adayları ve akrabalar tarafından görülmesi değil, doktor tarafından detaylı şekilde değerlendirilmesidir. Bu nedenle muayene başında ve süresince bebeği renkli görmek” arzusu ve baskısı operatörün dikkatini dağıtabilir. Bu gibi talepleri “bebeğimiz sağlıklı görünüyor”  müjdesinin sonrasında dillendirmek daha uygun olacaktır.

Genel olarak detaylı ultrason incelemelerinin %2’sinde ciddi bir anomali ile karşılaşılır. Bu ihtimalin ebeveyn adayları tarafından akılda tutulması, bu olasılığa hazır olunması, bu bulgunun paylaşılmasının istenmeyeceği yakınların muayeneye getirilmemesi uygun olur. Örneğin kaygı düzeyi yüksek, kalp hastası bir büyükannenin renkli ultrasona davet edilmesi üzücü olduğu kadar tehlikeli sonuçlar da doğurabilir.

Renkli ultrason sonuçları ne zaman alınır ve nasıl yorumlanır?


İşlem biter bitmez dakikalar içerisinde aileye sonuçlar yazılı olarak verilir, bulgular anlatılır ve varsa sorular hekim tarafından cevaplanır. Anormal bulgular saptanması durumunda başka branş hekimlerinin de katılımlarıyla yeniden değerlendirme ve bilgilendirme süreçleri yürütülebilir.

Renkli ultrason yapıldıktan sonra ek testlere ihtiyaç duyulabilir mi?


Renkli ultrasonda saptanan anormalliklerin sebep ve sonuçlarının netleştirilmesi için genetik testler, invaziv tanı testleri (koryon villus biyopsisi, amniosentez, kordosentez), infeksiyon testleri, kan uyuşmazlığı testleri gibi çok sayıda test istenebilir.

Renkli ultrason sırasında ebeveynlerin görebileceği şeyler nelerdir? Bebeğin cinsiyeti gibi bilgilere ulaşılabilir mi?


Bebeğin cinsiyeti renkli ultrasonun rutin bir parçasıdır ve aile ile paylaşılır. Kalp atışları renkli ve sesli olarak gözlemlenir. Bebeğin anne karnı içerisindeki duruşu görülür. Bebeğin pozisyonunun iyi olması durumunda bebeğin yüzünün renkli (4D) görüntüleri muayenenin sonunda aileye de gösterilir. Dijital ve basılı çıktılar rapora eklenir.

Prof. Dr. Mehmet Serdar Kütük

Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

]]>
https://www.bebek.com/renkli-ultrason/feed/ 0
Gebelikte Ruhsal Değişimler https://www.bebek.com/gebelikte-ruhsal-degisimler/ https://www.bebek.com/gebelikte-ruhsal-degisimler/#respond Fri, 23 Feb 2024 08:29:45 +0000 https://www.bebek.com/?p=80629 Hamilelik Sırasında Ruh Hali değişimleri Neden Meydana Gelir?

Hamilelik sürecinde değişen hormonal sistem ruh hali değişimlerine yol açabiliyor, bu durum doğaldır. Tüm hamilelik boyunca yaşanabilecek duygu değişimleri özellikle ilk 3 aylık dönemde anne olacağı bilgisiyle yeni bir dönemin başlangıcı olması dolayısıyla düşüncelerde yoğunluk kaygı, mutluluk gibi karmaşık duygular birlikte yaşanabilir.

Ruh Halindeki Değişimler Hamilelik Süresince Nasıl Değişebilir?

Hamilelik hormonlarının salgılanması arttıkça yoğun duygulanımlar, olaylar karşısında hassasiyet, kolay üzülme, ağlama, huzursuzluk yaşanabilir. Bu süreçte anne olmaya hazırlanan gebenin sevinç, heyecan, merak , mutluluk gibi coşkulu duygularda da taşma yaşanabilmektedir.

Hamilelikte Duygusal Dalgalanmalar Ne Kadar Yaygındır?

Duyguların yoğunluğu ve dalgalanmalar her gebeye göre değişkenlik gösterebilir. Gebelikteki hormonal değişimlerle ortaya çıkan duygusal dalgalanmalar oldukça sık görülmektedir. Ancak her gebe kendi koşulları, baş etme kaynaklarındaki çeşitlilik, destek kanalları etkisiyle bu dalgalanmaları sert veya yumuşak hissedilir değişebilir.

Ruh Halindeki Değişimler Anne ya da Bebek için Endişe Verici mi?

Ruh halindeki değişimler çok uçlarda yaşanıyor ve kişinin kendisine/çevresine/ilişkilerine zarar veren bozucu etkideyse durumu yönetebilmek için adımlar daha öncelikli atılmalıdır. Arada bir olan ruh halindeki değişimler annenin ve bebeğin sinir sistemi tarafından tolere edilebilirsen yoğun ve kronik hale gelmesi endişe verici olabilir.

Hamilelik Sırasında Ruh Halindeki Ani Değişimler Normal midir?

Hamilelik sürecinde hayatın düzeni stabilken ani ruh hali değişimleri belirli düzeyde hormonların etkisiyle normal kabul edilebilir. Gebenin hayatında zorlu yaşam olayları yaşanmışsa bunların daha sert geçişlere neden olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Zorlayıcı ve yönetilemeyen duygusal değişimler yaşanıyorsa profesyonel desteğe başvurulmalıdır.

Eş ile Olan İlişkide Hamilelik Sırasında Yaşanan Ruh Hali Değişiklikleri Normal midir?

Eş ilişkisinde destekleyici tutum oldukça öne çıkmaktadır. Beklentiler ve empatiyle karşılanan duygusal ihtiyaçlar ilişkilerdeki değişikliklerin sebeplerindendir. Eşler arasındaki ilişki hamilelik sürecinde duygusal değişimleri azaltıcı veya arttırıcı etkide rol oynar. Gebe desteklendiğini, sevildiğini hissettiği bir güven ilişkisi içerisindeyse paylaşımlarıyla bu değişimler oldukça az ve/veya yönetilebilmesi kolay yaşanabilir.

Hamilelikte Ruh Halindeki Dalgalanmaların Yönetilmesi için Öneriler Nelerdir?

Ruhsal dalgalanmaların yönetiminin kolaylaşması için, gebenin kendi fiziksel ve psikolojik sağlığını önceliklendirmesi gerekir.
Beslenme, uyku, dinlenme gibi ihtiyaçlarını karşılamak stres yükünü azaltır. Eş ve sosyal çevre desteğinin eksik bırakılmaması çok önemlidir. Hangi faktörlerin duygu değişimlerine neden olduğu farkındalığı geliştirerek gerekli düzenlemeler yapılabilir, çözüm yolları güçlendirilebilir.

Hamilelik Sırasında Depresyon veya Anksiyete Belirtileriyle Nasıl Başa Çıkabilir?

Depresyon ve anksiyete belirtileri hamilelik sırasında da yaşanabilir. Geçmiş yaşantılar tetiklenebilir, gebelik ve sonrası süreçle ilgili bu duygu durumu yaşanabilir. Sorunun kaynağına, zorlayıcı durumları fark etmek değişim adına kolaylık sağlayabilir. İyi gelen şeyler denenmeli, seçenekler çoğaltılmalıdır. Açık hava yürüyüşleri, spor, sosyalleşme, nefes -gevşeme egzersizleri, yoga gibi aktiviteler yaşamınıza eklenebilir. Kaygı ve depresyon belirtilerine neden olan düşünceler, temel kaynaklar üzerinde psikoterapi süreci alması kişinin bu dönemi daha rahat geçirmesi için destekleyici olacaktır.

Hamilelikte Ruh Halindeki Değişimlerin Fiziksel Sağlık Üzerinde Etkisi Olabilir mi?

Ruh halindeki değişimler fiziksel olarak bedensel ağrılara, mide, bağırsak problemlerine neden olabileceği gibi beneğin fiziksel gelişiminde de olumsuzluklara neden olabilir.

Ruh Halindeki Değişimler Bebeğim Üzerinde bir Etkiye Sahip Olabilir mi?

Annenin salgıladığı hormonlar tıpkı yediklerinden beslenmesi gibi bebeğe geçmektedir. Ruh hali değişimlerinde bebeği etkileyen uzun süreli kaygı, üzüntü, öfke gibi duyguların yoğunluğuna sürekli maruz kalması olabilecektir. Kısa süreli stres, duygusal değişimlerden olabilecek etki kronikleşen durumlarda daha fazla söz konusudur.

Ebru Özkurt Topcu
Klinik Psikolog
Aile ve Çift Terapisti
Doğuma Hazırlık Eğitmeni

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-ruhsal-degisimler/feed/ 0
Geç Gebelik Hakkında Her Şey https://www.bebek.com/gec-gebelik/ https://www.bebek.com/gec-gebelik/#respond Wed, 21 Feb 2024 13:53:04 +0000 https://www.bebek.com/?p=80624 Doğurganlık 30’lu yaşların başında (yaklaşık 32 yaş) önemli ölçüde azalmaya başlar, birkaç yıl sonra daha hızlı bir düşüş (yaklaşık 37 yaş) olur. Doğurganlıktaki bu düşüş muhtemelen çok faktörlüdür. Kadınlar sabit sayıda oositle doğarlar ve bu sayı yaşla birlikte azalır ve oositlerin kalitesi de yaşla birlikte düşer, çünkü mayoz hataları yaş arttıkça daha sık görülür, azalmış yumurtalık rezervi aynı yaştaki kadınlara kıyasla düzenli adet gören ancak doğurganlığı azalmış veya yumurtalık uyarısına azalmış yanıt veren üreme çağındaki bir kadını ifade eder.

Doğurganlık testleri, folikül uyarıcı hormon, anti-müllerian hormon, antral folikül sayımı, Inhibin ve klomifen sitrat yükleme testinin değerlendirilmesini içerebilir.

Doğurganlık değerlendirmesinin zamanlaması toplumun kurallarına uygun olarak, 35 yaş ve üzeri kadınlarda gebe kalma girişiminden altı ay sonra değerlendirmesi başlatılmasını ve 40 yaş ve üzerinde girişimde bulunanlar için hızlı bir değerlendirme yapılması tavsiye edilmektedir.

Yaş gruplarına göre bakıldığında çoğu ülkede doğum oranlarında bir düşüş rapor edilse de genel olarak ileri anne yaşı grubunda doğum sayılarında artış izlenmektedir. İleri anne yaşının genel bir tanımı olmamakla birlikte araştırmalar 40 yaş üzerini hedef almaktadır.

Çocuk doğurmayı geciktiren hastalar, ektopik gebelik, spontan düşük, fetal kromozomal anormallikler, bazı konjenital anomaliler, plasenta previa, gestasyonel diyabet, preeklampsi ve sezaryen doğum gibi gebelik komplikasyonları açısından yüksek risk altındadır. Bu tür komplikasyonlar da erken doğuma yol açabilir.

Kadınların çoğunun iyi hamilelik sonuçlarına sahip olduğunu ve hamileliğin fiziksel ve duygusal stresiyle başa çıkabildiklerini göstermektedir.

Gecikmiş çocuk doğurmanın faydaları arasında ileri yaş çiftlerin, genç oldukları zamana göre duygusal açıdan daha olgun ve mali açıdan daha istikrarlı olma eğiliminde olmaları yer alır.

İleri annelik yaşlarında doğumların artması, 35-45 yaş arası kadın nüfusunun artmasının yanı sıra daha geç evlilik, ikinci evlilik, daha iyi doğum kontrol seçeneklerinin bulunması ve daha ileri eğitim ve kariyer gelişimi için daha geniş fırsatlardan kaynaklanmaktadır.

İleri yaş kadınlar, genç kadınlarla aynı gebelik komplikasyonları açısından risk altındadır, ancak bu sorunların bazılarında risk bu yaş grubunda daha yüksektir.

İleri annelik çağında hamilelik deneyimi, hem hamileliğin kendisinden kaynaklanan değişiklikler hem de sağlığı olumsuz yönde etkileyen hamilelikle ilişkili komplikasyon riskinin artması nedeniyle, kadın yaş almaya devam ettikçe sonraki sağlığını etkileyebilir.

ERKEN DÖNEM GEBELİK SORUNLARI

  • Kendiliğinden düşük (gebelik kaybı): İleri yaş kadınlarda daha yüksek oranda kendiliğinden düşük görülür. Bu kayıplar hem trizomik hem de öploid olup öncelikle oosit kalitesindeki düşüşten kaynaklanmaktadır; rahim ve hormonal fonksiyondaki değişiklikler de rol oynayabilir. Kayıpların büyük çoğunluğu gebeliğin 6 ila 14. haftaları arasında meydana gelir.
  • Kromozomal anormallikler: tek gen bozuklukları bu yaş grubunda daha fazla görülmektedir.
  • Dış gebelik: Anne yaşının ≥35 olması, genç kadınlara kıyasla dış gebelik riskinin dört ila sekiz kat artmasıyla ilişkilidir.
  • Konjenital malformasyonlar: Doğuştan anomalili bir çocuğa sahip olma riski, anne yaşının artmasıyla birlikte artabilir, çeşitli analizler, kadınlarda yaş ilerledikçe kromozomal olmayan anomali riskinin de arttığını ileri sürmektedir. Özellikle kardiyak anomalilerin, anöploididen bağımsız olarak anne yaşı arttıkça arttığı görülmektedir.

 

GEÇ DÖNEM GEBELİK SORUNLARI

Bazı obstetrik komplikasyonlar, yalnızca yaşlanma süreciyle ilişkili gibi görünürken, diğerleri büyük ölçüde çoğul gebelik, yüksek doğum sayısı ve daha az görülme olasılığı olan kronik tıbbi durumlar gibi eşlik eden faktörlerle ilişkilidir.

-Kanser gibi tıbbi ve cerrahi hastalıkların yaygınlığı, kalp damar hastalıkları, böbrek  ve otoimmün hastalıklar,  obezite yaş ilerledikçe artmaktadır . Bu nedenle, ≥35 yaşındaki kadınlar, genç kadınlara göre iki ila üç kat daha fazla hastaneye yatış, sezaryen doğum ve gebelikle ilişkili komplikasyon oranları yaşamayı bekleyebilirler.

-Hipertansiyon, hamilelikte karşılaşılan en yaygın tıbbi sorundur ve özellikle ileri yaş kadınlarda yaygındır. Kronik hipertansiyon tanısı alma olasılığı ≥35 yaşındaki kadınlarda 30 ila 34 yaşındaki kadınlara göre iki ila dört kat daha fazladır.

-Diyabet yaygınlığı, anne yaşıyla birlikte artar; hem önceden var olan diyabet hem de gebelikte ortaya çıkan diyabet oranları artmaktadır. Genel obstetrik popülasyonda gestasyonel diyabet insidansı yüzde 3 olup, 40 yaşın üzerindeki kadınlarda yüzde 7 ila 12’ye, 50 yaşın üzerindeki kadınlarda ise yüzde 20’ye yükselmektedir. Önceden var olan diyabet, konjenital anomaliler, perinatal mortalite ve perinatal morbidite riskinin artmasıyla ilişkilidir; gestasyonel diyabetin ana komplikasyonu ise iri bebek, amnios sıvısının artışı ve bunlarla ilişkili kötü sonuçlardır.

-Plasenta sorunlar, plasentanın aniden yerinden ayrılması ve plasentanın rahim ağzına alt kısıma yerleşmesi doğum yolunu kapatması gibi gibi sorunlarının görülme olasılığı ileri yaş kadınlar arasında daha yüksektir.
-İleri anne yaşı, son birkaç yılda gözlemlenen artan düşük doğum ağırlığı ve erken doğum oranındaki artışın önemli bir kısmından sorumludur.
-Çoğul gebelik, ilerleyen yaş, ikiz gebelik prevalansının artmasıyla ilişkilidir; bu da hem doğal ikiz gebelik riskinin daha yüksek olması hem de ileri yaş kadınlarda yardımlı üreme tekniklerinin daha yüksek kullanımı ile ilişkilidir.

– Sezaryen ile doğum, oranının bu yaş grubunda yüksek olmasının nedenleri tartışmalıdır; ancak bu grupta tıbbi komplikasyonların artmış olması, doğum indüksiyonu ve fetusun doğum kanalına giriş bozuklukları yanı sıra hem hastalar hem de doktorlar arasında sezaryen doğum gerçekleştirmek için daha geniş bir endikasyon eşiği bulunmaktadır. Özellikle bu grupta annenin sezaryen doğum isteği daha yaygın hale gelmektedir.

Bu risklerin artışıyla birlikte araştırmalar kadınların çoğunun iyi hamilelik sonuçlarına sahip olduğunu ve hamileliğin fiziksel ve duygusal stresiyle başa çıkabildiklerini göstermektedir.

Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ulviye Hanlı

]]>
https://www.bebek.com/gec-gebelik/feed/ 0
Gebelikte Baş Ağrıları Neden Olur? https://www.bebek.com/gebelikte-bas-agrilari/ https://www.bebek.com/gebelikte-bas-agrilari/#respond Thu, 01 Feb 2024 14:20:40 +0000 https://www.bebek.com/?p=80497 Gebelikte Baş Ağrıları Neden Olur?

Baş ağrısı nöroloji bölümüne başvuruların en sık nedenidir. Gebelikte de bulantı-kusma gibi sıkça görülen bir problemdir. Doğum çağında olan kadınların (40 yaş altı) yaklaşık yüzde 60’ında baş ağrısı şikâyeti bulunurken, bu şikayet gebe kadınlarda ise yaklaşık yüzde 35 gibi hiç azımsanmayacak oranda görülmektedir. Özel Aile Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu, “Bu kadar sık görülen bir hastalık veya bulgu ile baş etmek de gayet zordur. Gebelikte rastlanan baş ağrısı fizyolojik yani gebeliğe bağlı gelişen normal nedenlerden kaynaklanabileceği gibi altta yatan başka bir hastalığın da göstergesi olabilir.” diyerek anne adaylarını uyarıyor.

Baş Ağrısı Tipleri

Gebeliğin ilk dönemlerinde değişen hormon seviyelerine bağlı olarak hafif baş ağrıları görülürken ilerleyen dönemlerde ise daha ciddi problemlerin yansıması olan baş ağrılarına rastlanıyor. Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu şöyle diyor: “Özellikle gebeliğin ilk 20 haftasında gebe kalmadan önce mevcut devam eden migren, küme baş ağrısı veya gerilim tipi nörolojik temelli baş ağrıları görülürken yine bu dönemde ve ilerleyen dönemlerde gebeliğin kendisi kaynaklı oluşan, uyku bozuklukları, stres, göz yorgunluğu, susuzluk ve kan şeker seviyesinin azalması gibi nedenlere bağlı olarak da baş ağrısı görülebilmektedir. Genellikle gebeliğin bu erken döneminde kadının gebelikten önce sahip olduğu migren gibi kronik baş ağrıları çoğu kadında özellikle hormonal durumun sabit olmasından kaynaklı, iyileşmektedir.”

Gebeliğin son dönemine dikkat!

Gebeliğin özellikle geç dönemlerinde ortaya çıkan ve başka hastalıkların habercisi olabilen baş ağrıları vardır. Bu tip ağrıları tanımak ve tedavi etmek oldukça zordur. Bu noktada Prof. Dr. Ali Emre Tahaoğlu, şu konunun altını çiziyor: “Bu dönemde gelişen baş ağrılarının altında bazı hastalıklar yatıyor olabilir ki bunların en başında gebelik zehirlenmesi adını verdiğimiz ‘preeklampsi’ hastalığı görülür.

Yine hipertansiyon, beyin kanaması, inme, travma, sinüzitten beyin zarı iltihabı olan menenjite neden olan enfeksiyöz hastalıklar ve beynin damarsal anormallikleri gibi ikincil birçok neden gebelikte baş ağrısı nedenidir. Özellikle gebeliğin geç döneminde ortaya çıkan yeni baş ağrıları, önceki baş ağrısına göre şiddeti ve davranışı değişen baş ağrıları, 5 dakikadan daha kısa sürede oluşan şiddetli baş ağrıları, öksürmek veya gülmekle artan ağrılar; bunların yanında ağrıya eşlik eden ateş, nöbet geçirme ve diğer nörolojik bulgular detaylı incelemeyi gerektirir. Gebelikte görüntüleme yöntemlerinden tanı için yararlanabiliriz, ultrasonografi ve MR güvenle yapılabilir.”

Gebelikte Baş Ağrısı Tedavisi

Baş ağrısı değerlendirilip neden saptandıktan sonra nedene yönelik tedavi yapılır. Prof. Dr. Tahaoğlu, tedaviler konusunda şu bilgileri veriyor:  “Bazı durumlarda sadece gebeliğin kadında meydana getirdiği fizyolojik değişikliklere, hormonal değişikliklere, postüral değişikliklere ve kaygı gibi bozukluklarına da bağlı baş ağrısı görülebilir. Bu durumun tedavisinde de hayat tarzı değişiklikleri öneririz.

Düzenli uyku, öğünlerin atlanmaması, spor yapma, stresten uzak durma bol su tüketimi gibi basit çözümler ile baş ağrısı ile mücadele edilebilir. Yine yoga akapunktur ve davranış terapileri ilaç kullanılmadan yapılabilir. Özellikle migren hastalığı gebelikte baş ağrısının en büyük nedenlerinde olduğu için ona yönelik bazı ilaçlar başarı ile kullanılmaktadır. Ayrıca özellikle hipertansiyona bağlı gelişen baş ağrıları için de ilaçlı çözümler bebeğe zarar vermeden kullanılabilmektedir. Sonuç olarak gebelerde sık görülen baş ağrılarının çoğu zararsız ve işin doğası nedeniyle normal olarak görülürken, bazı alarm verici problemlerde ise işin uzmanına danışıp detaylı olarak hastanın değerlendirilmesi ve tedavisinin yapılması gerekir. Kullanılan ilaçlar gebelik durumu gözetilerek seçildiği için de bebeğe bir etkisi olmayacaktır.”

 

 

]]>
https://www.bebek.com/gebelikte-bas-agrilari/feed/ 0
NST Nedir? https://www.bebek.com/nst-nedir/ https://www.bebek.com/nst-nedir/#respond Tue, 23 Jan 2024 11:31:57 +0000 https://www.bebek.com/?p=80441 Bu yazımızda anne adayları tarafından sıkça merak edilen “NST” ile ilgili soruları Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Suat Karataş’a yönelttik. “NST nedir? Ne zaman ve niçin uygulanır? NST öncesi dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?” ve daha birçok sorunun cevabı için makalemizi okumaya devam edebilirsiniz.

1-NST Nedir?

Non-stress test (NST), ileri gebelik haftalarında Kardiyotokograf (Kardiyo=kalp, toko=rahimin kasılması) adı verilen cihaz kullanılarak yapılan, bebeğin kalp atım hızı ve seyrini, bebek kalp atımının bebeğin hareketine olan tepkisini ve varsa rahim kasılmalarını, yine rahim kasılmaları ile birlikte bebek kalp atımında olan değişimlere bakarak , bebeğin iyilik durumunu değerlendiren bir tarama testidir. Doğumun başlarında ve doğumun seyrinde de aynı amaçla kullanılmaktadır.

Gebelik haftası ilerledikçe, takip sürecinde fetüsün (bebeğin) gelişiminde problem saptanması, bebeğin suyu ile ilgili problem saptanması veya tahmin edilen doğum tarihinde gecikme yaşandığında, bebeğin durumunun iyi olduğunu ve yeterli oksijen aldığını anlamak için çoğunlukla üçüncü üç aylık (3. trimester) dönemde hekiminiz NST tarama testini isteyebilir.

NST güvenilir, non-invaziv (zararsız), uygulanması kolay bir testtir.

2- NST Ne Zaman ve Niçin Uygulanır?

Risksiz devam eden gebelik takibi durumlarında, NST taramasına genelde 36. gebelik haftasından sonra başlanır, çoğunlukla haftada bir şeklinde uygulanılır, 40. gebelik haftası itibari ile 3 günde bir uygulanır.

NST uygulamasının, bebek üzerinde yaratacağı olumsuz bir durum söz konusu değildir.

NST taraması , sıklıkla anne adayı bebek hareketlerinin azaldığını belirttiğinde, rahim kasılmalarının olduğu şüphesi duyduğu anlarda kullanılırsa çok değerli bilgi sağlayacaktır. NST sonucuna göre, başlayan bir doğum eylemi olup olmadığı, bebeğin oksijenasyonu açısından sorun olup olmadığı dolaylı yoldan anlaşılacaktır.

NST taraması, riskli bir gebelik durumu mevcut ise 26- 28. haftadan itibaren yapılmaya başlanır.

Non-stress test (NST) taraması gerektiren nedenler:

  • Beklenen doğum tarihi geçtiği zaman,
  • Bebekte gebelik haftasına göre 2 haftaya yakın bir küçüklük, gelişme geriliği söz konusu ise veya bebeğinizin hareketlerinde belirgin bir azalma mevcutsa,
  • Gebelik Diyabeti, gebelikte yeni başlayan tansiyon yüksekliği saptanması (preeklampsi), tip 1 diyabet, kalp hastalığı veya sistemik kronik ek bir hastalık (Damar hastalığı, SLE, Romatoid Artrit) varsa,
  • Çoğul gebelik ve bununla ilgili ikiz gebeliklerde bebekler arası gelişim farkı sorunu varsa,
  • Daha önceki gebeliklerde ani bebek ölümü, erken doğum, gelişme geriliği veya gebelikte yüksek tansiyon sorunu yaşandığı durumlarda,
  • Kan (RH) uyuşmazlığı varsa,
  • Amniyon sıvısı (bebeğin suyu) miktarı az veya fazla ise (oligo-polihidramnios)

Gebelik takibi süresince, anne adayının bir risk faktörü yoksa, 36. haftadan önce NST taraması istenmesi strese sebep olabilir. Bu nedenle, risk faktörünün olmadığı durumlarda 36. gebelik haftasından önce NST taraması için gereklilik yoktur.

3- NST Nasıl Uygulanır?

NST işlemi, gebe yarı oturur pozisyondayken veya yatarak yapılır. Kullanılan NST cihazına göre değişmekle birlikte elinize bir buton da verilebilir ve  bebek hareketini her hissettiğinizde basmanız istenebilir.

Kardiyotokograf adı verilen cihazda, gebenin karnı üzerine bir kemer yardımı ile tespit edilen iki adet prob (alıcı) uç vardır. Bu problardan birisi rahim kasılmasını (Uterus kontraksiyonu), öteki prob ise bebek kalp sesini algılamak için karın üzerine sabitlenir. Kardiyotokograf cihazında tespit edilen rahimdeki kasılma ve bebek kalp sesi, bir grafik halinde kağıda aktarılıp yazdırılır.

NST taraması ortalama 20 dakika sürse de bazen 40 dakikaya kadar uzatılabilmektedir. Bebek kalp atım hız düzeyi ve reaktivitesi (kalp atım hızında olan değişimler), rahimde olan kasılma ve bebeğin rahim kasılmalara verdiği cevaplar hekim tarafından değerlendirilerek bebeğin sağlığı hakkında dolaylı bir bilgi elde edilmiş olur. Kalp atımları ve rahim kasılmaları bir grafik kağıt üzerine aktarılır. Kağıtta üstte yazdırılan kısım kalp sesini, alttaki kısım ise rahim kasılmasını gösterir.

4- NST’ye Girmeden Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

NST taramasına girmeden önce, acil bir durum söz konusu değilse anne adayı tok olmalı, mümkünse şekerli bir şeyler içip, atıştırmalık bir şeyler yemelidir. Bunun dışında NST öncesi çok özel bir hazırlık gerekli değildir. NST bazen 40 dakikaya kadar uzayabileceği için, öncesinde anne adayının tuvalet ihtiyacı varsa gidermesi daha iyi olacaktır.
Karın kısmına kolay ulaşılacak bol veya rahat bir elbise giymek iyi olacaktır. Böylelikle NST probları sorunsuz olarak karın kısmına yerleştirilebilir.

5- Her Hamileye NST Uygulanabilir Mi?

Anne adayında çok acil bir durum söz konusu değilse (akut solunum sıkıntısı ve ciddi bir vajinal kanama) her gebeye rahatlıkla NST uygulanabilir. Riskli gebelerde 26. haftadan, risksiz gebelerde 36. haftadan itibaren bu işlem uygulanabilmektedir.

6- NST Değeri Nasıl Yorumlanır?

NST değeri yorumlarken NST’nin reaktif veya non-reaktif olmasına bakılır.

  • NST’nin Reaktif olması;

Hareketi iyi olan ve bu harekete tepki olarak kalp atım hızı artışı normal bir bebek için test “reaktif” olarak yorumlanır. Reaktif olması bebeğin sağlıklı ve oksijenasyon açısından sorunun olmadığını gösterir.

  • NST Sonucunun Non-Reaktif olması;

Ortalama 20 dakika süren NST taraması süresince bebek hareketinin az olması veya bebek hareketlendiğinde kalp atım hızında beklenenden çok az artış ve beklenen kalp atım hızlanmasının olmadığı durumdur. Her non-reaktif NST sonucu, mutlaka sorunlu bir durum olduğu anlamına gelmeyebilir. Bebeğin suyunda azlık durumu veya gelişme geriliği yok ise çoğunlukla bebeklerin uyuduğu durumlarda daha az aktif oldukları için non-reaktif sonuç çıkabilmektedir. Fakat, non-reaktif sonuç, bazen bebeğin yeterince oksijen alamadığını da göstermektedir.

Non-reaktif bir NST sonucunda, hekiminiz NST tarama süresini 20 dakikadan 40 dakikaya uzatabilir. Bu esnada aç iseniz hekiminiz tatlı atıştırmalık yemenizi veya şeker içeren tanesiz içecekler içmenizi önerebilir. Bu öneriler bebeği daha çok hareket etmeye teşvik edici yöntemlerdir.

Hekiminiz NST sonucunuzun gerçek non-reaktif sonuç olduğunu düşünürse, doğum kararının doğruluğunu belirlemek için (doppler ultrasonografi gibi) ek testler de önerebilir.

Hamilelikte Sağlık ve Yapılması Gereken Testler ile ilgili yazılarımızı okumak için tıklayın: https://www.bebek.com/hamilelik/hamilelikte-saglik-ve-testler/

Sağlıklı günler dileriz.

]]>
https://www.bebek.com/nst-nedir/feed/ 0
Preeklampsi (Gebelik Zehirlenmesi) Nedir? https://www.bebek.com/preeklampsi/ https://www.bebek.com/preeklampsi/#respond Wed, 10 Jan 2024 11:00:00 +0000 https://www.bebek.com/?p=80367 Preeklampsi nedir?

Preeklampsi veya Gebelik Zehirlenmesi, hipertansiyon ve proteinüriyle (idrarda yüksek miktarda protein bulunmasıyla) karakterize genellikle gebeliğin 20. Haftasından sonra görülen hastalıktır.  Preeklampsi, hipertansiyon ve proteinürinin yanı sıra karaciğer ve böbrek gibi organlarda fonksiyon bozukluklarının da görülebildiği multisistemik bir durumdur.

Preeklampsi Neden Olur?

Günümüzde preeklampsinin kesin nedeni henüz tam belirlenememiştir. Preeklampsinin yaygın olarak kabul edilen bir nedeni, annede önemli fizyolojik işlev bozukluğuna yol açan anormal plasentasyon teorisinden kaynaklanmaktadır. Preeklampsinin rahim ve plasenta arasındaki kan dolaşımındaki bozuklukla ilişkili olduğu düşünülmektedir.

Belirtileri nedir?

Hipertansiyon, proteinüri, trombositopeni, böbrek yetmezliği, bozulmuş karaciğer enzimleri, sağ üst kadran veya epigastrik ağrı, ödem, baş ağrısı ve görme bozuklukları yer almaktadır.

Risk faktörleri nelerdir?

Preeklampsinin yaygın risk faktörleri arasında ilk gebelik (nulliparite), 40 yaş üzerinde olmak, obezite, önceki gebelikte plasentanın erken ayrılması veya preeklampsi öyküsü, çoğul gebelik, mol gebeliği, yardımcı üreme teknolojisi kullanımı, kronik hipertansiyon, kronik böbrek hastalığı, tip 1 veya tip 2 diabetes mellitus, sistemik lupus eritematozus (SLE), antifosfolipid antikor sendromu bulunmaktadır.

Preeklampsi tanısı nasıl konur?

Preeklampsinin temel kriterleri gebelikte başlayan hipertansiyon (ortalama sistolik kan basıncının ≥ 140 mmHg ve diyastolik kan basıncının ≥ 90 mmHg olması) ve proteinüri birlikteliğidir. Proteinürinin görülmediği durumlarda hipertansiyon ile birlikte trombositopeni, bozulmuş karaciğer enzimleri, akciğer ödemi, serebral ve görme ile ilgili belirtilerden birinin görülmesiyle de tanı konulabilir. Yüksek tansiyonun gebelikten önce görüldüğü (kronik hipertansif) hastalarda preeklampsi bulgularının eklenmesi ise süperempoze preeklampsi olarak isimlendirilir.

preeklampsi

Preeklampsinin anne ve bebeğe etkileri nelerdir?

Preeklampsi annede karaciğer, böbrek, uterus başta olmak üzere solunum, kardiyovasküler ve serebrovasküler sistemlerde disfonksiyonlara neden olmaktadır Preeklampsinin annede görülen en önemli iki komplikasyonu komplikasyonu HELLP sendromu (hemoliz, karaciğer enzimlerinde artış, trombositopeni) ve eklampsi (preeklampsi tablosuna nöbetlerin eklenmesi) durumudur. Ek olarak önü alınamayan preeklampside annede böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği, myokardial enfarktüs, akciğer ödemi, serebral hemoraji, hepatik rüptür ya da hemoraji, retina dekolmanı ve körlük gibi komplikasyonlar hatta anne ölümü gerçekleşebilir.

Preeklampsi durumunda fetüste ise  plesantal yetmezlik sonucu gelişen intrauterin gelişme geriliği (IUGG)  ve erken doğuma bağlı olarak gelişen prematüriteye bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar izlenebilir. Plasentanın erken ayrılması (ablasyo plasenta) durumu yaşanabilir ve buna bağlı bebek kaybedilebilir.

 Tedavi yöntemleri nelerdir?

Preeklampsinin kesin tedavisi fetüsün doğumudur. İyi kontrol edilen gebelik hipertansiyonu ve hafif  preeklampsisi olan hastalarda  37. Haftaya kadar sıkı gözlem ile beklenebilir. Gebeliği 34 haftayı tamamlamış olan şiddetli preeklampsi olgularında ya da anne veya fetusun durumun stabil olmadığı gebelerde gebelik haftasına bakılmaksızın annenin hemodinamik durumu stabil olur olmaz doğumun gerçekleştirilmesi önerilir. Preeklampsi ile komplike olmuş gebeliklerde doğuma kadar olan süreçte hasta takip edilirken evde veya hastanede yatak istirahati önerilir. Anneye kan basıncını kontrol altında tutan ilaçlar verilir. Bebeğin kalp atış hızı ve iyilik hali ultrasonografi ve nst cihazlarıyla sık sık kontrol edilir. Eğer 34. haftadan önce doğum yapılacaksa, bebeğin akciğer olgunlaşması için steroid uygulaması yapılır. Ağır özellikli preeklampsi hastalarında nöbetleri önlemek için intravenöz magnezyum sülfat tedavisine başlanır.

İlk gebeliğinde preeklampsi yaşayan bir kadının diğer gebeliklerinde de aynı sorun yaşanır mı?

Preeklampsinin risk faktörlerinden biri önceki gebeliklerde preeklampsi geçirmektir. İlk gebeliğinde preeklampsi yaşayan bir kadının diğer gebeliklerinde de preeklampsi geçirme ihtimali artmakla birlikte, aynı sorunun tekrarlanması kesin değildir.

Dr. Öğretim Üyesi Merve Demir

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

]]>
https://www.bebek.com/preeklampsi/feed/ 0
Anne Adaylarının Sorunu: Mide Bulantısı https://www.bebek.com/anne-adaylarinin-sorunu-mide-bulantisi/ https://www.bebek.com/anne-adaylarinin-sorunu-mide-bulantisi/#respond Mon, 08 Jan 2024 08:36:51 +0000 https://www.bebek.com/?p=80325 Gebelik, anne adayları için çok özel ve mucizevi bir dönemdir. Fakat güzel olan her şey gibi gebeliğin de istenmeyen etkileri vardır. Gebeliğin başlaması ile birlikte hormon düzeyleri değişmeye başlar. Yaşanan değişimlerin arasında mide bulantısı oldukça sık görülür.

Avrasya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Süleyman Yeniocak, gebelik döneminde yaşanan mide bulantısına dair merak edilen tüm detayları anlattı.

Anne Adaylarının Sorunu: Mide Bulantısı

Gebelik dönemi birçok yan etkiyi de beraberinde getirebilir. Değişen hormon düzeylerine bağlı olarak kusma, öğürme, koku hassasiyeti yaygın olarak görülür. Bütün anne adayları bu şikayetleri yaşamadığı gibi, şikayetlerin şiddeti de kişiye göre değişkenlik gösterebilir. Aynı zamanda bazı kadınlar şikayetleri ara ara yaşayabiliyorken, bazı kadınlar sürekli olarak mide bulantısı ile birliktedir.

Mide bulantısı ağırlıklı olarak 4. ve 6. hafta ile kendini göstermeye başlar. 9. haftada şiddetini artırır ve 16-18. hafta aralığında düzelme eğilimi gösterir. Buna bağlı olarak gebeliğin ilk birkaç ayında meydana gelen mide bulantısı, sabahları yoğun olarak hissedilirken etkisini günün her saati devam ettirebilir.

Sabah Bulantıları Anne Adaylarını Zorlayabilir!

Gebelik döneminde mide bulantısının görülmesi normal bir durum olarak kabul edilir. Genel olarak şikayetler sabah saatlerinde başladığı için bu durum “Sabah Hastalığı” olarak adlandırılır. Gebeliğin ilk dönemlerinde sıklıkla meydana gelen sabah hastalığı 16. haftadan sonra düzene girmeye başlar. Sabah bulantıları anne adayını çok hırpalayabilir. Çünkü şikayetler sabah saatlerinde başlasa da, gün boyu devam etme eğilimi gösterebilir. İlk gebeliklerde daha fazla görülen bu hastalık, ikinci ve üçüncü gebeliklerde daha nadir görünür.

Mide Bulantısını Azaltmak Mümkün Mü?

Gebelik döneminde yaşanan mide bulantısını her zaman ortadan kaldırmak mümkün olmasa da yaşanan semptomların şiddetini azaltmak için yapılması gereken bazı noktalar söz konusudur. Bunlar;

  • Midenin aşırı dolmasını engellemek için sık sık fakat küçük porsiyonlarla yemek yenmeli,
  • Protein ağırlıklı beslenilmeli, yağlı ve kötü kokulu besinlerden uzak durulmalı,
  • Sıvı kaybını önlemek adına bol su tüketilmeli,
  • Muz, patates, nohut gibi B6 açısından zengin içerikli ürünler tüketilmeli,
  • Temiz hava almak ihmal edilmemeli ve egzersiz yapılmalı
  • Uyku düzenine dikkat edilmeli, gün içerisinde yeteri kadar dinlenmeli,
  • Dar kıyafetler yerine, midede baskı oluşturmayan rahat kıyafetler tercih edilmelidir.

Anne adaylarının bazıları mide bulantısının neden olduğu semptomları ilaç kullanmadan atlatabilir. Ancak bazı durumlarda bulantıların şiddeti yüksek olabilir. Mide bulantısından kurtulmak isteyen anne adayları semptomları hafifletmek için ilaç kullanmayı düşünebilirler. Bunun yanı sıra kullanılan ilaçların bebeğe zarar verip, vermediği merak edilir.

Herhangi bir ilaç kullanmadan önce mutlaka uzman bir doktor ile görüşülmeli, mevcut bir hastalık varsa bildirilmelidir. Bunun sonucunda uzman doktor, anne adayı için en uygun mide bulantısı kesici ilacı belirleyecektir.

 

Üçüncü Ayın Sonunda Mide Bulantısı Hafifler!

Gebelikte yaşanan mide bulantısı şikayetleri genellikle üçüncü ayın sonunda hafifleyerek sonlanma eğilimi gösterir. Ancak her anne adayı bu süreci birbirinden farklı şekilde atlatmaktadır. Bu nedenle semptomların başlama ve bitiş tarihi ile ilgili net bir bilgiye ulaşmak mümkün değildir. Hiç mide bulantısı yaşamayan anne adayları varken, gebeliğin son haftasına kadar mide bulantısı yaşayan anne adayları da bulunur.

Öte yandan anne adayları ikinci gebelik sırasında, öncesine oranla çok daha tecrübeli ve bilgilidir. İlk gebelikte psikolojinin ve vücudun yeni tanıştığı semptomlar artık yabancı değildir. Bununla birlikte vücut bazı harika savunma mekanizmaları geliştirir. İlk hamileliğinizde olanlarla aynı semptomları yaşamayabilirsiniz.

Mide Bulantısı Olmaması Normal Mi?

Gebelik döneminde mide bulantısı ve kusma gibi durumlar yaşamayan anne adayları, bebeğin sağlıklı olup olmadığı konusunda endişe yaşayabilir. Fakat bu durum sizin ve bebeğinizin sağlığıyla ilgili bir sorunun göstergesi değildir. Gebelik döneminde mide bulantısı yaşamayan kadınlara rastlanır ve süreçlerini sağlıklı bir şekilde ilerletebilirler.

Mide bulantısı, kusma, öğürme gibi durumlar hamileliğin normal bir şekilde ilerlediğini veya ilerlemediğini gösteren bir işaret değildir.

Mide Bulantısının Nedenleri

Gebelik döneminde yaşanan mide bulantısının net bir nedeni olmamakla birlikte birçok olası durumdan söz edilebilir. Bunlar:

  • Östrojen seviyesinin yükselmesi
  • Hamilelikte oluşan yüksek progesteron seviyeleri
  • İnsan koryonik gonadotropin hormonu
  • Artan koku hassasiyeti
  • Kan basıncında yaşanan değişiklikler

Sonuç olarak, mide bulantısı birçok anne adayını zorlayan bir süreç olmakla birlikte gebelikte döneminde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu dönemde yaşanan mide bulantısı ile başa çıkmak için uzman desteği almakta fayda vardır.

Hamilelik hakkında merak ettiğiniz tüm konular hakkındaki yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Tüm anne adaylarına sağlıklı ve rahat bir hamilelik süreci dileriz,

Sevgilerimizle.

]]>
https://www.bebek.com/anne-adaylarinin-sorunu-mide-bulantisi/feed/ 0